Suriye’de Rojava olarak adlandırılan Kürtlerin yaşadığı bölgede denetimi elinde bulunduran PYD ile Irak Kürdistan Bölgesel Yönetimi’ndeki KDP arasındaki gerilim her geçen gün tırmanıyor.

PYD’nin, Barzani’nin KDP’sine yakın çizgideki Suriye Kürdistan Demokrat Partisi (SKDP) üyesi 74 kişiyi gözaltına almasına, sınır kapısını kapatarak ve peşmergeleri sınır mevzilerine kaydırarak karşılık veren Mesut Barzani “Gözaltındakiler serbest kalsa dahi benim için PYD bitmiştir” demişti. Gözaltındakileri serbest bırakan PYD ise sınırın yasadışı yollardan geçilmesine asla izin vermeyeceklerini söylemiş ve bölgedeki PYD egemenliğine dikkat çekmişti.

Peşmergelerin Irak Kürdistan Bölgesel Yönetimi ile Suriye arasındaki sınır hattına kaydırılmasının ardından PYD’nin silahlı gücü YPG’nin gerillaları da hareketlendirildi.

74 KİŞİ ASKERİ OLARAK EĞİTİMLİ Mİ?

Erbil-Rojava geriliminin taraflarından gerilime ilişkin açıklamalar gelmeye devam ediyor. Afrin Asayişi sorumlusu Gerzan Efrini ANHA Ajansı’na yaptığı açıklamada gözaltına alınan kişilerin KDP peşmergeleri tarafından askeri eğitimden geçirildiğini söyledi. Bu bilgiyi KDP yetkililerine ilettiklerini belirten Efrini, “Ancak KDP yetkilileri bunu kabul etmedi. Bize bu grubun ‘ölümsüz’ Barzani’nin mezarını ziyarete geldiklerini söylediler” dedi.

Efrini, SKDP’ye bağlı El Parti’nin başkanı Abdulhakim Başar’ın “YPG Suriye rejimine bağlı” iddialarına da tepki gösterdi. “Batı Kürdistan halkı Başar’ın kim olduğunu biliyor. Baas rejimi ile olan ilişkisini belgelerden ve geçmişte yaşananlardan haberdarlar” diyen Efrini, bu 74 kişinin nerede hangi eğitimden geçirildiğinin açıklanmasını istedi.

ABDULHAKİM BAŞAR: SURİYE’DE BARZANİ OLMAK İSTEYEN BİR İŞBİRLİKÇİ

Daha önce de PYD ve YPG’yi Esad rejimi ile işbirliği içinde olmakla suçlayan Abdulhakim Başar, 3 Ağustos 2012’de Hürriyet gazetesinde çıkan röportajında “Esad düştükten sonra kontrolü aldığımızda PKK’nin barınmasına izin vermeyeceğiz. Dağlık alan değil bizim sınırımız. Çok rahat kontrol ederiz” demişti.

Türkiye ile temaslarında kiminle görüştüğünü açıklamaktan çekinen Başar, AKP’nin Irak Kürdistan Bölgesel Yönetimi ile kurduğu ilişkinin bir benzerinin kendileriyle kurulabileceğini dile getirmişti.

Başar, Haziran 2012’de de Erbil’de Türkiye, ABD, İsrail, Irak Kürdistan Bölgesel Yönetimi ve Suriyeli bazı partilerin yetkililerinin bulunduğu bir toplantıya katılmıştı.

‘TEHDİTLER KARŞISINDA BU DENETİM ASAYİŞ’İN HAKKI’

Kürt Yüksek Konseyi üyesi ve Rojava Kürtleri Halk Meclisi Eş Genel Başkanı Sinem Muhammed de asayiş kuvvetlerinin yasadışı yollardan giriş yapanlar hakkında tutuklama yapabileceğini dile getirdi. El Nusra gibi grupların bölgede karışıklık yaratmak istediğini vurgulayan Sinem Muhammed, “Asayiş kendi işini yaptı. Kendi halkının güvenliğini sağlıyor. Kim oldukları, nereden geldikleri, ne yapmak istediklerini öğrenmek için soruşturmaya hakları var” ifadelerini kullandı.

Sınır kapılarının Suriye’deki Kürtlerin rızkı anlamına geldiğini ifade eden Muhammed, “Herkes Rojava halkının göç edip mülteci durumuna düştüğünü görüyor. Bazı aileler bu kapılar sayesinde ticaret yapabiliyor. Eğer bu kapı kapatılırsa halkta çok sorun çıkar. Yerel hükümetin hatasından dönmesini bekliyorum” sözlerini sarf etti. Muhammed, Erbil yönetiminin kararından geri dönmemesi durumunda PYD’nin de yeni kararlar alabileceğini belirtti.

‘KAPILAR KAPANMADAN HABER VERİLMELİYDİ’

DİHA’nın haberine göre Barzani’nin emriyle kapatılan Peşabur sınır kapısının müdürü Şewkat Barbuhari de kapının kapatılmasının teknik bir sorun olduğunu söyledi. Semalka sınır kapısı yönetiminden Abdurrahman Hamo ise Erbil yönetiminin herhangi bir gerekçe sunmadan kapıyı kapattığını dile getirdi. Hamo, kapının kapatılmasından önce haber verilmesi gerektiğini fakat uygulamada bunun yapılmadığını da sözlerine ekledi. (ANF, Sendika.Org)