“Anayasa’yı ihlal”, “örgüt üyeliği”, “kasten yaralama”, “mala zarar verme ve nitelikli yağma” iddialarıyla yargılanan öğretmen Selda Karataş’ın yargılama sürecinde yaşananlar, yargıdaki durumu gözler önüne serdi.

Karataş’ın avukatı Barzan Demirhan, “Tutuklu müvekkilim başta olmak üzere, yargılanan tüm sanıkların hayatını etkileyecek bir yargılamanın yalnızca bir duruşmasında yaşananlar yargı öznelerinin acınası halini ortaya koyuyor” diye yorumladı.

İstanbul 22. Ağır Ceza Mahkemesi, diğer mahkemenin reddi sonucu kendilerine gönderilen dosyanın duruşmasından haberdar değildi. Heyet başkanı kendi verdiği kararı başkasının sanırken, saatler sonra başlayan duruşmada savcının uyuduğu görüldü.

Bianet’ten Ayça Söylemez’in haberine göre yaşananlar şöyle aktarıldı:

Mahkeme başkanı: Böyle tutukluluk gerekçesi mi olur, ihsası rey* bu! (Oyunu, tarafını belli etme. Mahkeme kararında geçmesi halinde, hâkimin vereceği kararı dava bitmeden belirlemiş olduğu anlamına gelir)

Avukat: O kararı siz verdiniz.

Mahkeme başkanı: Pandemi döneminde böyle şeyler olmuş olabilir…

Avukat Barzan Demirhan, mahkeme heyetinin buna benzer sözlerini tutanak altına alarak heyetten şikayetçi oldu.

Tutanakta, savcının tüm bunlar olurken uyuduğu da belirtildi.

ÖNCEKİ KARARDAN KOPYALA-YAPIŞTIR

Bu süreç, bir önceki mahkemenin reddi talebinin kabul edilmesiyle başlamıştı.

Avukat Demirhan Bianet’e yaptığı açıklamada, müvekkili Selda Karataş’ın yargılandığı Ağır Ceza Mahkemesinin ara kararında ihsası rey yaptığını belirterek heyeti reddettiklerini, normalde kabul edilmeyen bu talebin bu kez kabul edildiğine şaşırdıklarını anlattı:

“Bu aşamadan itibaren, hiç işletilmeyen bir mekanizma olan reddi hakim kararı sonrası süreçle tanıştık. Pandeminin de araya girmesiyle, yeni heyeti göremedik ancak isimlerini tutuk inceleme zabıtlarında gördük. İhsas-ı rey teşkil eden tutukluluğun devamı gerekçelerini kopyalayıp yapıştırmışlardı. Ne imzalarının yer aldığı zabıtlardaki tutukluluğun devamı kararlarından ne de duruşmanın bırakıldığı saatten, hiçbir şeyden haberleri yoktu.”

MAHKEME DOSYADAN HABERDAR DEĞİL

Dosyanın gönderildiği yeni mahkemenin kapısında, o günkü duruşmalar arasında bu dosya yer almıyordu.

Tutanağa göre mahkeme bu dosyadan pek de haberdar değildi:

“Sanıklar, sanık müdafileri, müştekiler, müşteki vekili ve tanıklara yapılan tebligat gereğince duruşmanın görüleceği 3 Temmuz’da saat 10.00’da duruşma salonu önündeydik. Lakin salonun kapısına asılı duruşma listesinde bizim dosyamıza dair bir bilgi yoktu.

“Mübaşire sorduk, bu dosyadan haberinin olmadığını söyledi. Mahkeme kalemine gittik, kalem müdürü dosyamızı kendi dosyaları bitince akşama doğru alacaklarını söyledi. Mahkeme Başkanı Ersin Öztürk’le yaptığımız görüşme sonucu 10.00’da başlaması gereken duruşma, saat 13.05’te başlayabildi.”

Zaten hâkim, karar öncesinde “dosyaya hakim olmadığını” sadece iddianameyi okuyabildiğini de duruşmada söyledi.

