Agos Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Hrant Dink cinayetine ilişkin açılan davanın 93'üncü duruşması Çağlayan Adliyesi 14. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görüldü.

Davanın üçüncü gününde duruşmaya, tutuksuz sanıklar dönemin Trabzon İl Jandarma Komutanı Ali Öz, dönemin Trabzon Jandarma Komutanı Gazi Günay ve dönemin Trabzon İl Jandarma İstihbarat Şube Müdürü Metin Yıldız katıldı.

4’ü tutuklu 86 sanıklı davanın duruşmasında, Cumhuriyet savcısı, mütalaasında tutuklu sanıkların üzerine atılı suçun vasfı, dosyanın kapsamı ve dosyadaki raporlar dikkate alınarak, tutukluluk hallerinin devamını talep etti.

'TOPLANACAK DELİL KALMADI'

Cumhuriyet savcısı, Ogün Samast, Erhan Tuncel ve Yasin Hayal'in de aralarında bulunduğu 9 sanığın birtakım suçlar yönünden zaman aşımının olması ihtimali bulunduğunu ve dava kapsamında toplanacak delil kalmadığını söyledi.

Belirtilen sanıkların dosyalarının ayrılmasını talep eden savcı, dosyanın mütalaa için kendisine gönderilmesini istedi.

'BYLOCK İDDİASINDAKİ ÇELİŞKİLERİ GÖRMEK İÇİN TEKNOLOJİ BİLMEYE GEREK YOK'

Artı Gerçek’ten Nalin Öztekin’in haberine göre, Hrant Dink’i öldüren Ogün Samast’ın eline Türk bayrağı verilerek çekilen görüntüleri FOX TV'de yayınlayan haber müdürü Ercan Gün bir dönem zaman gazetesinde çalıştığını aylık gelirinin o dönemlerde 20 bin olduğunu söyledi:

"Benim Zaman’da çalıştığım dönemde kimse orayı terör örgütüyle ilişkilendirmiyordu. 12 yıl önce çalıştığım şirketten dolayı suçlanmam mantık dışıdır. 20 bin kişi orada çalışmıştır. Eski Başbakan Ahmet Davutoğlu da bunların içindedir. Mesleğim gereği görüştüğüm savcı hakimler sonradan 'FETÖ' sanığı diye suç oluşturulamaz. Bir dönem (97-2007) Zaman gazetesinde çalışmam aleyhimde sunuluyor. Oysa öncesinde başka yerlerde örneğin Yeni Şafak'ta da çalıştım. Ama orada sigortam yoktu. Byloock kullandığım iddia ediliyor. Ama telefona ilişkin teknik kayıtlar birbirini tutmuyor. Bunun da suçu iddianamede bana yüklenmiş. Dosyada olmayan bazı tespitler iddianamede yer almıyor. Bu çelişkiyi görmek için teknoloji bilmeye gerek yok."

VALİLİĞİN AZINLIKLARDAN SORUMLU BAŞKAN YARDIMCISI DİNLENMEDİ

Tanık olarak dinlenilmesi beklenen dönemin İstanbul Valiliği Azınlıklardan Sorumlu Başkan Yardımcısı Ergün Güngör dinlenilmedi.

Güngör, Hrant Dink öldürülmeden önce kendisini valiliğe çağırarak MİT görevlileri ile bir toplantı organize etmişti. 92. Duruşmada bu toplantı dönemin İstanbul Valisi Muammer Güler’e sorulduğunda “Tehdit baskı yok hassasiyetlerimiz anlattık” demişti.

Cumhuriyet savcısı, Ogün Samast, Erhan Tuncel ve Yasin Hayal'in de aralarında bulunduğu 9 sanığın birtakım suçlar yönünden zaman aşımının olması ihtimali bulunduğunu ve dava kapsamında toplanacak delil kalmadığını belirtti. Bu sanıklar yönünden dosyanın ayrılmasını talep eden savcı, dosyanın mütalaa için kendisine gönderilmesini istedi.

Daha sonra tutuklu sanık eski Emniyet Müdürü Ramazan Akyürek, eski jandarma görevlisi Muharrem Demirkale, gazeteci Ercan Gün, tuğgeneral Hamza Celepoğlu tutuklu bulundukları cezaevlerinden SEGBİS ile duruşmaya katıldı. Sanıkların ve avukatların taleplerinin alınmasının ardından duruşmaya ara karar verilmesi için ara verildi.

OGÜN SAMAST İÇİN AYRI DOSYA AÇILMASINA KARAR VERİLDİ

Verilen aranın ardından ara kararını açıklayan mahkeme heyeti, tutuklu sanıkların tahliye taleplerinin reddine karar verdi. Ogün Samast ve ilk dava sanıkları için bazı yan suçlamalar için zaman aşımı dikkate alınarak açılmış kamu davalarının tefriki ve ayrı dosya açılmasına karar veren mahkeme heyeti ayrıca, mahkemeye gelmeyen tanıkların bir sonraki celse dinlenmesine, MİT görevlilerinin tanıklığı için yazılan yazının yanıtı beklenmesine ve olumlu yazı gelmesi halinde duruşmaya çağrılmasına karar verdi.

DÜNKÜ DURUŞMADA ESKİ İÇİŞLERİ BAKANI MUAMMER GÜLER DE İFADE VERDİ

Davanın dünkü duruşmasında eski İçişleri Bakanı Muammer Güler, Adem Polat, Recep Koçpınar ve Satılmış Şahin 'tanık' sıfatıyla ifade verdi.

Dink ailesi avukatlarının Muammer Güler’e İstanbul Valiliği'nde yapılan görüşmeyi ve dönemin İstanbul Bölge Görevlisi Özel Yılmaz’ın ifadesini sorması üzerine, Güler, cinayetten 3 yıl önce yapılan bu görüşmenin cinayetle ilgisi olmadığını söyledi.

Görüşme talebinin Vali Yardımcısı tarafından iletildiğini belirten Güler, konuşma sırasında gözdağı ve baskı yapılmadığını söyleyerek, "Kesinlikle ifade ediyorum bu görüşmenin Hrant Dink’in öldürülmesiyle bir ilgisi yoktur. Aba altından sopa gösterilmesi gibi bir durum değil” ifadelerinde bulundu.

Avukat Hakan Bakırcıoğlu'nun Muammer Güler’e Sabiha gökçen haberiyle ilgili Genelkurmay bildirisini ve Dink’in 'Beni hangi amaçla çağırdıkları belliydi' dediği yazısını okuması üzerine Güler, bu konuyla ilgili kendisine bilgi aktarılmadığını söyledi.

Kaynak: Artı Gerçek