TBMM’de kabul edilen Irak ve Suriye’ye sınır ötesi operasyonların süresini iki yıl daha uzatan Cumhurbaşkanlığı tezkeresinin yankıları ve tartışmaları Ankara’da devam ediyor.

CHP’nin ve HDP’nin ‘Hayır’ dediği tezkereye ilişkin Meclis’te yaptığı açıklamada partisinin tutumunun ‘Evet’ yönünde olduğuna dönük ifadeler kullanan DEVA Partili Mustafa Yeneroğlu, oylamaya dakikalar kala ise ‘Çekimser’ yöndeki kararı duyurdu.

Duvar’dan Serkan Alan’ın haberine göre, DEVA’nın tezkereye ilişkin tutumunun saatler içerisinde farklılaşmasının nedeni, tezkerenin oylanmasına dakikalar kalana kadar devam eden parti içerisindeki görüşmeler ve burada alınan kararlar.

TEZKERENİN OYLANMASINDAN BİR ÖNCEKİ GÜN KARAR ‘EVET’ YÖNÜNDEYDİ

Cumhurbaşkanlığı tezkeresinin genel kurulda oylandığı 26 Ekim tarihinden bir gün önce DEVA Partisi Başkanlık Kurulu’nda tezkere masaya yatırıldı. Dışişleri ve Güvenlik Politikaları Başkanı Yasemin Bilgel, DEVA Partisi lideri Ali Babacan’ın da yer aldığı 21 isme tezkerenin içeriğine ve olası etkilerine dair bir sunum gerçekleştirdi.

Parti kaynaklarından edinilen bilgiye göre, Başkanlık Kurulu’ndaki toplantıdan tezkereye ilişkin çoğunluğun görüşü ‘Evet’te tutum alınması yönünde oldu. ‘Evet’ kararına gerekçe olarak ise partililer, İdlib'deki Türk askerlerinin varlığına işaret etti. Partililer, tezkerenin geçmemesi halinde askerlerin geri dönüşünün nasıl olacağının açık ifade edilmediğini bu durumun da askerler açısından “olumsuz bir tabloyu” açığa çıkarabileceğini vurguladı.

Tezkerenin reddedilmesi halinde Suriye’den Türkiye’ye yönelik “göç tehlikesi” de DEVA Başkanlık Kurulu’nun ‘Evet’ yönünde tutum almasını etkiledi.

YENEROĞLU’NUN AÇIKLAMASININ ARDINDAN MYK TOPLANDI, ‘ÇEKİMSER’ BASKIN GELDİ

Bu tutumun ardından tezkerenin oylanacağı gün DEVA Partisi İstanbul Milletvekili Mustafa Yeneroğlu, Meclis’te açıklama yaptı. "Ülkemize yönelen tehditlerin bertaraf edilmesi, askeri mevcudiyetimizin kesintiye uğramaması, o bölgelerde görev yapan askerilerimizin güvenliği için 'evet' diyeceğiz" ifadelerini kullanan Yeneroğlu, Başkanlık Kurulu’nun görüşünü yansıtarak tezkere konusunda partinin tutumunu açıkladı.

Yeneroğlu’nun açıklamasının ardından parti içerisinden itirazlar dile getirildi. DEVA Partisi tüzüğünün 21. maddesi uyarınca tezkere konusundaki kararın Başkanlık Kurulu’nda değil 51 kişilik Merkez Yürütme Kurulu’nda şekillenmesi gerektiği ifade edildi.

Yeneroğlu’nun açıklamasının ardından tezkereye ilişkin toplanan DEVA Merkez Yürütme Kurulu’nda, tezkerenin iki yıl gibi bir süreyi kapsaması nedeniyle eleştiriler dile getirildi. Operasyon yetkisinin cumhurbaşkanına verilmesiyle olumsuz etkilerin açığa çıkabileceği, güven duyulmadığı ve bu nedenle ‘Evet’ oyu verilmemesi gerektiği görüşleri partililer tarafından paylaşıldı. Başkanlık Kurulu’nda ‘Evet’ kararını doğuran nedenleri de göz önünde bulunduran DEVA MYK’sında, ‘Hayır’ ve ‘Çekimser’ kararı alınması yönünde görüşler daha baskın hale geldi ve nihai karar ‘Çekimser’ olarak belirlendi.

