Norveç’te aşırı sağcı Anders Breivik’in 73 kişiyi öldürmesinin ardından gözler Avrupa’daki Türklerin hayatına döndü. Dernek temsilcileri son yıllarda ırkçılığın etkilerini daha çok hissettiklerini ve korktuklarını söylüyor.

BURCU ÜNAL / Milliyet

Norveç’te meydana gelen saldırılar, 11 Eylül’den bu yana radikal İslam’ı sorgulayan dünyanın gündemini birden Hıristiyanlık ve ırkçılığa odakladı. Yoğun göç alan Avrupa da son bir haftadır ırkçı saldırıların şokunu yaşıyor. Birçok ülkede ‘Avrupa’yı Müslümanlar ve komünistlerden kurtarma’ iddiasıyla gerçekleştirilen katliamın ardından ‘yabancı düşmanlığı’ odaklı aşırı sağ politikalar sorgulanmaya başlarken, bu ülkelerde yaşayan Türkler ise yükselen ırkçılıktan oldukça endişeli. Milliyet’e konuşan uzmanlar, Türklerin alışveriş yaparken bile korktuklarını, çocuklarının fazlalık olarak görüldüğünü belirtirken, ırkçılıkta artık deri renginin değil, din ve kültürün ön planda olduğunun altını çiziyorlar.

Avrupa Türk İslam Birliği Genel Sekreter Yardımcısı Oğuzhan Erkmen (Almanya):

‘Irkçılık var ama üzeri kapalı’

Irkçılık ve Müslüman karşıtlığını en çok kurumsal alanda hissediyoruz. Mesela iş bulma kurumlarına başvurduğunuzda, sigorta dairesine gittiğinizde... Mesela bir Türk işsiz ve iş bulma kurumuna müracaat etti, işlemleri yavaşlatılıyor, sürekli önüne bürokratik engeller çıkarılıyor. Gündelik yaşamda da alışveriş yaparken bakışlardan bile bazen size karşı olan düşünceleri fark edebiliyorsunuz. Yani aslında ırkçılık var ama üstü kapalı. Bir saldırı olunca örtbas ediliyor, üstüne gidilmiyor. Tedirginlik yaşıyoruz. Önlem alınsa da herkesi kontrol edemiyorsunuz, politikacılardan, medyadan etkilenip durumdan vazife çıkartabiliyor insanlar. (Almanya’da 3 milyon Türk yaşıyor. )

 

COJEP Genel Başkanı Veysel Filiz (Fransa):

‘Türbanlı kızı tramvaydan attılar’

İslamofobinin ne kadar yükseldiğinin farkında değiller çünkü polisler bilinçsiz, İslamofobik olayları da adi suç olarak kaydediyorlar. Diğer yandan halk da başına bir şey gelir diye şikayet etmeye, polise gitmeye korkuyor. Bize bu tür olaylarla ilgili haftada bir rapor geliyor. Örneğin, başörtüsü takan kadınlar okul çıkışına çocuğunu almaya gidiyor, okul onları içeri almıyor, bankalar kabul etmiyor. Geçen yıl yine türbanlı bir kız tramvaydan aşağı itildi.

Eskiden ırkçı hareketler kitle hareketleri idi, mesela dazlaklar vardı bilirdiniz. Şimdi insanlar teknoloji ile bireysel yoldan sadece duydukları söylentilere inanarak tek başlarına hücreler kuruyor. Buna da siyasetçiler yeşil ışık yakıyor. Biz zaten bir süredir endişeyle bekliyorduk, saldırılar göz göre göre geliyor. (Fransa’da 600 bine yakın Türk yaşıyor.)

 

İnsan hakları savunucusu Bashy Quraishy:

‘Erdoğan baskı yapmalı’

Çocuklar Müslüman diye dışlanıyorlar, bir işe başvuranlar, Müslüman oldukları anlaşılınca çok iyi özelliklere sahip olsalar dahi geri dönüş alamıyor. Eskiden derinin rengine bakarak ayrımcılık yapılırdı şimdi kültür ve dine bakarak yapılıyor. Norveç’teki saldırganın aşırı Hıristiyan olduğu ortaya çıkınca, medya onu bu yönüyle asla öne çıkarmadı hep aşırı sağ diye adlandırdılar. Burada insanlar korkuyor. Diğer ülkeler bu propagandanın durması için Avrupa’ya baskı yapmalı. Özellikle burada Türkiye’ye çok iş düşüyor. Çünkü Türkiye büyük, Avrupa ile ilişkileri iyi olan bir ülke. Türkiye Başbakanı, Cumhurbaşkanı devreye girerek Avrupalı liderlerle bu konu hakkında konuşup bir girişim başlatmalılar. (Danimarka’da 70 bine yakın Türk yaşıyor.)

 

Turkish Forum Başkanı Zeren Safa (İngiltere):

‘İngiltere’de çok rahatız’

Burada da son seçimlerde Milliyetçi Parti oylarını artırdı ama İngiltere çok farklı, liberal bir ülke. Mesela Norveç saldırılarından sonra Başbakan David Cameron tedbir almak için hemen güvenlik konseyini topladı. İngiltere’de hükümetin izlediği, öğrencilere vize almanın zorlaştırması gibi göçmen karşıtı görünen uygulamalar tamamen ekonomik temelli. Göçmen karşıtı değil. Evimde işsizler varken, göçmenler onların yerini almasın diye düşünüyorlar. Biz burada Avrupa’daki Türklerin yaşadıklarını yaşamıyoruz, hiç ayrımcılık hissetmiyoruz. Burası Fransa, Almanya gibi değil. English Defence League’i burada sıradan vatandaşlar da sevmiyor. (İngiltere’de 500 bine yakın Türk yaşıyor.)