Britanya’nın önde gelen gazetelerinden Independent’ın Ortadoğu muhabiri Patrick Cockburn, YPG öncülüğündeki Demokratik Suriye Güçleri’nin başlattığı Rakka operasyonunu yazdı.

Cockburn’a bölgedeki durumu anlatan DSG'li IŞİD’in Suriye’deki başkentinin coğrafi yapısının kenti savunma konusunda cihatçıları zorlayacağını söylüyor.

Musul ve Rakka’nın farklı olduğunu ifade eden DSG’li Awad, Rakka operasyonun Musul operasyonu kadar uzun sürmeyeceğini ifade ediyor.

Evrensel Pazar’ya yayınlanan,  Mithat Fabian Sözmen’in The Independent’tan çevirdiği Patrick Cockburn yazısı şöyle:

IŞİD’in Suriye’deki fiili başkenti Rakka’ya yönelik askeri harekatta yer alan ABD destekli Suriye Demokratik Güçleri’ne (SDG) mensup bir Arap savaşçı olan Awad, “Rakka kuşatmasının Musul kadar uzun süreceğini düşünmüyorum” diyor. The Independent’a konuşan Awad, “Hızlı bir şekilde ilerliyoruz ve Rakka’nın coğrafi yapısı Musul’dan farklı” şeklinde konuşuyor.

SDG, Fırat nehrinin kuzey kıyısında bulunan 300 bin nüfuslu Rakka’ya yönelik kritik savaşı, uzun bir ertelemenin ardından başlattı. Ertelemenin sebebi, çoğunlukla Suriyeli Kürtlerden oluşan 45 bin kişilik SDG’yi “terörist” olarak suçlayan Türkiye’nin askeri müdahale tehditleriydi. Türklerin önceliği Kuzey Suriye’deki kısmen bağımsız Kürt devletçiğinin bütünleşmesini önlemek. Türk Başbakanı Binali Yıldırım, askeri müdahaleye dair güçlü ifadeler kullandı ve “Rakka’da güvenliğimizi tehdit eden bir durumla karşılaşırsak gereken yanıtı hemen veririz” dedi.

Rakkalı olan ancak bir yıl önce şehrin batısındaki Tabka’ya kaçan 32 yaşındaki Awad’ın ABD’nin 13 bin Arap savaşçısı olduğunu söylediği grupla 4 aylık bir geçmişi var. Telefonla yaptığımız görüşmede, SDG Rakka Operasyon Odası’nın kuzey ve batıdan 3, doğudan 1 km uzaklıkta olduğunu söylediği ön cepheye dair canlı bir tarif yapıyor. ABD, Rakka’da 3 ila 4 bin IŞİD savaşçısı olduğunu tahmin ediyor. Bunlar, 3 Şubat’ta Fırat nehrinin güney yakasını bağlayan 2 köprü hava bombardımanında yok edildiği için kuşatma altında. IŞİD’liler nehri sadece botlarla geçebiliyor ancak bu durumda da hava saldırılarına açık halde oluyorlar.

Awad, “Çoğu Rakka’ya doğru çekiliyor ancak bazıları da çatışmayı sürdürüyor ve ölene kadar mevzilerini terk etmiyor” diyor ve ekliyor: “(Rakka’nın batısındaki) El Mansura’yı ve Baas Barajı’nı(SDG, barajın adını Özgürlük Barajı olarak değiştirdi) özgürleştirdiğimizde onlarcasını öldürdük. Ayrıca, Tabka savaşından bu yana IŞİD’in çok sayıda karşı saldırısını da püskürttük.”

SDG, Esad Gölü’nün güneyinde ve Rakka’nın 25 mil batısındaki Tabka kasabasının yanı başında yer alan, Suriye’nin en büyük barajı Tabka’yı 10 Mayıs’ta, haftalar süren bir savaşı sonlandırarak ele geçirdi. ABD, Mayıs ayında Türkiye’nin güçlü bir şekilde karşı çıkmasına rağmen SDG’ye zırhlı araçlar, antitank silahları, havan topları ve ağır makineli silahları içeren bir silah yardımı yaptı. Türk hükümeti, Suriye’de vekaleti altında olan grupların TSK’nin de desteğiyle, ABD’nin IŞİD’e karşı bir numaralı müttefiki SDG’nin yerine geçebileceğini savunuyor ancak ABD bunu gerçekçi bir seçenek olarak değerlendirmiyor.

IŞİD birlikleri, SDG’nin ilerleyişi ve ABD öncülüğündeki hava saldırıları karşısında geri çekiliyor olsa da cihatçılar halen güçlü bir direniş gösteriyor.

Awad, “Geçtiğimiz hafta IŞİD’liler Rakka’nın doğusundaki Ebu Kebab köyünde arkamızdan saldırdılar. Yoldaşlarımızın henüz kontrol etmediği bir tünelde gizlenmişler. Bu saldırıda onları iki taraftan sardık ve yaklaşık 10 kadarını öldürdük” diyor.