DEVA Partisi’nin MYK’sında alınan bu kararı Meclis’te partiyi temsil eden tek isim olan Mustafa Yeneroğlu kamuoyuna sosyal medya hesabından duyurdu.

‘DEMOKRATİK BİR PARTİYİZ, HER ŞEYİ TARTIŞIYORUZ’

DEVA’lı Yeneroğlu’nun önce ‘Evet’ sonrasında ise ‘Çekimser’ kararını duyurmasının ardından kamuoyunda tepkiler açığa çıktı ve eleştiriler dile getirildi. Parti kaynakları tezkere konusunda yaşanan bu süreci, “Demokratik bir partiyiz ve her şeyi tartışıyoruz. Kurullarımızla ortak aklı işlettik ve işletmeye devam edeceğiz” ifadeleriyle özetledi.

‘Evet’ kararından ‘Çekimser’ kararına geçişin geri adım olmadığını, demokratik bir süreç olduğunu ifade eden DEVA Partili kaynaklara göre, nihai tutumda CHP’nin aldığı ‘Hayır’ kararının etkisi olmadı. Ana muhalefet partisi CHP’nin gerekçelendirerek ‘Hayır’ demesinin “kıymetli” olduğunu belirten bir partili, “Bizim kararımızın oluşmasında CHP’nin ‘Hayır’ noktasındaki tavrının etkisi hemen hemen hiç olmadı. Çünkü biz görüşmeye başladığımızda CHP’nin görüşü yoktu. Bizim görüşmelerimiz saat 14.00 civarı olgunlaşmıştı. CHP de o saatlerde görüşünü açıkladı. Biz o arada genel çekincelerimizi belirlemiş Mustafa Beyi (Yeneroğlu) de bilgilendirmiştik” dedi.

'TEZKERE MUHALEFİN AKLI SELİM KARAR VERMESİNİN ÖNÜNE GEÇMEK İÇİN TORBAYA DÖNÜŞTÜRÜLDÜ'

Cumhurbaşkanlığı tezkeresine ilişkin tutumunun, partisinin eğilimi ne olursa o yönde olacağına yönelik karar aldığını ve bunu daha önce açıkladığını belirten DEVA Partisi İstanbul Milletvekili Mustafa Yeneroğlu’na göre, tezkere konusundaki açıklamaları “başka bir noktaya” taşındı. Kamuoyunun tezkerenin teknik içeriğini tartışmadığını, “İktidara karşı mısın” ya da “İktidarın yanında mısın?” çerçevesinde konuyu tartıştığını belirten Yeneroğlu, şunları söyledi:

“Tezkerenin içeriğini birçok insana sordum. 16 Ekim’de tezkerenin içeriğini okudunuz mu? Oradaki hususlarla ilgili bana şunu izah edin diyorum; İdlib konusundaki tutumumuz ne olacak? Oradaki PKK-PYD tehdidi geçmişte vardı şimdi yok mu oldu? DEAŞ tehdidi kayıp mı oldu? Uluslararası veriler bu sorunların ortadan kalkmadığını söylüyor. Dolayısıyla Irak ve Suriye’yi bütüncül mü değerlendirmemiz gerekiyor? Bu tezkere bu haliyle adeta muhalefetin aklı selim bir şekilde karar vermesinin önüne geçmek için torbaya dönüştürülmüş durumda. Buna elbette itiraz etmek gerekiyor. Karşı çıkmak gerekiyor.

