İki petrol tankerine düzenlenen saldırı sonrası ABD ile İran arasındaki gerginlik tırmanırken Hürmüz Boğazı yeniden gündemde. Boğaz dünya petrol nakliyatı açısından hayati önem taşıyor.

Umman Körfezi'nde Norveçli ve Japon firmalara ait iki petrol tankerine saldırı düzenlenmesi İran ile ABD arasında iplerin daha da gerilmesine neden oldu. ABD saldırıdan İran’ı sorumlu tutarken, iddiaları geri çeviren İran’dan sert yanıtlar gecikmedi.

Yaşananlardan sonra Cuma günü Kuzey Denizi’nden çıkartılan Brent petrolün varil fiyatı yüzde 2’den fazla artış göstererek 61,31 dolara çıktı. Batı Teksas türü ham petrolün varil fiyatı da yüzde 2 yükselerek 52,28 doları buldu.

Uluslarası Kriz Grubu’ndan analist Elizabeth Dickinson, yaşananların bölge için tehlikeli bir döneme işaret ettiğine dikkat çekerek, “Her yanlış hesap ve yanlış anlaşılma durumun bir anda kontrolden çıkmasına neden olabilir” ifadelerini kullandı.

Söz konusu boğaz benzer gerginliklere yabancı değil. Geçen Mayıs ayında da Suudi Arabistan Hürmüz Boğazı’nda iki petrol tankerine sabotaj düzenlendiğini duyurmuştu.

Basra Körfezi ile Umman Körfezi’ni birbirine bağlayan Hürmüz Boğazı, özellikle Basra Körfezi’ndeki petrol transferi açısından dünyanın en önemli su kanalları arasında yer alıyor.

Danışmanlık firması Vortex’den analistlerin verilerine göre küresel çapta günlük petrol ihtiyacı yaklaşık 100 milyon varil. Dünyadaki petrol transferinin yaklaşık beşte biri ise Hürmüz Boğazı üzerinden gerçekleşiyor. Geçen yılın ilk altı ayında günde yaklaşık 17,4 milyon varil petrol bu önemli boğazdan geçti.

Boğaz, petrolün yanı sıra, dünya çapındaki en büyük sıvılaştırılmış doğalgaz ihracatçısı olan Katar’dan gelen LNG için de ayrı bir önem taşıyor.

PETROL TRANSFERİNİN CAN DAMARI

Söz konusu boğaz, Suudi Arabistan, İran, Birleşik Arap Emirlikleri, Kuveyt ve Irak gibi çok sayıda petrol zengini ülkeyi ve bölgesel gücü birbirine bağlayan stratejik bir rota konumunda. En dar noktalarında genişliği 50 kilometreyi dahi bulmayan boğazın dev petrol tankerleri için nakliye rotası ise iki yönde de yaklaşık üç kilometre. Bu da boğazı kolayca kontrol edilebilir bir “can damarı” haline getiriyor.

Taşıdığı bu kritik önem nedeniyle Hürmüz Boğazı bölgedeki güçler arasındaki çatışma senaryolarına konu oluyor. Kısa süre önce İran Genelkurmay Başkanı Tümgeneral Muhammed Bakıri, bölgedeki düşmanlığın artması durumunda boğazın tamamen kapatılabileceği tehdidinde bulundu. İran haber ajansı ISNA, 2015 Nükleer Anlaşması’ndan çekilen ve İran’a yönelik yeni yaptırım kararı alan ABD’yi hedef alan Bakıri’nin şu ifadelerine yer vermişti: “Bizim petrolümüz bu boğazdan geçmeyecekse, diğer ülkelerin petrolü de kesinlikle buradan geçmeyecek.”

SAVAŞ TEHDİTLERİ VE SONUÇLARI

Geçen ay ABD hükümeti İran’ın Devrim Muhafızları’nı “yabancı terör örgütü” olarak sınıflandırdığını açıkladı. Böylece, ABD, IŞİD ve El Kaide gibi grupların bulunduğu terör listesine ilk kez yabancı bir devletin resmi askeri birliğini almış oldu. İran Devrim Muhafızları’nın ülke savunmasında klasik ordudan dahi daha önemli bir rol üstlenmesi ABD’nin bu hamlesinin ne derece kritik olduğunu ortaya koyuyor.

Bölgede savaşa ilişkin tehditler dahi ekonomiyi olumsuz etkilemeye yetiyor. UBS firmasından küresel yatırım analisti Wayne Gordon da kısa süre önce bu etkiye dikkat çekerek, “Öngöremediğimiz tüm jeopolitik gerginlikler varil başına petrol fiyatını 100 dolara kadar tırmandırabilir” diye konuşmuştu.