Ş. Murat Özten / Demokrat Haber İsviçre


Türkiye kökenli İsviçreli politikacı Haşim Sancar Türkiye`de yaşanan son gelişmeler üzerine, İsviçre`nin büyük ve saygın gazetelerinden biri olan Der Bund için bir yazı kaleme aldı. 

Yeşillerden Bern Kanton Parlamentosu milletvekili olan Sancar dün yayınlanan yazısında hem Recep Tayyip Erdoğan`ı hem de Türkiye`yle Suriyeli mülteciler üzerinden ortaklık kuran Avrupa`nın elitlerini sert bir şekilde eleştirdi. 

Haşim Sancar şunları dile getirdi:

DOĞU’DA HEDEF YAŞAM, BATI’DA YAŞAM TARZI

“Türkiye`deki silahlı çatışmalar dehşet verici boyutta. Kürt halkının onyıllardır daha fazla otonomi talep ettiği ve Türk ordusunun başkaldırılara karşı kanlı karşılıklar verdiği ve bunları yaparken sivil halka da yöneldiği ülkenin doğusundaki savaş artık alarm veriyor. Ama ülkenin Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan`ın tavrı daha da korkutucu. Ülkenin doğusunda yok etme ve yerinden yurdundan sürme politikası gittikçe yoğunlaşırken, büyük kentlerde modern yaşam tarzı hedef tahtasına yerleştiriliyor ve sanatçılar ve kültür camiası hizaya sokulmaya çalışılıyor. 

Devlet kurumlarının içi boşaltılıyor ya da bu kurumlar “başkan“ın talimatlarına göre revize ediliyor. Güçler ayrılığı ilkesi ve TBMM`nin faaliyetleri değersizleştiriliyor, yargı organları cumhurbaşkanının verdiği demeçlere göre hareket ediyor.

“AVRUPA`NIN POLİTİK ELİTLERİ ORTAKLIĞA DEVAM EDİYOR”

Bütün bunlara rağmen Avrupa`nın politik elitleri bu otokratik rejimle ortaklığa devam ediyorlar! Bu güç sarhoşu devlet başkanını durdurmak için ne yapmak gerekiyor? Türkiye toplumu gittikçe artan bu baskı ve şiddeti daha ne kadar taşıyabilir? Avrupa`da yaşayan insanlara yönelik saldırılar ise bu güç oyununda yeni bir boyut. Türk kökenli Alman politikacılar “kanı bozuk“ olarak nitelendiriliyor ve kanlarının labaratuvarda testten geçirilmesi gerektiği söyleniyor.

“ÇIKARLAR GERİ PLANA İTİLMELİ”

Bütün bu yaşananlara karşı İsviçre`nin daha aktif bir şekilde girişimlerde bulunması gerekiyor. Bu baskı politikasına bir son vermek için, insan hakları lehine ekonomik çıkarlar geri plana itilmeli. 

Suriyeli mülteciler üzerinden sürdürülen pazarlıklar yerine barış görüşmeleri teşvik edilmeli. 

İsviçre`den beklentim mümkün olduğunca çabuk bir şekilde milletvekillerinin dokunulmazlıklarının kaldırılmasına kararlı bir şekilde karşı çıkması ve sürekli bir barış için çaba sarfetmesidir.“