Kahramanmaraş merkezli depremlerde yedi sanatçısını kaybeden Antakya Medeniyetler Korosu'nun şefi Yılmaz Özfırat, koronun kadim şehir için yeniden bir araya geleceğini söyledi.

Özfırat,  “Tekrar bu şehri hayata geçireceğiz. Bir süreçtir bu. Birkaç ay geçmesi gerekiyor. Akabinde döneceğiz. Tekrar çalışmalarımıza başlayacağız. Tekrar konserlerimize gideceğiz” dedi.

Hatay’ın tanıtımına katkı sağlamak ve medeniyetler arasında bir köprü oluşturmak amacıyla üç semavi dine, farklı mezheplere ve etnik gruplara mensup kişilerin bir araya gelerek 2007'de kurduğu Antakya Medeniyetler Korosu’nun yedi sanatçısı Kahramanmaraş merkezli depremlerde enkaz altında hayatını kaybetti.

Alevi, Sünni, Ermeni, Ortodoks, Katolik ve Musevileri buluşturarak, Hatay’ın kültürel zenginliğini ve hoşgörüsünü tüm dünyaya tanıtan 200 kişilik koronun geride kalan üyeleri ise Türkiye’nin farklı illerine dağıldı.

Nobel Barış Ödülü’ne 2012'de aday gösterilen ve Kültür Bakanlığı 2019-2020 Özel Ödülü alan koronun şefi Yılmaz Özfırat ve teknik koordinatörü Bedirhan Gök de İzmir’deki bir otele yerleştirildi.

Özfırat ve Gök, Antakya Medeniyetler Korosu’nu yeniden bir araya getirerek Türkiye’nin medeniyetler zenginliğini tekrar dünyaya anlatmayı hedefliyor.

Sanatçıların en büyük dileği ise depremde yaşamını yitiren koro arkadaşları Mehmet Özdemir, Gizem Dönmez, Hakan Samsunlu, Pınar Aksoy, Fatma Çevik, Müge Mimaroğlu ve Ahmet Fehmi Ayaz’ın anısını müzikleriyle yaşatabilmek.

SEKİZ SAAT SONRA ENKAZDAN ÇIKARILDI

T24’ün haberine göre Özfırat, depremde evinin yıkıldığını ve enkaz altında sekiz saat kurtarılmayı beklediğini anlattı.

Kurtuluşunun da Antakya Medeniyetler Korosu sayesinde olduğunu ve koronun teknik koordinatörü Bedirhan Gök’ün deprem sonrası evinin bulunduğu enkaza geldiğini, arama-kurtarma ekiplerini de bulunduğu enkaza yönlendirdiğini söyledi.

Koronun kadim şehir için yeniden bir araya geleceğini vurgulayan Özfırat, şöyle devam etti:

“Tekrar bu şehri hayata geçireceğiz. Bu topluluk yıkılmadı ayakta, bunu dünyaya göstermek istiyoruz. Bugüne kadar hep şehir bize adını verdi. Artık sıra bizde. Biz şehre adımızı vermek zorundayız. Bakın Antakyalılar döndü ve bu şehri tekrar ayağa kaldırıyorlar diye. Bir süreçtir bu. Birkaç ay geçmesi gerekiyor. Biraz şehrin oturması için. Akabinde döneceğiz. Tekrar çalışmalarımıza başlayacağız. Tekrar konserlerimize gideceğiz. Türkiye’nin ve dünyanın farklı noktalarında insanlara depremin herkesi vurabileceğini göstereceğiz.”

Gök ise deprem anlarının tam bir felaket olduğunu, büyük bir acı yaşadıklarını dile getirdi. Gök, kadim kentin yine eski günlerine kavuşması için çalışacaklarını ve birbirlerine destek olacaklarını sözlerine ekledi.