Vatan Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek, Haber Global ekranlarında yayınlanan Siyaset Özel programında gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu.

Programda asgari ücretle ilgili değerlendirmelerde bulunan Perinçek "Enflasyon asgari ücreti alıp götürüyor o yüzden 6 ayda bir belirleme olabilir" dedi.

Perinçek "Cumhurbaşkanımız Erdoğan, Turgut Özal döneminde başlayan ithalat bağımlı modelin sürdürülemez olduğunu söylemiştir. 500 milyar dolara yakın dış borç altında olan bir ülke iflas noktasındadır" açıklamasında bulundu.

Perinçek'in programda yaptığı açıklamalardan bazı detaylar şöyle:

"Asgari ücretliye asgari ücret soruyorsunuz. Ben de bir asgari ücretliyim. Ben de işçi emeklisi maaşı alıyorum. Kişisel hayatıma değil de Türkiye ekonomisine bakıyorum. İşçi ve emekçilerimizin iyi koşullarda yaşaması lazım. Talep de önemli. Asgari cüretin piyasayı şenlendiren etkileri de var. Enflasyon bayağı yükselecek. Benim için önemli olan Türkiye üretim ekonomisine geçecek mi? Ama tabii, beklenenden daha fazla artış oldu. Enflasyon asgari ücreti alıp götürüyor o yüzden 6 ayda bir belirleme olabilir. Bir de işverenler tarafından da değerlendirmek lazım. Bakalım işverenler ne diyorlar? Çünkü maliyetlere de yansıyacak. Başka iş yerleri de kapanacak mı?

'ERDOĞAN, TURGUT ÖZAL DÖNEMİNDE BAŞLAYAN İTHALAT BAĞIMLI MODELİN SÜRDÜRÜLEMEZ OLDUĞUNU SÖYLEMİŞTİR'

İhracat yapmayan bir ekonomi olmaz. Ancak ihracat odaklı bir ekonomi bizi ithalat patlamasına getirdi. Eğer siz Kayseri'yi, Denizli'yi Bursa'yı yok etmek suretiyle ihracat yaparsanız ülkedeki ekonomi çöker. Maliyet enflasyonundan korkmayacağız. Zonguldak'taki kömürü çıkarıp Rusya'dan getirmeyeceğiz. Üretim maliyeti daha yüksek ama oradaki kömürü çıkaracağız. Aksi takdirde iflas noktasına geliyoruz. İflası sayın Cumhurbaşkanı ifade ediyor. Sürdürülemez demek, ne demek? Cumhurbaşkanı ve Bahçeli Özal modelinin sürdürülemez hale geldiğini söyledi. 500 milyar dolara yakın dış borcu olan bir ülke iflas noktasındadır.

Bahçeli en son bunun için 1980'de başlayan model dedi. Özal'ın Türkiye ile dünya piyasalarını birleştirmesi. Fillerin de Türkiye çarşılarına girip ezmesi. Kömürü dışarıdan alırım demir çelik üretir sonra onu dışarıya satarım modeli işlemez hale geldi. 1980'de Özal ekonomisi hangi propaganda ile geldi. Diyor ki, 'Çiftçi bu ülke sırtında kambur.' Ben destek veriyorum, bunun ürettiği ABD'nin pamuğundan daha maliyetli. Ben neden destekleyeyim. ABD pamuğu aldın, onu sattın. Ekonomi başa aşağı etti ve ekonomi iflas etti. Özal ekonomisi kapıları açan ekonomi, sonuç itibarıyla iflas etmiştir. Arkadan gelen ekonomi koruyarak, gümrükleriyle teşvik ve destekleriyle içerideki üreticiyi koruyarak yetişebilmiştir.

Kapitalist kalkınma modelinde çırak olarak anasını ağlatarak işçiye az vererek kapitalist ekonomi kalkınmalar gerçekleştirdiler. Başka kalkınma modeli yok. Tasarruf oranını arttırdığınız müddetçe bütün kalkınma modellerinin özeti istihdama yönetmektir. Fark, üretilenleri paylaşmada ortaya çıkar. Sovyetler birliği Çin modeli devlet eliyle kalkınma modelleridir. Hepsinin özünde tasarruf vardır.

