Savaşa ve kapitalist küreselleşemeye karşı 2002’de başlayarak 6 kez toplanan “Kahire Konferansı” bir açıklama yaparak, Mısır’daki gelişmeleri “Devrim” olarak nitelendirdi.

Mısır ve dünyanın her yerinden insan hakları savunucularından sendikacılara, soldan Müslüman Kardeşlere kadar çok farklı kesimleri buluşturan Kahire Konferansı açıklamasında: “Söz konusu olan bir savaştır… Rejimin erki halka ve alanı hak sahibi yeni bir yönetime terk etmeden önce verdiği son mücadele…” denildi.

Kahire Konferansı Açıklaması:

Mübarek rejimi son nefesini veriyor olmasına rağmen barışçıl Mısır Devrimi’ni bozguna uğratmak, cinayetler işlemek ve kargaşa yaratmak üzere çeteler ve hırsızlardan oluşan bir “kurtarma ekibi”nden suni teneffüs murat ediyor. Tahrir Meydanında dün yaşanlar rejimin zayıflığı ve zavallılığının boyutuna -ne kadar çirkin de olsa- tanıklık ediyor.

Tam bu noktada polis sayısının 1 milyon 500 bin olduğuna dikkat çekmek istiyoruz. Bu büyüklükte bir polis gücü Mısır’ın kaynaklarını kurutuyor ve rejimin muhalefetten korkusuna işaret ediyor. Halbuki yanı başındaki Siyonist devletin yaptıklarıyla hiç ilgilenmiyor.

Bütün dünya Mübarek çetelerinin at ve deve üstünde canlı mermili silah ve molotoflarla göstericilere saldırışını izledi. Ordunun balkondaki gözlemci misali olan bitenleri seyretmesi rejimin içinde bulunduğu yozlaşmanın boyutunu gösteriyor.

O zaman söz konusu olan bir savaştır… Rejimin erki egemenliğin tek kaynağı olan halka ve alanı hak sahibi yeni bir yönetime terk etmeden önce verdiği son mücadele…

Korkularının ve infazcılarının üstesinden gelen; tiranlık ile azami güçteki baskı aygıtına rağmen ayaklanan halk devrimine sahip çıkabilmek için canını ortaya koydu.

Mısırlılar tarihinin yapıyor ve elinde halkın şehitlerinin kanı olan Mübarek’in sonunu yazıyorlar.