PYD Eş Başkanı Salih Muslim bölgede yaşanan son gelişmeleri ve uluslararası güçlerin PYD ve demokratik özerklik yönetimine yaklaşımı ve diplomatik görüşmeleri hakkında ANHA’nın sorularını yanıtladı.

Türkiye, Katar ve Suudi Arabistan, Suriye’deki sorunun çözülmesini istemiyor” olduğunu savunan Salih Müslim, “Bir yandan Suriye için siyasi çözüm istiyorlar bir yandan da bazı uluslararası güçler Suriye’deki soruna ciddi yaklaşmıyor. Bu nedenle Suriye’de yaşanan karışıklık bazen çok  harlanıyor bazen gevşiyor bazen de unutuluyor” dedi.

"BAZI ULUSLARARASI GÜÇLER SURİYE’DEKİ SORUNA CİDDİ YAKLAŞMIYOR" 

*Suriye’de yaşanan son gelişmeleri nasıl değerlendiriyorsunuz?

Bir süre önce Suriye’de  siyasal çözüm için arayışlar oldu. Birçok güç çıkarları için bu soruna ciddi yaklaşmadı. Yani karadan askeri olarak ilerleyip ardından siyasi olarak ilişkilenmek istiyorlar. Suriye rejimi ve muhalefeti de aynı fikirde. Uluslarası güçlerde bu şekilde. Bir yandan Suriye için siyasi çözüm istiyorlar bir yandan da bazı uluslararası güçler Suriye’deki soruna ciddi yaklaşmıyor. Bu nedenle Suriye’de yaşanan karışıklık bazen çok  harlanıyor bazen gevşiyor bazen de unutuluyor. Gerçekten hiçbir güç Suriye halkının acılarını hissetmiyor. Şimdiye kadar yüzbinlerce insan katledildi ve binlerce ev yıkıldı. Bu savaşın ve akan kanın durdurulmasını gerçekten isteyen güç Kürt halkıdır. Hatta birçok güç Cenevre görüşmelerinde ‘Kürtler hazır olmazsa Suriye’deki karışıklık çözümlenemez’ diyor. Bu doğru. Ama burda şüphe uyandıran şey ise neden hala Kürtlerin Cenevre’ye katılması istenilmiyor? Kürtlerin katılmasını istemeyenler sadece Kürtlerden rahatsız değiller. Onlar biliyor ki eğer Kürtler katılırsa Suriye çözümü için ciddi adımlar atılacaktır. Bu nedenle Kürtlerin katılmasını istemiyorlar.

*Uluslararası güçlerin PYD ve özerklik yönetimine yaklaşımı nasıl?

Bu gün Rojava’da bir gerçeklik var; örgütlü bir halk var. Doğru bir siyaset yapılıyor ve bu siyaset temelinde yürüyor. Savunma güçleri var. Amerika ve Rusya başta olmak üzere uluslar arası güçler, Rojava’yı ve özerklik sistemini iyi anlamışlar ve bu nedenle projelerini öneriyorlar. Ancak başta Türkiye, Katar ve Suudi Arabistan olmak üzere bölgesel güçler, Rojava ve uluslar arası güçler arasındaki ilişkilerin gelişmesini istemiyorlar. Eğer Amerika ve Rusya da Suriye için siyasi bir çözüm istiyorlarsa ‘Kürtler Cenevre’ye katılmalı’ demeliler. Ancak görülüyor ki Amerika ve Rusya Suriye’deki karışıklık konusunda ciddi değil ve Türkiye, Katar, Suudi Arabistan Suriye’deki sorunun çözülmesini istemiyor.

CENEVRE VE RUSYA

*Diğer taraftan Rusya Dışişleri bakanı  Sergey Lavrov partinizin  Avrupa temsilcisiyle görüştü ve Kürtlerin Cenevre’ye katılması gerektiği söyledi.  Bu ne anlama geliyor, gerçekten bir değişiklik var mı?

Rusya daha önce de, ‘Kürtler Suriye’nin esas bir gücüdür ve Suriye sorununun çözümü Kürtler olmadan olmaz’ dedi. Rusya açık söylüyor. Ama Amerika açıkça söylemiyor. Ama her iki tarafında Kürtlere inancı var. Ayın 16’sında partimizin temsilcisi Xalid İsa Fransa’da Rusya Dışişleri bakanı Sergey Lavrov’la bir görüşme yaptı. Bu görüşme ayın 17’sinde Viyana’da Suriyedeki sorunlara ilişkin dışişleri bakanların katıldığı bir toplantıda yapıldı. Görüşmeler bu çerçevede yapıldı. Rusya Suriye’deki tüm bileşenlerin katıldığı doğru  bir temsilcilik oluşturma çabasında. Rusya, Riyad heyetinin Suriye’nin tamamını temsil etmediği görüşünde. Bu da doğrudur. Rusya’nın isteği ya ortak bir heyetin Cenevre görüşmelerini yürütmesi ya da iki heyet oluştulması. Kürtler ve Rojava temsilcileri bir heyet iken diğer heyet de Riyad heyeti. Ancak inanıyoruz ki ; Kürtler olmadan bir çözüm olası değildir.

