İstanbul Sarıyer’e bağlı Küçük Armutlu Mahallesi'nde, 18 Ekim 2015 günü polis kurşunuyla öldürülen 25 yaşındaki Dilek Doğan'ın öldürülmesine ilişkin açılan davanın ikinci duruşması yarın görülecek.

Doğan’ı vuran polis memuru Y.M, tutuksuz olarak yargılandığı davada ilk olarak 17 Şubat’ta, İstanbul Adliyesi’nde 12. Ağır Ceza Mahkemesi’nde hakim karşısına çıktı. Avukatların ve ailenin tüm ısrarına rağmen Y.M’nin tutuksuz yargılanmasına karar veren heyet, davayı 20 Nisan’a erteledi.

'MAHKEME, SANIK POLİSİ KORUYOR'

17 Şubat’taki duruşmada mahkemenin polis memuru Y.M’yi tutuklamayacağını anladıklarını dile getiren Anne Aysel Doğan, DİHA’ya konuştu.

Doğan, mahkemenin sürekli sanık polisi koruduğunu gözlemlediklerini söyledi. “Sanki çocuğumuzu biz öldürmüşüz gibi davranıyorlar. Düşünüyorum taşınıyorum biz mi öldürdük diye” diyerek yaşadığı acıyı ve ikilemleri anlatan Doğan, olay gecesine ait polis kamerası görüntülerini hatırlatarak, “Sanık polis Y.M, ‘kargaşa çıktı oldu’ diyor. Görüntüleri izleyen herkes anlar, orada öyle bir görüntü yok” dedi.

'KAPININ ÖNÜNDE HER GÜN DİLEK'İ BEKLİYORUM'

Kızları Dilek’in ölümünden sonra evlerinden her gün “Dilek” diye çığlıklar yükseldiğini, ağabeyi ve babasının sürekli olarak ağladığını anlatan anne Doğan, şunları dile getirdi: “Sabahları Dilek işe giderken beklerdim, minibüse binene kadar arkasından beklerdim. O da bize el sallardı. Akşamları da kapıda beklerdim. Şimdi yine bekliyorum, belki yine Dilek gelir diye. Kapının önünde her gün Dilek gelir diye bekliyorum.”

Doğan, “Bizim suçumuz aydın olmak, devrimci olmak. Anne olmadıklarından anlamıyorlar, bilmiyorlar. O’na sanki bir yavruyu öldürmemişler gibi davranıyorlar. Bize de suçlu gibi davranıyorlar. Belki o adam tutuklanırsa biraz adalet sağlanmış olur, ancak bu mahkemelerin o adamı tutuklayacağı yok. Hakim bana dalga geçer gibi bakıyor. Ben o hakime ne diyeyim” diye konuştu.

Olay gecesine ait tanıklığını da paylaşan anne Doğan, kızı Dilek yere düştükten sonra O’nu gördüğünü göğsündeki kurşun yarasına dokunduğunu belirterek, “Ölecek diye düşünmedim hiç. Aklıma gelmedi. Boynunun altındaki kurşun yarasına dokundum. Kanlar içindeydi kızım. Hastaneye kaldırıldıktan bir hafta sonra öldü Dilek’im. Şimdi ben, kızımın vücudundaki kurşun izini yüreğimde taşıyorum” dedi.

(Kaynak: DİHA)