ABD Başkanı Barack Obama, CIA ve NSA eski çalışanı Edward Snowden'ın ülkesinin küresel dinleme ve izleme programını basına sızdırmasına benzer bir vakayı gelecekte yaşamamak için istihbarat çalışanlarına "tuhaf" bir emir verdi.

Obama, gelecekte olası istihbarat sızıntılarının önüne geçmek için federal ajanların, çalışma arkadaşlarının şüpheli hareketlerini rapor etmesini istedi.

Federal çalışanlardan ve istihbarat görevlilerinden, iş arkadaşlarının hayat biçimlerine, tutum ve davranışlarına özel dikkat gösterilmesini isteyen ABD Başkanı Barack Obama, ancak bu yöntemle Washington'a tehdit oluşturabilecek çalışmaların önüne geçilebileceğini düşünüyor.

ABD Başkanı Obama'nın söz konusu emri, ulusal güvenliği doğrudan ilgilendirmeyen Barış Gönüllüleri, Eğitim departmanı gibi birimleri de kapsadığı belirtiliyor.

DAVRANIŞLAR YILLARCA İZLENDİ

Kamu ve özel kurumlarda çalıştıkları dönemlerde, gizli belgeleri sızdıran, çalıştıkları kurumların gizli tutulması gereken bilgilerini çalan ya da bu yönde girişimde bulunanların davranışları yıllar boyunca özel bir teknikle izlendi ve rapor edildi. Obama yönetimi, bu raporlardan elde edilen sonuçların istihbarat çalışanlarıyla paylaşılarak, gelecekteki tehditlerin önüne geçilmesini hedefliyor.

Bilgisayar ağ izleme servisi tarafından belirlenen şüpheli kullanıcı davranışları da soruşturma açılmasını tetikleyebelecek.

İÇ TEHDİT PROGRAMI

Davranışsal izlenim tekniklerinin temel dayanağını “İç Tehdit Programı” oluşturuyor. ABD Ulusal Kontr-İstihbarat Birimi sözcüsü Gene Barlow, programın amacının insanlara sadece hangi davranışların rapor edileceğini değil, aynı zamanda nasıl rapor edileceğini ve raporlamanın önemini öğretmek olduğunu belirtti.

UZMANLAR TEMKİNLİ YAKLAŞIYOR

2008 Ulusal Araştırma Konseyi, psikolojik izleme teknikleri ile ilgili bilimsel bir komitenin programın bütünüyle kullanımı için hazır olmadığını belirtirken, hükümetin baş danışmaları da bu programı sorguluyor. Uzmanlar, davranışsal izleme yoluyla muhtemel saldırıların tahmin edilmesinin kanıtlanmadığını ve yasadışı etnik, ırksal izlemelere ve özel hayatın ihlaline yol açacağını savunuyorlar.

Carnegie Mellon Üniversitesi'nde sosyalbilim profesörü olarak görev yapan Stephen Fienberg de, bu tür programlara şüpheyle yaklaşıyor. Fienberg, olası sızıntıları önceden kestirmenin oldukça zor olduğunu ve bu konuda uygulanan tekniklerin tartışmalı olduğunu iddia etti. (ntvmsnbc)