Avrupa'da bağımsızlık taleplerinde, ekonomik açıdan güçlü bölgeler başı çekiyor. Örneğin İspanya'da bağımsızlık mücadelesi veren Katalonya ve Bask bölgeleri, Avrupa İstatistik Kurumu verilerine göre, 2009 yılında İspanya topraklarının sadece yüzde onunu kaplamalarına rağmen, toplam gayri safi yurtiçi hâsılanın dörtte birini sağlamış.

 

Benzer şekilde İtalya’nın kuzeyindeki Güney Tirol bölgesi ve Milano, ekonomisi daha geride olan güney bölgelerini artık finanse etmek istemiyor. Aynı şekilde İskoçlar da petrol üretiminden elde edilen gelirleri artık kendi ellerinde tutmak istiyorlar.

 

Bağımsızlık taleplerinin en ciddi olduğu ülkelerden biri ise Belçika. Belçikalı Flamanların, Fransızca konuşulan güney Belçika’dan ayrılma talepleri giderek daha yüksek sesle dile getiriliyor. Zengin bir bölge olan Flandra, ülke topraklarının sadece üçte birini kaplamasına rağmen gayri safi yurtiçi hâsılanın yüzde 60'tan fazlasını sağlıyor.

 

Bölgelerin bağımsızlık taleplerinin tek sebebi ekonomi değil. Kiel Üniversitesi'nden etnoloji profesörü Silke Göttsch-Elten, bağımsızlık talebinin arkasında, kendi kimliğinin tanımlanmasına yönelik bir dizi tez yattığını belirtiyor:

 

"Dil, mitlere uzanabilen bir ortak tarih ya da genel olarak kültür olarak tanımlanabilecek öğeler. Din de buna dâhil. Yani Katolik ya da Protestan gibi. Mezhepsel farklılıklar önemli rol oynayabiliyor."

 

ULUSLARARASI HUKUK NE DİYOR?

Batı ve güney Avrupa’daki ayrılıkçı hareketlerin temel amacı, bölgedeki kendi halk gruplarının bağımsızlığını güvence altına almak. Bonn Üniversitesi'nden Profesör Christian Hillgruber, anavatanın iradesine karşı çıkarak bağımsızlığını ilan etmek için uluslararası hukuk açısından bu tezin yeterli olmadığını belirtiyor:

“Bu konuda uluslararası hukuk uzmanları büyük ölçüde hemfikir. Tabii eğer Kosova’daki gibi insan haklarını ağır bir şekilde ihlal eden muamele ya da soykırım çapında olaylar yaşanmamışsa.”

 

‘AVRUPA’DA YENİ SAVAŞ OLMAZ’

Fakat her bağımsızlık talebi bu kadar kanlı yaşanmıyor. Örneğin Çekoslovakya’nın Çek Cumhuriyeti ve Slovakya olarak ayrılması nispeten sorunsuz geçmişti. İki taraf 1993 yılında görüş birliği içinde barışçıl ve sorunsuz bir şekilde ayrılmayı başarmıştı.

 

Her ne kadar İspanya ve İrlanda gibi Avrupa ülkelerinde bazı ayrılıkçı gruplar sık sık saldırılarda bulunsa da, uluslararası hukuk uzmanı Christian Hillgruber, Eritre, Doğu Timor ya da Sudan’da olduğu gibi yıllar süren bağımsızlık savaşlarına benzer bir savaşın Avrupa’da yaşanacağına inanmıyor.

 

KATALANLAR BAĞIMSIZLIK İSTİYOR

Hillgruber bağımsızlık söz konusu olduğunda yaşanacak sorunların daha çok ekonomik anlaşmazlıklar yüzünden çıkabileceğini belirtiyor. Ayrılmanın sonucu olarak servetin ve borçların nasıl paylaşılacağı konusunun gündeme geleceğine işaret ederek şunları kaydediyor:

 

“İskoçya Birleşik Krallık'ın borçlarının bir kısmını üstlenmedikçe Londra bağımsızlık talebine izin vermez. Zorluklar büyük oranla ekonomik anlaşmazlıklardan çıkacaktır.”

 

Uluslararası hukuk uzmanı bu yüzden İskoçların Londra’dan biraz ekonomik bağımsızlık elde etmekle yetinecekleri ancak Birleşik Krallık’tan tümüyle ayrılmayacakları öngörüsünde bulunuyor.

 

© Deutsche Welle Türkçe

Martin Koch / Nalan Şipar

Editör: Ercan Coşkun