Güney Kıbrıs’ta dün yapılan yerel seçimler, Demokratik Seferberlik Partisi'nin (DİSİ) zaferiyle sonuçlandı.

 

Lefkoşa’da Eleni Mavru dönemi biterken; DİSİ, Rum Demokrat Parti (DİKO), ve Çevrecilerin desteklediği Konstandinos Yorgacis yeni Lefkoşa Güney Belediye Başkanı oldu.

 

Baf’ta Savvas Vergas ve Limasol’da Andreas Hristu yeniden belediye başkanlığına seçilirken, Larnaka Belediye Başkanı Andreas Lurucadis oldu.

 

Güney’de, Kuzey'deki şehirler için de seçime gidildi. Girne ve Maraş'ın sembolik belediye başkanları Çevrecilerin desteklediği adaylar oldu.

 

25 TÜRK’ÜN İSMİ SEÇMEN LİSTESİNDEN ÇIKARTILDI

 

Bu arada “Potamya”da (Dereliköy) 25 Kıbrıslı Türk’ün isimleri seçmen listesinden çıkartıldı. Genel Seçimlerde oy kullanmalarına rağmen dünkü seçimlerde oy kullanmak üzere sandıklara giden söz konusu 25 Kıbrıslı Türk, isimleri listede olmadığından oy kullanamadı. Güney’de yaşayan İbrahim Aziz bu durumu, Kıbrıslı Türk sakinlerine karşı ırkçı ayrım olarak niteleyerek kınadı.

 

SEÇİM SONUÇLARI NE ANLAMA GELİYOR?

 

Dün gerçekleştirilen ve 2013 başkanlık seçimleri açısından gösterge olarak kabul edilen yerel seçimlerin galibi DİSİ oldu, AKEL yıprandı, DİKO ve EDEK ise daha da daraldı.

 

Gazeteler, sandık başına gitmeyenlerin oranının yüzde 30'u aştığına vurgu yaptıkları dünkü seçimleri manşetlerinden değerlendirdi.

 

Politis; "DİSİ yendi, AKEL yıprandı iki parti arasındaki fark 10 puan, DİKO ve EDEK daha da daraldı" başlıklı haberinde, dünkü seçimlerin büyük galibinin su götürmez şekilde DİSİ olduğunu, partinin oy oranını 2006 yerel seçimlerine oranla iki puan artırarak yüzde 38'e yükselttiğini yazdı.

 

Gazete, DİSİ'nin seçimlerde desteklediği 38 belediyeden 26'sını birlikte, 14 belediyeyi de diğer partilerden destek almadan tek başına aldığını, Lefkoşa Belediyesini Konstantinos Yorgacis'in almasının da 2013 başkanlık seçimleri açısından büyük sembolik değer taşıdığını belirtti.

 

Gazeteye göre, AKEL ise kayıplar yaşadı ancak kayıpları, muhalefetin; RMMO'nun "Mari"deki (tatlısu) deniz üssünde meydana gelen patlama ve ekonomik kriz merkezli eleştirileriyle yakalamak istediği ölçüde olmadı. AKEL, 2006'daki yerel seçimlerdeki oy gücünden iki puan kaybetti ve dünkü seçimlerde yüzde 28'e ulaşabildi.

 

AKEL, Limasol belediye başkanlığını Andreas Hristu'nun kazanmasıyla günü kurtardı.

 

DİKO, Lefkoşa belediye başkanlığını (tek başına partinin zaferi olmamasına rağmen) Yorgacis'in kazanması ve Baf belediyesi'ni de yeniden Savvas Vergas'ın alması nedeniyle seviniyor.

 

EDEK, Strovolo ve sembolik "Girne" belediyelerini kaybetti, sadece eski köprübaşı olan Lefkara'yı alabildi. Nikoletta Şakşade'nin adaylığında bütün siyasi partilerin desteğiyle "Girne" belediyesini almaya çalışan EDEK bu yarışta Ekologlar ve Çevreciler Hareketi'ne yenik düştü.

 

Alithia; "yeni sürecin başlangıcı... hükümet ve AKEL için şok sonuç... Anastasiadis: Hükümete sevilmiyorsun mesajı" başlıklı manşet haberinde, siyasi partilerin, dünkü seçimlerden çıkan sonuçları, başkanlık seçimlerine yönelik planlamalarında pusula olarak kullanacaklarını yazdı, şu detaylara yer verdi:

 

"AKEL genel sekreteri Andros Kiprianu dün akşamki açıklamasında, dünkü seçimlerin yerellik niteliğini öne çıkardı ve yaşadığı oy kaybıyla partisinin uğradığı yenilgi ve yaptığı işbirliklerinin verimsiz olduğu izlenimini azaltmaya çalıştı. DİKO da kaybedenler arasında yer aldı. Parti şimdi, sonraki seçimlere yönelik taktik ve stratejisini gözden geçirmek zorunda. Belediye meclislerindeki gücünden 3 puan kaybetmesi büyük bir kayıp değil.

 

DİKO'nun aldığı asıl darbe, destekçilerinin, başka partilerin, özellikle de DİSİ'nin adaylarına yönelmesi. Savvas Vergas'ın Baf'ta, Konstantinos Yorgacis'in de Lefkoşa'da zafer kazanması DİKO'ya seçimlerden bir miktar zaferle çıktığını söyleme hakkını veriyor.

 

Dünkü yerel seçimlerin ana unsurlarından biri de Kıbrıs’ta ilk kez görülen, seçimlere katılmama oranıydı. İçişleri bakanlığı verilerine göre, fire yüzde 31 oranındaydı. Başka analizciler oranı biraz daha yüksek veriyor.

 

Bu durum, siyasi sistem tarafından en iyi şekilde değerlendirilmeli. Halkın sandık başına gitmemesi, partilerin siyasi söylemlerinin ikna edici olmamasının ötesinde, halkın artık usanmış olmasıdır. Siyasi cepheler, politika üretmek yerine halkın ilgilenmediği olgu ve durumlarla ilgilenmeyi tercih ediyor. Siyasi parti liderlerinin çoğu kez yeni bir şey söylemedikleri açıklamaları siyasi yaşamın sevilmemesi ve insanların ilgisini kaybetmesine neden oluyor" dedi.