28.05.2018 tarihinde aramızdan ayrılan, değerli hocam, Prof. Dr. Semavi Eyice’nin, sonradan Marmara Üniversitesi İletişim Fakültesi olan, Gazetecilik ve Halkla İlişkiler Yüksek Okulu’nda verdiği “Sanat Tarihi” dersinin notlarının bir bölümünde, hiç belleğimden silinmeyen bir saptaması vardı. Değerli hocamız, konuyu özetle şöyle özetlemişti:

“Bir ülkede yönetici kesim, işler çıkmaza girince, bu olumsuzluğun bunalımını atlatmak için bir dış hedef gösterir. Ürettikleri sorunun, ortaya çıkan yanlışlıkların sorumlusunu, bir başka dış gücün sırtına yüklemeye çalışırlar. Halklarına karşı yaptıkları kötülüklerin, yolsuzlukların tüm suçunu “dış odaklar” olarak adlandırdıkları başka ülkelerin yöneticilerine ya da kurumlarına yüklerler.”

Bu gerçeğin ülkemizde sayısız örnekleri var.

Hocamızın bir başka saptaması da: “Bir ülkenin yönetimini elinde tutanların çıkarları, ülke halkının tümünün çıkarları olarak gösterilir. Uluslararası alanda bir ülkenin çıkarları olarak gösterilen konular, gerçekte o ülkedeki küçük bir azınlığın çıkarlarıdır.”

Semavi Eyice hocamızın bu saptamaları, olaylara bakışımda yepyeni bir ufuk açmıştı. Genel çoğunluğun tersine, iç ve dış olaylara bakışta, daha gerçekçi, mantıklı bakabilmemi sağlayanlardan biri de Sayın Semavi Eyice oldu. Nerede hocanın adını görsem, Türkiye’de olup bitenleri ne zaman yabancı ülkelere, güçlere bağlayan bir açıklama, yaklaşım duysam, okusam hocamızın bu saptamalarını anımsar, okuduklarımı, duyduklarımı bu pencereden değerlendirmeye çalışır oldum.

Bu algı yanıltmacasının bombardımanı altında kalan yurttaşlar, suçun, suçlunun gerçek sorumlularını bırakıp yapay sorumlularla uğraşmaya başlarlar. Bu ülkenin toplumsal, siyasal yaşamında, bu gerçekliklerin büyük payı olduğu kanısındayız.

İçte yaptıkları tüm olumsuzlukları, yanlışları, kötülükleri dış güçlerin, “Bizi çekememelerine bağlamaktan”, “Çok iyi işler yapılmasını dış güçlerin bizi çekemedikleri için baltalamaya çalışmaları” yalanını uydurmaktan hiç utanç duymazlar. Çok iyi işler yapmalarını, bunları ülkelerinin çok ileri düzeylere çıkmasını istenmeyen dış güçlerin baltaladıkları ağızlara sakız yaparlar.

Türkiye’de ne zaman olumsuz bir gelişme yaşansa, bunun sorumlusu ABD’dir. Ülkeyi yöneten seçkinlere, kendilerine sol adı veren kesimlere göre, ABD bu ülkeyi hop oturtup hop kaldırmaktadır. Ülkemizde ortaya çıkan tüm kötü gelişmeler, ABD, CIA, Çok Uluslu Şirketler tarafından kurgulanmaktadır. Herhangi bir konuda söze başlarken “Emperyalizm ve neo liberalizm” diye söze başlarlar. Ülkemizde ve dünyada tüm olumsuzlukların tek suçlusunun bunlar olduğunu anlatmaya çalışırlar. ABD ülkemizde böylesine at oynatırken bizim yöneticilerimizin ne iş gördükleri hiç mi hiç dile getirilmez. Çünkü onlar da bu güçlerin denetimi altında çalışırlar. Türkiye’yi yöneten 500 Yahudi şirketidir. ABD yönetimi de bu şirketlerin buyruklarıyla iş yapar.

ABD, Batı, Çok uluslu şirketler bu ülkede her şeyi kurgulamaktaysa, bizim yöneticilerimizin ne iş gördüklerini sorgulayan olmaması acı bir gerçek. Bu topraklarda 1000 yıla yakın egemen olan devlet aklının, yapılanmasının yaptığı kötülükleri, tereyağından kıl çeker gibi alıp dış güçlerin sırtına sarmanın mantıksızlığını hiçbir zaman anlayamadım. Hükümet kurulmasında, Yürütme organının oluşmasında, değişmesinde tek belirleyicinin dış güçler olduğunu savunmanın büyük bir akıl tutulması olarak değerlendirmesi gerektiği kanısına vardım.

ABD’nin, Çokuluslu Şirketlerin, CIA’nın, AB ve kurumlarının bizim gibi ülkelerdeki gelişmelere etkisinin olduğu bir gerçek. Ancak her şeyi bunların kurguladığı, büyük bir şehir söylencesi (efsanesi), gerçek suçluları aklama çabası olsa gerek. Gökyüzüne bulut gelse bunu ABD ya da kurumlarından, kapitalizmden bilmenin mantıklı bir yanı yok.

Türkiye parasının değeri düşüyor. Bu gelişme içte uygulanan ekonomi izlencelerinin sonucu olduğu açık. Bu gelişmenin suçlusu, ülkeyi yönetenler. Bu olumsuzluğu hemen dış odakların sırtına yükleyip kendilerini kuzu postunun içine saklayanları aklamamak gerekmekte.

Ülkemizde doların yükselmesinin, ulusal paramızın değerinin düşmesinin suçlusu bu ülkeyi yönetenler olmasına karşın, bunları aklamaya çalışmanın kime yararı olur?

Afrin çıkarmasının, bu ülkede hangi kesimlerin yararına olduğunu düşünün. Semavi Eyice hocamıza hak vereceksiniz.

Semavi Eyice, düşün dünyamıza, kültürümüze geniş ufuklar açtı. Yeri kolay doldurulamayacak. Işıklar içinde uyusun.