MUSUL TAKTİKLERİ RAKKA’DA UYGULANMAYABİLİR

IŞİD’in Rakka’yı güçlü bir şekilde savunmaya çalışıp, tecrübeli savaşçılarını kaybetmeyi göze alıp almayacağı önümüzdeki birkaç günde netleşecek. IŞİD, Musul’da kent gerilla taktiklerinin yenilikçi örneklerini kullanarak 7 aydır Irak ordusuna karşı ustaca savaşıyor. IŞİD, Bağdat’ın batısındaki Enbar vilayetinde bulunan iki büyük kent Ramadi ve Felluce’de savaşırken kent merkezindeki yerleşik alanda değil çoğunlukla köylerde ve onları çevreleyen kırsal bölümde güçlü bir direniş sergiliyordu.

Ancak kuşatmanın 17 Ekim’de başladığı Musul’da IŞİD savaşçıları bu yaklaşımı tersine çevirerek kentin çeperini hafif şekilde savundu ve savaşçılarını kent merkezinde yoğunlaştırdı. Evlerin duvarlarında açılan delikler, intihar bombacısı içeren araçlar, mayınlar, bubi tuzakları ve havan topları kullanarak sürekli yer değiştiren hareketli keskin nişancı timleriyle mevzilerinin havadan tanımlanmasından ve imha edilmesinden kaçınmaya çalışıyorlar. Bu, Irak güvenlik güçlerinin ilerleyişini yavaşlatma konusunda başarılı oldu ve IŞİD’in ağır kayıplar verdirmesini sağladı.

IŞİD, aynı taktikleri Rakka’da da kullanmayı ve kuşatmayı uzatmayı seçebilir ancak kent coğrafi olarak Musul’dan daha küçük ve kuşatma öncesi 1.3 milyon nüfusu olan Musul’dan daha düşük bir nüfusa sahip. Awad, Rakka kuşatmasının Musul kadar uzayacağını düşünmüyor ve IŞİD’lilerin Irak’taki kadar kararlı olduğundan da şüpheli. Awad, “SDG, IŞİD’e geçtiğimiz ay 2 kez teslim olma çağrısı yaptı ancak teslim olanlar yerlilerdi. Yabancı savaşçılar içerisinde teslim olan yok” diyor.

IŞİD birliklerinin bazıları yerel nüfusa karışamayacak ya da teslim olduklarında merhamet bekleyemeyecek yabancı savaşçılardan oluşuyor. Awad, “Komutanlarım bana güçlerimiz tarafından öldürülen IŞİD’li keskin nişancıların hepsinin yabancı olduğunu söylüyor. Komutanlarımızdan bazılarını bu keskin nişancılar yüzünden kaybettik ve birkaç gün önce Rakka’nın batısındaki Mansura’da savaşırken bir keskin nişancımız IŞİD’li keskin nişancı tarafından öldürüldü” diyor.

ABD’NİN DESTEĞİ STRATEJİK

SDG’nin askeri ustalığı ve ateş gücü ABD desteğinden fazlasıyla yararlanıyor: “ABD öncülüğündeki koalisyonun hava saldırıları ve askeri birimleri, bizimle etkili bir şekilde ilerliyor, komutanlarımızı ve üstlerimizi eğiten çok sayıda Amerikalı uzman var. Onlara yeni aletlerin nasıl kullanılacağını gösteriyorlar. Aynı zamanda ağır silahlarımız ve zırhlı araçlarımız bulunuyor. Her hafta Rakka’nın çevresindeki 3 cephede çok sayıda yeni silah alıyoruz.” Bu modern silah tedariki ve onların nasıl kullanılacağına dair ihtisas yalnızca Rakka’nın kaderini değil ancak Suriyeli Kürtlerin, Türk askerinin ya da Suriye’nin doğusundaki IŞİD bölgesine doğru ilerleyen Devlet Başkanı Beşar Esad güçlerinin askeri müdahalesine karşı koyabilme becerisini de etkileyecek.

Askeri vurucu gücü esas olarak, ABD hava saldırılarıyla desteklenen, savaş deneyimi yüksek olan Kürt YPG milislerine dayanan SDG’nin harekatı uzun vadede Suriye’nin kuzeyini kimin elinde tutacağını belirleyecek. Eğer Türk askerleri, sınırı geçip Suriye’deki Kürt bölgesine girerse, Kürtler, Rakka taarruzunu sonlandıracağını açıkça ilan etti. Türkiye için alternatif bir strateji, müdahale için beklemek ve SDG’nin ciddi kayıplar verdiği uzun süreli bir Rakka savaşına takılması olacaktır. Türkler SDG ve Suriyeli Kürtlerin IŞİD’i yenmelerinin ardından ABD’nin işine yaramayacağını düşünerek ABD’nin kendileriyle geleneksel müttefik pozisyonuna döneceğini de hesap ediyor olabilir.