"Türkiye nereye gidiyor?”

Muhalefetteki Sol Parti Alman Meclis Grubu’nun Berlin’de cuma günü düzenlediği toplantı bu başlığı taşıyordu. Türkiye'deki siyasî ve toplumsal gelişmelerin ele alındığı toplantıya, aralarında Barış ve Demokrasi Partisi (BDP) Genel Başkanı Selahattin Demirtaş’ın da bulunduğu Türk sendikacı, siyasetçi ve gazeteciler davetliydi.

 

Alman Meclis Binası’nda düzenlenen toplantıda konuşan Sol Parti Grup Başkanı Gregor Gysi, Türkiye’nin son yıllarda bölgesel ve uluslararası düzeyde öneminin arttığını, ekonomik açıdan güçlendiğini, ama “diğer yandan ülkede baskıların da arttığını” belirtti. Gysi, “topluma belirli bir yön verilmeye çalışıldığını, kim buna karşı çıkarsa da baskılarla karşılaştığını” dile getirdi. Alman hükümetini de eleştiren Gysi, Türkiye ile ilişkilerin tek yanlı olduğunu savundu.

 

SOL PARTİ TÜRKİYE’Yİ YAKINDAN TAKİP EDİYOR

Sol Parti Alman Meclis Grubu Uluslararası İlişkiler Sözcüsü Sevim Dağdelen de Alman siyasetçiler arasında Türkiye’ye ilişkin tablonun gerçeği tam olarak yansıtmadığını ifade etti. Türkiye’nin hukuk devleti olma ve demokratikleşme yolunda önemli adımlar attığı görüşünün yaygın olduğunu dile getiren Dağdelen, ancak Türkiye’deki insan hakları ihlalleri ve baskılardan pek söz edilmediğini, Avrupa Birliği’nin Türkiye ilerleme raporlarında bile insan haklarına ilişkin sorunların arka planda kaldığını belirtti.

 

Sol Parti Türkiye’ye muhalefetin açısından da bakılması gerektiği görüşünde. Türkiye’deki gelişmeleri yakından takip eden Sol Parti, geçtiğimiz aylarda Türkiye’de sendikal haklar, basın özgürlüğü gibi konuları Alman Meclis gündemine getirmişti. 620 sandalyeli Alman Meclisi’nde 76 sandelye ile dördüncü büyük grubu oluşturan Sol Parti’nin düzenlediği toplantının hedefi, Türkiye’deki gelişmeleri konunun uzmanlarından dinlemekti.

 

“HÜKÜMET SERT BİR ŞEKİLDE ELEŞTİRİLMELİ”

Türkiye’deki sendikal hakların önündeki engellerin, basın ve ifade özgürlüğüne ilişkin sorunların, Alevilerin taleplerinin yanı sıra toplantıda öne çıkan konulardan biri Kürt sorunu oldu.

 

Türkiye’de bir çok açıdan durumun iyiye gitmediğini söyleyen Barış ve Demokrasi Partisi Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, bundan Avrupa’nın da sorumlu olduğunu savundu. "Bugün Adalet ve Kalkınma Partisi güçlü bir şekilde bizi eziyorsa, Avrupa Birliği’ne üye ülkelerdeki iktidarların ve Avrupa Parlamentosu’nun bunda payı vardır” diyen Demirtaş, Adalet ve Kalkınma Partisi hükümetine “çok fazla destek verilmiş” olduğunu söyledi. Avrupa Birliği’ne çağrıda bulunan Demirtaş, Adalet ve Kalkınma Partisi’ne yönelik eleştirilerin dolaylı olarak değil, açık ve sert bir şekilde yapılmasını istedi.

 

Eşitlik istediklerini belirten Demirtaş, “dil, kültür ve yönetime katılma açısından Kürtlerin eşit olmadığını” söyledi. Kürtlerin ikinci taleplerinin adalet olduğunu belirten Demirtaş üçüncü taleplerinin ise barış olduğunu kaydetti. Barış konusunda en büyük sorunun ise “müzakereler” olduğunu belirten Demirtaş, Türkiye Cumhuriyeti hükümetinin hapishanede bulunan Abdullah Öcalan, KCK ve PKK ile Barış ve Demokrasi Partisi'nin temsilcileri ile müzakere masasına oturması gerektiğini savundu.

 

YENİ STRATEJİ

Barış ve Demokrasi Partisi lideri Demirtaş, toplantı sonrasında Deutsche Welle Türkçe Servisi’ne yaptığı açıklamada, hükümetin yeni strateji olarak açıkladığı planın daha önce de gündeme geldiğini, bu nedenle de bunu yeni bir strateji olarak görmediklerini belirtti. Bunun “kesin çözüm iradesi olmadığını biliyoruz” diyen Demirtaş, buna rağmen müzakere çağrısına olumsuz yanıt vermediklerini söyledi. Hükümetin şartını kabul etmeyeceklerini vurgulayan Demirtaş, “Hükümetin Öcalan ve PKK ile yeniden görüşebileceği koşulları yaratmak ve onları sürece katmak üzere müzakere edebileceğimizi hükümete söyledik, ancak henüz bir yanıt almadık” dedi.

 

“Hükümet bizimle görüşmezse, biz PKK ve Öcalan’ı dışlayan bir müzakere süreci yürütmeyiz” diyen Demirtaş, “hükümeti müzakereye zorlayacak demokratik bir basıncı oluşturmak zorundayız. Bunun için de daha fazla miting, daha fazla gösteri, daha fazla imza kampanyası, daha fazla belki de diğer muhalefet güçleriyle işbirliği içinde sokak muhalefetini yükseltmek gibi bir programımız ve yaklaşımımız var” şeklinde konuştu.

 

SURİYE'DEKİ DURUMUN ETKİSİ

Barış ve Demokrasi Partisi lideri Selahattin Demirtaş, ‘Suriye’deki gelişmeler Türkiye’deki Kürt sorununu nasıl etkiler?’ şeklindeki soruyu ise şöyle yanıtladı:

 

“Esad sonrası ülkede oluşacak sistem, eğer Kürt halkına bir otonomi tanırsa, Kürt halkı kendini yönetme hakkını elde ederse, bu, Türkiye’deki Kürt sorununun çözümünü daha da kolaylaştıracaktır ve Türkiye artık kendi Kürtlerine karşı savaşmak yerine barışmayı ve onlara da hak tanımayı zorunlu bir tercih olarak önüne koymak durumunda kalacaktır.”

 

© Deutsche Welle Türkçe