Dürüst politikacı halkına borcu olan politikacının halkına 'Zorluklar var ve bedel ödeyeceğiz' demesi gerekiyor. Bedeli milletçe hepimiz ödeyeceğiz. Bir de asgari belirli şeyleri sağlayacağız. Milli direnme politikası yaptık. Bir gıda politikası, güvenliğin güvenliğini sağlayacağız. Amerikancılar polis ve askerden kısın diyorlar. enerjinin güvenliğini sağlayacağız. Bedel öderken bundan vazgeçemeyiz. Her şey enerjiyle çalışıyor. Dördüncüsü sağlığın güvenliği. Bunlarda fedakarlık yok. Eğitimin güvenliğini sağlayacağız. Eğitim bir kamu hizmetidir. Devlet yalnız başına avukat mühendis yetiştirme değil aynı zamanda vatanına bağlı bir yurttaş geliştirmekte de görevlidir. Bu, devlet eliyle yapılmalıdır. Kovid-19 salgını sağlıkta kamuculuğu getirdi.

Türkiye'nin önünde büyük zorluklar var. Bunlar nedeniyle Milli Direnme Ekonomisi programını açıklayacağız. Ancak bu beş güvenlikten vazgeçmeyeceğiz. Vatan Partisi bu programı yapıyor. Bahçeli, "bedel ödeyeceğiz" diyor. Alkışlıyorum ama bedel nasıl paylaştırılacak bunun programı yok. 1980'de kurulan Özal ekonomisi nedeniyle 450 milyar dolar dış borca batmanın bedelini ödeyeceğiz.

1980'de bu ekonomi nasıl geldi. Atatürk, "köylü milletin efendisidir" diyor. Bu bir karşı devrim. "Çiftçi ülkenin sırtında kambur" deniyor. Niye? Çünkü dışarıdan alacak. Demirel döneminde şeker, iplik fabrikası açılmış, kamucu bir dönem. Demirel'e haksızlık yapıldı. Şeker, iplik fabrikası açtı, çiftçiyi destekledi. Püf nokta şudur 1980 yılında. Üretici kambur ilan edildi. Sabancılar da kambur ilan edildi. Özal, bunlar çürük çarık yapıyor dedi. Kamudaki üretim teşekküllerini aşağıladı. Aşağılandı üretici. Çarpışma burada üretim ekonomisiyle kapıları dışarıya açıp başkalarının ürettiğini tüketmek ve borçlanarak ödemek. Borçlar yığılınca da iflasa gidiyor.

Üreticilerin bir kar bir de faiz gelirleri var. Kar gelirleri Türkiye'ye yararlı. Müteşebbis kardan geçip faize yönelince o zaman tefeciye dönüşüyor. Sanayiciyi suçlayan bir tavrım yoktu. Tefeciliği suçladım.

Çin modeli diyor ama bakıyoruz. Artık, sürdürülemez hale geldi diyor. 1980'den beri uygulanan sitemin Cumhurbaşkanı iflas ettiğini söylüyor. Yatırım, istihdam, üretim ve ihracat odaklı bir ekonomi uygulayacağız diyor. Biz daha dürüst davranıp tasarrufu da söylüyoruz. Sonuna bir de ihracat ekleyip biraz sistemi bozuyor. Kamuculukla ilgili bazı faaliyetleri başladı. Faizi indirmek gibi. Türkiye şu anda bir sistem değiştirmenin bunalımlarını yaşıyor. AK Parti bunu iyi bir şekilde yapılamaz. Sayın Nebati topluyor iş adamlarını, kredileri alıp da dövize çevirmeyin, diyor. Biz vermeyiz, devlet yatırımı yaparız. Ben özel teşebbüse vereceğime doğrudan kendim yaparım. İthalat yükünü azaltmak için ithal ettiklerinizi kendiniz üreteceksiniz. Özel teşebbüs kar peşinde koşuyor. Devlet doğrudan fabrika açabilir. Bu program 6 ayda meyve vermeye başlar. Nasihat verileceğine özel teşebbüse o para, kamuya girer ve piyasa canlanır. Bankalar 10 ayda 80 milyar kar etti. Vatan Partisi yönetiminde 8 milyar yeter. Bir kanun çıkarır 72 milyar alır, çiftçiye dağıtırız. Küçük orta sanayici canlansın, hemen canlanır ekonomi. Türkiye'nin ithalatı da ihracatı da artacak.

Zaten ABD'den telefon alamayacak duruma düşmüşsünüz. Evet, beğenilmeyen telefonlar kullanılacak sonra da beğenilen telefonları üreteceğiz. Bu zihniyet, 'otomobil yürümüyor, pervane çalışmıyor' diyerek üretici suçlandı. Amerikan otomobili daha iyi deyip aldığımız zaman yalın ayak dolaşacağız. Alman otomobili gelmeyecek. Vatan Partisi iktidarında ABD'den Çin'den otomobil gelmeyecek, Türkiye'de üreteceğiz.