Kahramanmaraş merkezli 7.7 ve 7.6 büyüklüğündeki depremlerde büyük yıkım yaşandı. Arama kurtarma çalışmalarındaki aksaklık, AFAD’a yönelik eleştiriler artarak devam ediyor.

Başta Zafer Partisi Genel Başkanı Ümit Özdağ olmak üzere bir çok Twitter hesabı depremden etkilenen Suriyeli sığınmacıları hedef gösteriyor.

Suriyeli sığınmacıların yoğun yaşadığı bölgelerde ne oluyor, çadır, gıda battaniyeye ulaşabiliyorlar mı?

Evrensel’den Mahmut Serem ve Özgür Çamoğlu, deprem bölgesindeki sığınmacıların durumu yazdı:

Mültecilerin kendi yaptığı çadırları dolaşmaya başladığımızda çeşitli sorunları gördük. Çadırlarda battaniye kıyafet gibi ihtiyaçlar dağıtılmış. Fakat kendileri yararlanamamış.

Maraş’ta yaşanan depremlerden etkilenen Antep’te depremin 4. gününde merkez ilçelerinden Şahinbey ilçesinde depremzedelerin yoğun yaşadığı yerlerden birine gittik. Bu bölge Antep’in yoksul semtlerinden biri, aynı zamanda mültecilerin yoğun yaşadığı bir yer. Ali Erçelebi Cami önünde yaklaşık 50 çadır ve pek çok insan var. Bu çadırlarda mülteciler de kalıyor. Bu çadırlar, insanların çadır yardımının karşılanmayışı sonrası kendi imkanlarıyla yaptıkları çadırlar. Etraftaki inşaatların çevresindeki ve reklam panolarındaki suntaları ve brandaları sökerek yapılmış derme çatma çadırlar.

Mültecilerin kendi yaptığı çadırları dolaşmaya başladığımızda ise çeşitli sorunları gördük. Çadırlarda depremin ikinci gününde battaniye kıyafet gibi ihtiyaçlar dağıtılmış. Fakat kendileri yararlanamamış. Gün içerisinde yardım geldiğini, yardımların ise yetersiz olduğunu belirttiler.

ÇADIRLARDA VARDİYA SİSTEMİ

Çadırları dolaşırken Abdullah ile tanışıyoruz. Çadırlarda nasıl kaldıklarını anlatıyor: “Ortalama 45-50 çadırda 750-1000 kişi filan kalıyoruz. Çadır desteği gelmedi, yemek geliyor bazen onu da çocuklara veriyoruz. Biz de yedik ara sıra ama porsiyonlar küçük karnımızı doyuramıyoruz. İlk günden beri buradayız, insanlar kendileri çadırlarını kurdu. Karşıda cami var. Kadınlar gün içerisinde çocuklarla birlikte oradalar, biz gündüz yatıyoruz, gece 11-12 gibi kadınlar ve çocuklar çadırlara geliyor yatmak için. Onlar gelince biz çıkıp çadırın önünde ateş yakıp bekliyoruz. Çoğu kişinin battaniyesi yok, çadırlar küçük yetmiyor.”

YARDIMLAR YETERSİZ, PARA YOK, İHTİYAÇLAR KARŞILANMIYOR

Yetkililerin yetersiz desteklerinden dolayı insanlar ihtiyaçlarını kendi ceplerinden alıyor. Maaşların yatırılmaması nedeni ile birçok mülteci işçi ihtiyaçlarını karşılayamıyor. Bu durumda “Çocuklarımız aç, yemek bulmamız gerek, yakacak odunumuz tükeniyor. Dışarıdan bulursak yemek ve yakacak alıyoruz fakat paramız kalmadı. Para lazım, böyle 2-3 gün daha anca dayanabiliriz” diye yakındılar.

Başka bir çadırın önüne gittik. Burada konuştuğumuz mülteci ise üç gündür ailesi ile birlikte parka sığınmış. “Çadır, battaniye, su, yemek, mama, bez hiçbir şey bulamadık. Çadırımız yok, arkadaşlar ile burada kalıyoruz gündüz, gece de eşlerimiz geliyor yatıyorlar. Yemek bulmakta zorlanıyoruz. Bugün belediye geldi sadece iki tane ekmek alabildik.” Aynı çadırdan bir diğer arkadaşı, “Hastanenin orada çadır dağıtılıyordu, ben gittim almak için sıraya girdim fakat bana ‘Sen Suriyelisin, sana çadır yok’ dediler” dedi.

32 KİŞİLİK ÇADIR!

Çadır alanına yakın, yol kenarında bir grup insanın bir şeyler ile uğraştıklarını gördük. Yanlarına gidince civardan buldukları tahtalar ve branda ile ailelerine kalacak çadır kurduklarını öğrendik. Depremin dördüncü günü olmasına rağmen birçok depremzede gibi onların da çadırları yoktu. Üç aile, toplam 32 kişi olduklarını öğrendik. Bilal yaşadıklarını anlatırken diğerleri çadırı kurmaya devam ettiler: “İran pazarında oturuyoruz normalde, evimize giremiyoruz. Çadırımız yok. 32 kişiyiz hiçbir şeyimiz yok. Sadece birkaç defa dürümcülerden dürüm alabildik. İstediğimiz, çadır ve battaniye, başka bir şey istemiyoruz.”

"SİZE BU KADAR YETER"

Biz bunları konuşurken tam bu sırada gıda yardımı için özel bir araç yaklaştı. Hızla oraya giden aile, alabildikleri ölçüde erzak aldılar. Arabada kalan aile bireyleri için de isteyince “Size bu kadar yeter, başkalarına da vereceğiz!” diyerek uzaklaştılar. Sonrasında ise tekrar yanımıza geldiler ve sohbetimize bir süre daha devam ettik. Bilal’in üzerindeki çadır kurma telaşı, sıcak bir yerin ne kadar önemli olduğunu vurgular nitelikte!