Evrensel gazetesi muhabiri Metin Göktepe katledilişinin 20. yılında Diyarbakır’da meslektaşları tarafından anıldı. Bölgedeki çatışmalı ortam ve katliamlara da dikkat çeken gazeteciler, gözaltına alınan, tutuklanan meslektaşlarını hatırlatarak, dayanışma ve bir arada olma çağrısında bulundu.


Metin Göktepe, Evrensel Gazetesi Diyarbakır Temsilciliği, Türkiye Gazeteciler Sendikası (TGS), Özgür Gazeteciler Cemiyeti (ÖGC) tarafından Eğitim Sen Diyarbakır Şubesi toplantı salonunda yapılan basın toplantısıyla anıldı. Toplantıya, Türkiye Gazeteciler Cemiyeti (TGC) Temsilcisi Faruk Balıkçı, Eğitim Sen Diyarbakır Şube Sekreteri Sadrettin Kaya, Türkiye İnsan Hakları Vakfı (TİHV) Diyarbakır Temsilciliğinden Serkan Delidere ve çok sayıda gazeteci katıldı.

METİN’İ ANARKEN BÖLGEDEKİ TABLO DA DEĞİŞMİYOR

Toplantıda ilk olarak konuşan Evrensel Gazetesi Diyarbakır Temsilcisi Cumhur Daş, Göktepe’nin, 20 yıl önce polis tarafından dövülerek katledildiğini ancak Metin Göktepe ve onun gibi halka gerçekleri ulaştırma mücadelesi içinde olan Ape Musa’dan Hafız Akdemir’e ve Ferhat Tepe’den Yahya Orhan’a kadar özgür basından birçok gazeteciyi katleden JİTEM’ciler ve kontra güçlerin AKP iktidarı döneminde ya salıverildiğini ya da Temizöz davasında olduğu gibi aklandığını söyledi. Basın üzerindeki baskıların ‘90’lı yılları aratmadığına vurgu yapan Daş, özellikle bölgede gerçekleşen baskı örneklerini dile getirdi.

‘BASKILARA RAĞMEN YAZMAYA DEVAM EDİYORUZ’

Bir yandan da AKP iktidarını eleştirdiği için her türlü saldırıya uğrayan medya organlarının olduğunu belirten Daş şunları söyledi: “Bir savaş hali yaşıyoruz. Gazeteciler olarak bu döneme tanıklık ediyoruz. Kundakta vurulan Miray bebeği, sokakta yatan Taybet anayı, evlatlarının cenazelerini almak için açlık grevine yatan aileleri görüyoruz, yazıyoruz” Metin’in hayatının her döneminde hep halkının davasına sahip çıktığını, hep onun sesi olmaya çalıştığını belirten Daş, “Bugün Metinlerin, Apê Musaların mirasına sahip çıkmak; her türlü tehdide, baskıya, tutuklamaya, sansüre karşı halklarımıza gerçeği ulaştırma mücadelesinin militan gazetecileri olmaktan geçiyor. Bizler dün olduğu gibi bugün de bu mirasın devamcıları olmaya devam edeceğiz. Bu süreçte dayanışma içerisinde olmanın ve dahası örgütlü hareket etmenin son derece önemli olduğunu vurguluyoruz” diye konuştu.

‘BUGÜN DE MESLEKTAŞLARIMIZ KAYBEDİLMEK İSTENİYOR’

TGS Genel Mali Sekreteri Sedat Yılmaz da, Metin’in “Mutlaka ben izlemeliyim” diyerek gerçekleri sunmak ve halkın haber alma hakkı için sürdürdüğü çabası sonucu katledildiğini söyledi. Metin’in öldürüldüğü dönemde olduğu gibi bölgede yeniden bir savaş halinin yaşandığını ifade eden Yılmaz şöyle devam etti: “Bir yerde savaş başlamışsa gerçeklik orada öldürülür. Egemenler, gerçeğin üzerini örtmek için medyayı baskı altına almaya çalışır ya da kendi güdümüne almaya çalışır. Metin’in katledildiği koşullarda tıpkı bugünün koşulları gibiydi. Metin gerçeklerden taviz vermeden halkın haber alma hakkını savunduğu için öldürüldü. Bugün de meslektaşlarımız aynı şekilde kaybedilmek isteniyor ve sesleri kısılmak isteniyor” dedi.  

Hangi basın kurumunda çalışırsa çalışsın gazetecilerin iç içe olması gerektiğinin altını çizen Yılmaz, “Metin’in bize bırakmış olduğu miras ve gerçeklikten taviz vermemeyi, hangi koşullar olursa olsun dik durmayı, onurlu durmayı sürdüreceğiz” diye konuştu.

‘HEYECANLI GAZETECİLİĞİMİZ DEVAM EDECEK’

Özgür Gazeteciler Cemiyet Eş Başkanı Hakkı Boltan, Metin Göktepe’nin batıda özgür basının güçlü bir kalemi olduğunu, gerçeği yılmadan korkmadan yazdığı için öldürüldüğünü söyledi. Basının özgür olmasının, bir arada ve dayanışma içerisinde olmasından geçtiğini belirten Boltan, “Devletin gazeteciliğin içini boşaltmak adına yaptığı saldırılara karşı sessiz kalmamalıyız. Heyecanlı gazeteciliğimizi sürdürerek gerçeklerden taviz vermemeliyiz. Türkiye’de bugün tüm imkanlar rüşvet ve paralı basın oluşturmaya yöneliktir. Gazetecilik gerçekler için vardır ve gerçekler için mücadele etmeyi sürdüreceğiz” diye konuştu. (Evrensel)