Independent gazetesinin deneyimli Ortadoğu muhabiri Robert Fisk, ABD'nin Suriye'ye hava saldırılarına ilişkin değerlendirmelerde bulundu.

Robert Fisk kaynaklarına dayanarak, Moskova’nın saldırılardan ‘çok önce’ haberdar edildiğini yazdı.

Fisk, "Bana söylenene göre, Ruslar Amerikan saldırılarını çok önceden biliyordu. Hava üssünde gerçekten tek bir Suriye uçağı bırakırlar mıydı?" diye sordu.

ABD’nin ‘kimyasal silah’ları gerekçe göstererek Suriye yönetimini ilk kez doğrudan hedef alması fakat saldırı öncesinde Rusya dahil bir dizi ülkeye haber vermiş olması ‘danışıklı dövüş’ tartışmasını da beraberinde getirdi.

Fisk, saldırıya ilişkin analizinde “Ruslar, Trump’ın 59 Cruise füzesi konusunda önceden uyarılmıştı. Washington’ın iddia ettiği gibi bir saat değil, saatler önceden uyarılmışlardı ve Suriye jetlerinin o hava üssünden çıkarılmasını garanti altına almışlardı. Suriye savaşında Ruslar öldürülmeyecekti; oradaki varlıklarıysa ölüm anlamına gelirdi” ifadelerini kullandı.

İngiliz yazar, “Ve bana söylenene göre, Ruslar Amerikan saldırılarını çok önceden biliyordu. Hava üssünde gerçekten tek bir Suriye uçağı bırakırlar mıydı? Bu tür [kimyasal] silahları pistte mi bırakırlar mıydı? Yoksa korunaklı sığınaklarda mı bırakırlardı?” sorularını yöneltti.

Fisk, Amerikan saldırısının ‘ABD veya Ortadoğu’dan çok Trump-Putin ilişkileri açısından açıklayıcı olduğu’ yorumunu yaptı.

‘EN KÖTÜ HABERLEŞTİRİLEN SAVAŞ’

Robert Fisk yazısında, Suriye’ye yöneltilen kimyasal silah suçlamasına ilişkin, “Suriye savaşı, dünyada en kötü şekilde haberleştirilen ihtilaf haline geldi” dedi.

 Fisk, şu ifadeleri kullandı:

“Doğu Halep’i ele geçirdikten sonra bir nebze kibirli hale gelmiş Suriye ordusu savaşa hızlı bir yöntemle son vermekte mi karar kıldı? Geçmişte Suriye ordusu mensuplarının -ve ailelerinin- yaşadığı köylere gaz atılmıştı. Suriyeliler, Türkleri El Kaide bağlantılı El Nusra ve IŞİD’e gaz vermekle suçlamıştı. Ruslar da Şam’da geçmişte düzenlenen gaz saldırılarında Libya’dan gönderilen ve Türkiye üzerinden gelen kimyasal bileşenlerin kullanıldığını söylemişti.

Gazın Ypres’te [Belçika’da, hardal gazının tarihte ilk kullanıldığı muharebenin yaşandığı yer] ilk kez sahneye çıktığı Birinci Dünya Savaşı’ndan ve General Allenby’nin güçleri tarafından Osmanlı Türkleri üzerinde Gazze’de kullanılmasından bu yana, kimyasal silahlar Hitler’in bile Müttefikler’e karşı kullanmaya cesaret edemediği bir dehşet saçtı. Fakat Saddam ne yaptı? Halepçe’de Kürtlere karşı kimyasal silah kullandı… Ancak Suriye ordusu kendi halkına karşı böyle silahlar kullanır mı?

Fotoğraflar açık görünüyor. Korkunç. Dehşet verici. Fakat doğu Halep’te önce 250 bin olarak verilen sivil sayısının sonra 150 bine, sonra da 90 bine düştüğünü hatırlayın. Suriye savaşı, dünyada en kötü şekilde haberleştirilen ihtilaf haline geldi. Kaç kişi öldü? 400 bin? 450 bin? Ya da son sayı, 500 bin. Ve gaz kaynaklı ölümleri nasıl sayacağız? Suriye hükümetine mi inanarak mı? Şam’daki gaz saldırısı meydana geldiğinde, BM’nin ilgili raporunun ortasındaki kısa bir paragrafta, [incelenmesi gereken] kimyasal kapsüllerin yapısının farklı yerler arasında hareket ettirilmiş olmaları nedeniyle bozulduğu yazıyordu.”

(Kaynak: Gazete Duvar)