TARTIŞMALARI RASYONEL BİR ZEMİNDE YÜRÜTMEMİZ GEREKİYOR’

DEVA Partisi olarak iddiamız şu; Bu tartışmaları rasyonel bir zeminde yürütmemiz gerekiyor. Bir tarafta ‘Kürt düşmanı’ oluyorsunuz bir tarafta ‘Savaş tezkeresinin savunucusu’ oluyorsunuz. Peki tezkereye ‘ret’ verildi diyelim. Böyle bir irrasyonel tablo ortaya çıktı. Sormazlar mı ‘Bu asker üç hafta içerisinde nasıl çekilecek’ diye. Bunun işletilmesi gereken bir süreci var. Mevcut tabloda Türk askerinin oradaki varlığını ‘Evet', ‘Hayır’ şeklinde bir sıkıştırma içinde değerlendirmek bana çok yüzeysel geliyor. Yahut da bu mülahazaların tartılmasını engeller bir durum oluşuyor.”

‘ÜZÜLDÜM’

“Suriye’de güvenli bölgeler oluşturulana kadar, Türkiye’ye yönelik terör tehdidinin bertaraf edilmesi ve bölgenin güvenlikli bir hale getirilmesi ile ilgili diplomatik temaslar güçlendirilmeli, uluslararası camia sorumluluk üstlenmeli ve bir plan çerçevesinde benim tutumum Türkiye’nin yurt dışı operasyonlarını noktalamasıdır. Ama bu meseleyle ilgili olay siyah beyaz değil” ifadelerini kullanan Yeneroğlu, tüm çalışmalarını rasyonel bir şekilde yaptığını belirterek sözlerini şöyle sürdürdü:

“Birçok arkadaşımız meseleyi farklı bir noktaya çekti ve buna da Mustafa Yeneroğlu olarak cidden üzüldüm. Ben sonuç olarak rasyonaliteye göre, ülkenin ve milletin menfaatleri doğrultusunda karar veririm. Bu konularla ilgili baskıyla hareket etmem. Çok üzülerek söylüyorum Türkiye’de şöyle bir eğilim var; Kürt’sen şöyle düşüneceksin Türk’sen böyle düşüneceksin. Bunu bu süreçlerde yaşıyorum ve bu yanlış bir şey. Tezkereye destek veriyorsan ‘Tayyip Erdoğan’a destek veriyorsun’. Tayyip Erdoğan’a karşıysan tezkereye de karşı olmak durumundasın. Bunlar sağlıklı, Türkiye’nin menfaatlerine Suriye’deki gerçekliği yansıtan yaklaşım biçimleri olamaz. Bütüncül, bütün gri tonların hesaplanması gerektiğini, artı ve eksilerinin iyi hesap edilmesi gerektiğini ve plan ortaya konması gerektiğini düşünüyorum.”

‘TEZKERE İÇERİK OLARAK DOĞRU GELMİŞ OLSA ‘EVET’ DİYECEKTİM’

Cumhurbaşkanlığı tarafından sunulan tezkereye ‘Hayır’ denilmesi noktasındaki gerekçelerin “çok güçlü” olduğunu söyleyen Yeneroğlu, “Ancak bu tezkere içerik olarak doğru gelmiş olsa, oradaki sorunları somut olarak tanımlamış olsaydı ve örneğin 6 aylık bir tezkere olsaydı açık yüreklilikle ‘Evet’ diyecektim. Ama böyle olmadığı için çekimser kaldık” dedi.

DEVA Partisi’nin iktidara aday bir parti olduğunu, iktidara aday bir parti olarak da bu meselelerle ilgili rüzgâra göre değil iktidarda olan bir parti anlayışı içerisinde, ‘Biz ne yapardık’ sorusuna cevap veren bir tutum içerisinde hareket edilmesi gerektiğini düşündüklerini belirten Yeneroğlu sözlerini şu ifadelerle noktaladı:

“Bunun gereğini de ortaya koymaya çalıştık. Bu birçok kesimi memnun etmedi. Çünkü herkes kendisine taraftar arıyor, alkış tutan arıyor. Ama Türkiye’nin sorunları o kadar kompleks ki bu meseleleri siyah ve beyaz olarak tanımlamak mümkün değildir.“