İtalya'da 50 bine yakın yabancı kadının seks işçisi olarak çalışmaya zorlandığı ve bunların yaklaşık yarısını Nijeryalı kadınların oluşturduğu belirtildi.

Roma'daki Yabancı Basın Derneği'nde, insan tacirlerinin İtalya'ya getirerek sokaklarda seks işçisi olarak çalıştırdığı Nijeryalı kadınlarla ilgili bir basın toplantısı düzenlendi.

Konunun uzmanı gazeteci ve dernek yöneticilerinin burada verdiği bilgilere göre İtalya'da halen 30-50 bin arası yabancı kadın zorla seks işçisi olarak çalıştırılıyor. Bunların yaklaşık yarısını da Nijerya'dan çeşitli iş vaatleriyle kandırılarak İtalya'ya getirilen kadınlar oluşturuyor.

Övgü Pınar'ın BBC Türkçe'de yer alan haberine göre, basın toplantısında, insan tacirlerine satılarak İtalya'ya getirilen ve seks işçiliğine zorlandıktan sonra kaçmayı başaran Blessing Okoedion da hikayesini anlattı.

Okoedion, 2013'te 26 yaşındayken Nijerya'da kilisede tanıştığı bir kadın tarafından insan kaçakçılarına satılmış. Hıristiyan bir aileden gelen Okoedion, "bir melek gibiydi" diye tanımladığı kadının, "İtalya'daki kardeşimin yanında çalışırsın" vaadine güvenerek İtalya'ya doğru yolculuğa çıkmış ancak buraya geldiğinde kendisini sokaklarda bulmuş.

“BU YAŞAMAK DEĞİL”

Sokaklarda fuhuş yapmaya zorlanan Okoedion, o günleri "Bu yaşamak değildi. Bana 'zamanla alışırsın' diyorlardı ama ben alışamadım" diye anlatıyor. Bir süre bu şekilde çalıştıktan sonra cesaretini toplayarak polise gitmeye karar verdiğini söyleyen Okoedion bunun da çok kolay olmadığını anlatıyor:

"Bir kelime bile İtalyanca konuşmuyordum. Üstelik herkesten korkuyordum. İnsanlara karakolun adresini sormaya bile korkuyordum. Sonunda karakolu bulduğumda İngilizce konuştuğum için polisler beni anlamadı. Karakolda İngilizce konuşan kimsenin olmadığını söylediler ve bana 'Şimdi git yarın sabah 9'da gel' dediler. Bu benim için büyük bir yıkımdı. Çünkü karakol binasını ilk gördüğümde özgürlüğüme kavuşmuş gibi hissetmiştim."

Ertesi gün yine karakola gitmeyi başaran Okoedion bu kez İngilizce konuşan bir memur bulup derdini anlatmayı başarmış. Ve polislerin yardımıyla insan tacirlerinin elinden kurtarılarak Caserta'da rahibelere ait, yabancı kadınlar için sığınma evine götürülmüş.

Blessing Okoedion şimdi ise kendisi gibi Nijerya'dan İtalya'ya getirilerek fuhşa zorlanan kadınlara yardım için çalışıyor ve kültürel arabuluculuk yapıyor. Okoedion'un kendi hikayesini anlattığı "Özgürlük Cesareti: İnsan kaçakçılığı cehenneminden çıkan bir kadın" isimli kitabı da bu sene başında İtalya'da yayınlandı.

TANIDKLARI TARAFINDAN SATILIYORLAR

Nijerya'da genellikle köylerde yaşayan fakir ailelerin kız çocukalrı, bebek bakıcılığı, kuaförlük gibi iş vaatleriyle İtalya'ya gitmeye ikna ediliyor. Bu kızlar bazen de tanıdıkları kişiler tarafından insan tacirlerine "satılıyor". İnsan tacirleri ise İtalya'ya getirdikleri kız çocukalrına bu yolculuk için on binlerce euro "borç" yazıyor ve borçlarını ödeyene kadar kız çocukları sokaklarda fuhuş yapmaya zorluyor.

İnsan kaçakçılarının bazen de üçüncü şahıslara "sattığı" kız çocukaları bir kölelik sisteminin içinde, dış dünyayla çok kısıtlı iletişim imkanlarıyla sömürülüyor.

Sokaklarda fuhşa zorlanan Nijeryalı kadınların çalıştıkları bölgeye bağlı olarak 10-30 euro arası ücret adlığı ve bu parayı da "borçlarını" ödemek için insan tacirlerine verdiği belirtiliyor.

Yeterince para kazanamayan kadınlar ile Nijerya'daki aileleri ise tehdit ve baskılara maruz kalıyor.

“CAMORRA İNSAN KAÇAKÇILIĞIYLA İŞBİRLİĞİ YAPIYOR”

İtalya'da Camorra gibi mafia örgütlerinin insan tacirleriyle işbirliği yaptığı da iddia ediliyor. İtalyan yetkililer ise özel bir şikayet almadıkları sürece bu soruna kayıtsız kalmakla suçlanıyor.

Gazeteci Anna Pozzi ve insan kaçakçılığına karşı mücadele eden BeFree Derneği başkanı Oria Gargano, sorunun kaynaklarından birinin de talebin fazlalığı olduğunu söylüyor. İtalya'da halen erkek şövenist kültürün yaygın olması nedeniyle hemen her sosyal sınıf ve eğitim seviyesinden milyonlarca erkeğin seks satın almakta sakınca görmediği belirtiliyor.

Pozzi ve Gargano, aile içi ve okullarda eğitimin yanı sıra medyada kullanılan dilin de bu kültürün sona erdirilmesinde önemli olduğunu vurguluyor.