ABD VE DSG

*Amerikalı yetkililerle temaslarınız oldu, nasıl geçti?

Amerika ile ilişkilerimiz yeni değil. Daha önceden de aramızda ilişkiler vardı ve daha çok da ABD başkanı Obama’nın IŞİD’a karşı mücadele temsilcisiyle çok daha fazla ilişkilenme söz konusu oldu. Ağırlıklı olarak görüşlerimizi paylaşıyoruz. Ama DSG (Demokratik Suriye Güçleri) ve Amerika arasındaki yardım başka bir konu. DSG ve Amerika arasındaki ilişkinin bizim ilişkimizden daha güçlü olduğunu tahim ediyorum. Çünkü IŞİD’e karşı mücadelede ortak amaçları var.

ROJAVA-KUZEY SURİYE DEMOKRATİK FEDERALİZM PROJESİ

*Uluslar arası güçlerin Rojava-Kuzey Suriye Demokratik federalizm projesine yaklaşımlarını nasıl buluyorsunuz?

İlan edilen Rojava-Kuzey Suriye Federalizm projesi Suriye’nin kendi iç gelişmelerinin sonucudur. Uluslar arası güçlerin bazı görüşleri olabilir. Ancak biz  federal sistemlerinin farklı örneklerinin  olduğunu söyledik. Neden bu onlara helal de bize haram oluyor? Görülüyor ki uluslar arası güçler de bazı tarafların etkisi altında. Özellikle de Türkiye’nin. Suriye Ulusal Koaslisyonu(SUK) ve Baas rejiminin zihniyetleri aynıdır ve bunlar sadece federalizm projesine karşı anlaşmışlardır. Aynı zamanda Türkiye,  SUK ve rejim Kürtlerin parçalamayı istediğin düşünüyor. Tam tersine Suriye’nin bütünlüğünü koruyacak tek sistem federalizmdir. Diğer taraftan herkes Suriye’nin eskiye dönemeyeceğini ve artık tek bir merkezden yönetilemeyeceğini söylüyor. Bu durumda Suriye sorunu nasıl çözümlenecek? Muhalefet güçleri böylesi bir projeyi sunacak düzeye gelmemiştir. Eğer sunabilseler dahi kendi bağımsız fikirleri olmayacaktır. Ya Amerikanın ya da Rusya’nın düşüncesi olacaktır. Bu durumda propagandasını da yapacaklardır. Ama bu projeyi biz kendimiz sunduğumuz için kimseden izin istemedik .  Bu nedenle şimdi karşı çıkıyorlar. Amerika ve Rusya neden bize söylemediniz, diyorlar. Bu Suriye’deki iç gelişmelere has bir durumdur, neden size söyleyelim? Bu projenin gerçekliği herkesin dilini kısaltıyor. Biz projeyi ilan etmek için Mihemed Elus ve Beşar Ceferi’nin anlaşmasını beklemeyeceğiz. Kürt, Arap, Ermeni, Süryani, Türkmen halkı birlikte bu projeyi sundular ve bunun üzerinde çalışıyorlar. Çünkü bölge halkı federalizm projesi yoluyla  birlikte yaşayabileceğine biliyor.

*Gelişmelere göre önümüzdeki süreçte neler olacak?

Suriye’nin sorunu kimin kime daha çok baskı yapacağıdır. IŞİD ve El Nusra çetelerinin terörist olduğunu söylüyorlar. Öte yandan bu çete gurplarına şimdiye kadar da cephane ve eleman aktarımı yapılıyor. Çetelere, bu desteğin nasıl ulaştığını hekes biliyor. Her iki çete grubunun bitirilmesi ve zayıflatılmasında bir ciddiyet yok. Bu nedenle Suriye’nin durumunun nereye doğru gideceği belli değil. Ancak bizim projemiz var ve herkesi bu çatı altında koruyor. Bu nedenle biz projemizi devam ettireceğiz ve kimseyi bekleyemeyeceğiz.