Taraf / Ayfer Çalıkıran

Zorunlu din derslerine karşı 2007’de ilk defa dava açan ve kazanan Alevi kurumlarının yöneticiliğini yapan Hatice Altınışık ile 28 Şubat sürecinde idam ile yargılanan Hüda Kaya, Halkların Demokratik Partisi (HDP) çatısı altında nasıl buluştuklarını anlattı.

DEVLETİN DİNCİLERİ YAPTI

Hatice Altınışık, “Evet hâlâ dincilerin Sivas’ta bizi katlettiğini düşünüyorum ama kurgulanan senaryolar içine dahil olabilecek devletin dincileri tarafından katledildik. Bugün anladığım şey bu” diyor. Hüda Kaya ise şunları söylüyor: “Hepimiz bir değiliz. Hepimiz kendimiziz. Aramıza örülen duvarların farkına vardık.”

Hatice Altınışık, din derslerine karşı başlattığı hukuk mücadelesini şöyle anlatıyor: “Okul yaşamımda çok sıkıntılar yaşadım. Benim okuduğum okulda din dersinde uygulamalı namaz öğretiliyordu. Ben namaz kılmayı bilmediğim için de arkadaşlarımın içinde rencide edildim. O utancı hâlâ dün gibi hissedebiliyorum. Çocuğumun da aynı şeyleri yaşamasını istemedim. İnsanların din ile manevi bağının arasına devletin girmesi doğru değil. Ben seçmeli vs değil, din eğitiminin okullarda hiç verilmemesi gerektiğini düşünüyorum.”

28 Şubat sürecinin mağduru Hüda Kaya ise buna karşılık şunları dile getiriyor: “Sistemin arkadaşıma yaptıklarını dinlerken aynı sistemin bir de bana yaptıklarını düşünüyorum. Bir taraftan ötekilere din dayatıyor, mezhep dayatıyor diğer taraftan benim örtümden dolayı yıllarca okullara almıyor. Bu anlamda dert din falan değil. Dert hükümetler. Kimsenin İslam diye bir derdi yok.”

İSTER İSLAM ŞAPKASI, İSTER FÖTR ŞAPKA

Hatice Altınışık, farklılıklarına rağmen onları ortak mücadeleye iten şeyin “İster İslam şapkası ister fötr şapka olsun baskı altında olmaları olduğunu” ifade ediyor. Hüda Kaya ise, “Biz birbirimizin acılarına dokunabilmeliyiz. Bir taraf ağlarken diğer tarafın huzurlu olması mümkün değil. Yaşanan topyekûn acıların dindarlar tarafından anlaşılmaması beni buraya getirdi. “İnsanları din değil hükümetler bölüyor. Kimsenin İslam diye bir derdi yok” diyor.

DEVLET YURTLARINDA ÇOCUKLARA NE KADAR SAHİP ÇIKILDI?

Hüda Kaya, bir süredir devam eden karma eğitim tartışmaları üzerine inanç referansım dediği Kuran’dan şöyle örnek veriyor: “Şeytan diyor ki ben insanları yoldan çıkartacağım bana izin ver; Allah da ona izin veriyor. Bu özgürlüğü hayatın temelinde veren Allah’tır. Bugün hükümete emanet edilmiş olan 18 yaşın altındaki çocuklar, tecavüz ve tacize cezaevlerinde devletin kendi güvenliklerinde iken uğruyor. Orada kız erkek karışık mı kalınıyor? Devlet kendi himayelerindeki yurtlardaki çocuklara ne kadar sahip çıkabildi? Onların başlarına gelen tacizleri ne kadar önleyebiliyor ki toplum içerisindeki kızları erkekleri ayırarak namuslu bir toplum oluşturmaya çalışıyor?”