Birleşmiş Milletler Genel Kurulu, Suriye hükümetinin muhaliflere karşı zor kullanmasını kınayan Arap Birliği tarafından desteklenen karar tasarısını kabul etti. Bağlayıcılığı olmayan kararda Cumhurbaşkanı Beşar Esad'ın görevi bırakması isteniyor.

 

Karar tasarısına 137 ülke "Evet" oyu verirken, 12 ülke ise "Hayır" oyu kullandı ve 17 ülke ise çekimser kaldı.

 

“Hayır” oyu veren ülkeler arasında Çin, Rusya, İran, Venezuela, Küba ve Kuzey Kore de var.

 

Çin ve Rusya iki hafta önce BM Güvenlik Konseyi'nde de Suriye hükümetini kınayan karar tasarısını veto etmişlerdi.

 

BBC'nin Birleşmiş Milletler Muhabiri Barbara Plett, kararın bağlayıcı olmamasına rağmen, Suriye'deki muhalefete uluslararası destek anlamına geleceği için etkili olacağını söyledi.

 

Suriye'deki muhalifler, ülkenin birçok yerinde yaşanan şiddet olaylarında 40 kişinin öldüğünü iddia ediyor.

 

Çin ise Şam'a üst düzey bir elçi göndererek, ülkedeki sorunlara "uygun barışçıl bir" çözüm sağlamak için Esad yönetimi ile müzakere yapacak.

 

Suriye temsilcisi kararın silahlı muhalefeti cesaretlendireceğini söyledi.

 

Karar tasarısını Genel Kurula sunan Mısır Büyükelçisi Usame Abdülhalik, delegeleri Suriye yetkililerine güçlü bir mesaj vermek için uzlaşmaya çağırdı.

 

"REFERANDUMDAN 10 GÜN ÖNCE BU KARAR SİYASİ"

Suriye'nin BM Daimi Temsilcisi Büyükelçi Beşar Caferi, oylamadan önce söz alarak Suriye'nin vatandaşlarını korumaya, istikrar ve asayişi sağlamaya hakkı olduğunu belirtti.

 

Caferi ayrıca, Suriye hükümetinin çoğulcu demokrasinin yolunu açacak anayasa değişikliğini 22 Şubat'ta referanduma sunacağını da vurguladı.

 

"Referandumdan 10 gün önce bu tür bir karar tasarısının BM Genel Kuruluna sunulması siyasi amaçlıdır" diyen Caferi, uluslararası kamuoyunu muhalefeti silah bırakarak ulusal diyaloga girme yönünde cesaretlendirmeleri gerektiğini ifade etti. Caferi Arap Birliği'nin silahlı muhalefete maddi ve siyasi destek vermek kararı aldığını da savundu.

 

Oylamadan önce söz alan Venezuela ve Kuzey Kore temsilcileri ise, karar tasarısının "Yabancı askeri müdahaleye davetiye çıkarmak" olduğunu iddia etti.