HAKİM: BİZİ DE REDDETSEYDİ KURTULSAYDIK

Duruşmada tutuklu sanık Selda Karataş’ın SEGBİS bağlantısı beklenirken mahkeme başkanı salondakilere dönük bir şekilde, “Benimle aynı derecedeki bir makam beni nasıl tayin eder anlam veremiyorum” diyerek reddi hakim sonucu dosyanın kendilerine verilmesinden şikayet etti.

Tutanağa göre, bununla da kalmadı:

“Mahkeme Başkanı bu rahatsızlığını, tutuklu sanık Karataş tanıklardan birine sorusunu yöneltirken, kendi kendine konuşur vaziyette ‘Ah! Bizi de reddetseydi de kurtulsaydık’ diyerek kürsüye yakın avukatların duyacağı şekilde yakınarak da belirtti.”

SAVCI UYUDU, HAKİM ‘GÖZ TEMASINI KOPARMAYIN’ DEDİ

Tüm bunlar olurken savcı uyuyordu.

Demirhan’ın şikayetçi tutanağına bu durum şöyle yansıdı:

“Duruşmanın ortalarında duruşma savcısının uyuduğu görüldüğünden, sanık müdafi avukat Barzan Demirhan, mahkeme başkanına savcıyı göstererek bu şekilde duruşma olmaz demesi üzerine mahkeme başkanı, ‘Bakın ben duruşmayı çok dikkatli takip ediyorum, lütfen benimle göz temasınızı koparmayın’ diyerek durumu geçiştirmeye çalıştı. Bu konuşmalar olurken duruşma savcısı uyumaya devam etti.”

‘PANDEMİ DÖNEMİNDE OLMUŞ OLABİLİR…’

Duruşmada avukat Demirhan tahliye taleplerine ilişkin beyannında sanığın tutukluluk halinin devamına ilişkin gerekçeleri eleştirirken, mahkeme başkanı araya girerek “Ya böyle tutuk devam gerekçesi mi olur, ihsas-ı rey bu” dedi.

Avukat Demirhan da bunun üzerine, hakimin kendisinin de imzasının bulunduğu tutuk devam gerekçelerinin aynı olduğunu söyledi.

Mahkeme başkanı da kendini, “Ya pandemi döneminde böyle şeyler olmuş olabilir” diye savundu.

MAHKEMENİN İTİRAZDAN DA HABERİ YOK

Dosyada sadece iddianameyi okuduğunu belirtmiş olan mahkeme başkanı, ara kararında yine de tutukluluğun devamına hükmetti.

Sanık avukatlarına, “İstanbul 23. Ağır Ceza Mahkemesi'ne itiraz edebilirsiniz” dedi.

Avukat Demirhan da zaten bir hafta önce İstanbul 23. Ağır Ceza Mahkemesi'ne yönelik itiraz dilekçesi sunduklarını ancak bu mahkemenin dilekçeyi üst mahkemeye göndermediğini söyledi.

Mahkeme başkanı ise bundan haberi olmadığını ifade etti.

HAKİMİN E-İMZASINI BAŞKASI MI KULLANDI?

Bunun üzerine Avukat Barzan Demirhan mahkeme başkanına hitaben, “altında kendi imzası bulunan tutuk devam gerekçelerinden, duruşma saatinden ve başkanın incelemesinde olduğu söylenen itirazdan haberinin olmadığını, tüm bunlardan e-imzasını başkalarına kullandırdığının anlaşıldığı ve bu nedenle resmi evrakta sahtecilik ve görevi kötüye kullanma suçlarını işlediklerini” belirtti.

Anayasa’yı ihlal, örgüt üyeliği, kasten yaralama, mala zarar verme ve nitelikli yağma suçlarından yargılanan öğretmen Selda Karataş’ın avukatı Demirhan, olup biteni “Tutuklu müvekkilim başta olmak üzere, yargılanan tüm sanıkların hayatını etkileyecek bir yargılamanın yalnızca bir duruşmasında yaşananlar yargı öznelerinin acınası halini ortaya koyuyor” diye yorumladı.

Kaynak: Bianet