Avrupa Postası / Süheyla Kaplan

Alman Sol Parti (Die Linke) Federal Milletvekili ve Meclis Grubu Dış Politika Sözcüsü Jan van Aken, Suriye’de yakalanan El Kaide / El Nusra örgütüne üye cihadistlerin pasaportlarındaki mührün Türkiye giriş-çıkışlı olduğunu söyledi.

Jan van Aken Suriye Rojova’da Berliner Zeitung gazetesi ve NDR’den gazetecilerle birlikte yaptığı incelemelere ilişkin Almanya’nın Hamburg kentinde bir sunum gerçekleştirdi.

Bölgedeki izlenimlerini aktaran Aken, Suriye halkının ölüm savaşı verdiğine, silah malzemesi sevkiyatı yapan ülkelerin hiçbir insani boyutlu tıbbı malzeme göndermediklerine dikkat çekti.

“Türkiye El Nusra örgütünü orada destekliyor mu? Bu konuda elinizde somut kanıtlar var mı?“ şeklindeki sorumuza Aken şöyle yanıt verdi:

“Bu  konuda elimizde resmi bir belge var diyemem. Ancak orada kamuoyuna yansıyan bir durum var. Bütün kamuoyu bu durumu yakından takip ediyor. Oradaki görgü tanıklarının ifadelerine göre yakalanan El Nusra ve IŞİD terör örgütü üyesi cihadistlerin pasaportlarındaki mühür Türkiye giriş-çıkışlı. Yani giriş çıkışlar Türkiye’den oluyor. Oysa ki Türkiye sınırı çok ciddi bir şekilde koruma altında. Suriye’deki Rojova bölgesinde insanlara insani tıbbı yardım, gerekli gıda maddeleri gönderilmezken, Türkiye’den Cihadistlere silah ve askeri malzemelerin gönderildiği aleni bir şekilde o bölgedeki halk tarafından ve görgü tanıkları tarafından dile getirilmekte.’

ALMAN TANKSAVARLARI / ROKET KONUSU

Alman gazeteciler ve heyet ile birlikte Rojava’da askeri bir cephaneliğe gittiklerini ve orada Alman üretimi tanksavar/ roket bulduklarını hatırlatan Aken, roketin seri numarasını gördüklerini, üzerinde Almanca yazdığını ifade ederek, ‘’Aslında Alman Silahlı Kuvvetleri yurtdışına silah sevkiyatı yaptığında üzerinde Almanca açıklama yazmaz. Sadece Alman ordusuna (Bundeswehr) verilen ülke içindekilerde yazar. Peki bu silah kim tarafından nasıl Suriye’ye, Rojava’ya sevk edildi? Bunun ortaya çıkması için gerekirse Sol Parti olarak Anayasa Mahkemesi’ne gitmeyi düşünüyoruz’ dedi.

“ERDOĞAN KÜRTLERİ PARÇALAMAK İSTİYOR”

Hamburg’da görev yapan bir Türkiye kökenli gazetecinin 'AKP’nin bir taraftan sözde barış sürecini gerçekleştirmek için PKK ile masaya otururken, diğer taraftan Suriye’de Kürtlere karşı cihadistleri desteklemesini iki yüzlü bir politika olarak mı değerlendirmek gerekir.  Yoksa nasıl değerlendiriyorsunuz'? şeklindeki sorusuna ise Aken şöyle yanıt verdi.

“Erdoğan iki yüzlü falan değil. Asıl politikası bu. Yani Kürtleri parçalamak istiyor. Suriye’deki Kürtlerin otonom taleplerini engellemek istiyor. NATO’nun Türkiye’de faaliyetleri, Patriot füzelerinin Türkiye'ye yerleştirilmesi vs. Bu konuda Erdoğan diplomasi açısından kurnazca bir politika izlemeye çalışıyor.”

‘İNSANİ YARDIM İÇİN SINIRLAR AÇILMALI’

Rojova bölgesinde insanlara tıbbi yardım ulaştırabilmek için sınırların açılması gerektiğini ifade eden Aken, ‘Orada petrol kuyuları çalışmıyor. İnsanlar ölümle karşı karşıya. Silah ve askeri sevkiyat yapan ülkeler tıbbi malzeme göndermiyor. Hastaneler kapalı. Orada ilaç yok. Hemşireler, eczacılar gönüllü olarak halka hizmet veriyor’ dedi.

‘AMBARGO  KALKMALI’

Rojova bölgesinde petrol kuyularının yüzde 60’nın Kürtlerin elinde, ancak işlenemez durumda olduğuna da dikkat çeken Aken, ‘Eğer bölgede Barzani ve Türkiye’nin uyguladığı ambargo kalkarsa bir canlanma olabilir. Barzani ve Türkiye ortak hareket ediyor. Uluslararası ambargo kalkmalı. Zaten bizim orada giriş çıkışlarımızı Barzani'nin sınır güvenlik görevlileri engelledi’ dedi.

“BARIŞ İÇİN İLK TALEBİMİZ ATEŞKES”

İnsan hakları açısında ilk taleplerinin ateşkes olduğunu ifade eden Aken, “Mayıs ayında o bölgede seçimler var. O bölge PKK’nin denetiminde olduğundan dolayı Avrupa uzak duruyor. Kim olursa olsun, orada demokratik bir seçimin olup olmadığının görülmesi açısından, Avrupa olarak oraya gözlemci gönderilmeli. Bu konuda ilk talebimiz ateşkes” şeklinde konuşmasını tamamladı.