Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak, hemen Fitch’in yapacağı açıklamadan bir gün önce, biraz da aceleyle ve paniğe kapılmış bir halde Merkez Bankasının bağımsızlığı ve enflasyonla ilgili bazı mesajlar verdi, "Merkez Bankasının bağımsızlığının ve karar alma mekanizmalarının spekülasyonlara konu edilmesi kabul edilemez" dedi. Fakat Fitch’in (haince ve alçakça bir hamleyle(!)) Türkiye’nin notunu indirmesini engelleyemedi. Hâlbuki kıymetli kayınbabasının tarzına ve öğütlerine uymak suretiyle “dikleşmeden dik durması” ve Başkanlığın ilk günlerdeki genel politik söylemden sapmaması beklenirdi. Ayrıca, “bütüncül bir yaklaşımı ve güçlü bir makroekonomik perspektifi olan OVP'yi açıklayacakları” gibi çok fazla yuvarlak, soyut ve muğlâk ifadelerle bu açıklamasını destekledi. Başkan Erdoğan “faizler seçim sonrasında düşecek” demişti. Kimse halen bunun nasıl olacağını bilmiyor ama umarım bu sözlerin sahibi biliyordur ve umarım faizlerin kendi kendine düşeceğini beklemiyorlardır...

Moodys’in uyarılarında Türk bankalarında sorunlu kredilerde %7 yani 800 milyon dolar ile son 10 yılın en yüksek haftalık artışının meydana geldiği belirtiliyor. Yeni Cumhurbaşkanlığı Genelgesi ile, BBDK, Kamu Gözetimi, Muhasebe ve Denetim Standartları Kurumu, SPK Başkanlığı, TCMB ile birlikte Ziraat Bankası, Halkbank, Vakıfbank ve Türkiye Kalkınma Bankası da Hazine ve Maliye Bakanlığına bağlandı. Özellikle Halkbank’ın piyasa değerinin son gelişmeler ve OFAC cezası baskısıyla 2009 yılı seviyelerine gerilemiş olmasına yerli ve milli politikaların tepkisinin ne olacağı merak ediliyor… Maalesef %80’i yabancı yatırımcının elinde olunca, yerli ve milli olmak bile pek işe yaramıyor ve aynı yabancı yatırımcı en büyük milli varlıklarımızın ve kuruluşlarımızın değerleriyle istedikleri gibi oynuyor, borsamızda adeta diledikleri gibi at koşturabiliyorlar…

Erdoğan’ın göreve başlama törenine 22 çok önemli (!) ülkenin liderleri katılmıştı. Hâlbuki bunlardan biri de Kuzey Irak Kürt Yönetimi Başbakanı Neçirvan Barzani iken, özellikle gözlerden saklanmış ve basın duyurularında kendisinin ismine yer verilmemiş. Fakat bu ilginç katılım Kuzey Irak basınında genişçe yer bulurken, “Türkiye ile Kürdistan bölgesi arasındaki ilişkiler açısından yeni bir başlangıç” olarak nitelendirilmiş. Acaba iktidar ortağı MHP’nin bu konuyla ilgili yorumu ne olur? Bu arada, meclise soktuğu vekillerinin Bahçeli’nin huzurunda el ayak öpme yarışına girmesiyle karizması sarsılan İyi Parti Genel Başkanı Meral Akşener’in HDP’yi “Kürt siyasi hareketinin temsilcisi” olarak kabul etmesinin İyi Parti içindeki milliyetçi kanadı rahatsız ettiği biliniyor. Ak Parti ile MHP arasındaki uzlaşmanın bozulması durumunda, alternatif olarak, Ak Partinin önce İyi Parti ve ikinci seçenek olarak da HDP ile yakınlaşmak zorunda olacağı kaçınılmazdır...

Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak’ın sürpriz (!) bir şekilde YAŞ üyesi yapılmasıyla, Albayrak’ın Başkan Erdoğan’ın halefi olarak yetiştirildiği ve hazırlandığı söylentileri ortaya çıkmaya başladı. Esasen normalde hanedanlıklarda taht babadan oğula geçer. Ancak Erdoğan kendi öz oğulları Bilal ve Burak’ı bu iş için yeterli görmemiş olacak ki, bir tür ‘dışalım’ yoluyla nispeten daha nitelikli ve eğitimli olan Berat Bey’i aileye dâhil etmek suretiyle bu sıkıntılı duruma da bir son vermiş oldu. Türk halkının olanca dikkat ve ilgisi “kedicik operasyonuna” yöneledursun, İkinci (veya Üçüncü) Cumhuriyet’in doğuşunun getirdiği dönüşümler tüm hızıyla sürüyor...

Giderek dogmatikleşen kifayetsiz muhterisliğin etkisiyle yüzeyselliğin verdiği üst düzey özgüvenin tılsımı ülkeyi sarıp sarmalamışken, eskice bir halk deyişini hatırlıyoruz: “Boş başak dik olur, dolu başak eğik durur…” Başka bir ifadeyle, “cehalet saadettir” (‘ignorance is bliss’).