Sosyal medyadaki paylaşımda bir ev sahibi, hasarlı evde oturan kiracısından ücret talep etti. Ev sahibi, kiracısının itirazına rağmen içeride eşyanın bulunduğunu gerekçe göstererek, kirasını istedi. Avukat Yankı Büyüksezer, deprem bölgesinde ev sahipleriyle kiracılar arasında yaşanması muhtemel sorunlara dair soruları cevapladı. Büyüksezer, az hasarlı evde kiracının sözleşme bitene kadar, evin kirasını ödemek zorunda olduğunu söyledi.

Maraş merkezli 7,7 ve 7,6 büyüklüğündeki depremlerin yıkıma yol açtığı kentlerde can kaybı sürekli yükseliyor. Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum, 18 Şubat'ta Antep'te yaptığı açıklamada, 684 bin binanın incelendiğini, ağır hasarlı bina sayısının 90 bin 609 olduğunu söyledi. Devam eden artçı sarsıntılar nedeniyle insanlar, "hasarsız" ya da "az hasarlı" binalarda kalamıyor. Depremin yaşandığı kentlerde kiracı olarak yaşamak zorunda olanların durumu ise muallakta. Kiracılar ile ev sahipleri arasında sıkıntılar yaşanıyor.

Avukat Büyüksezer, 16 Şubat'ta depremzede bir vatandaşın ev sahibiyle yaşadığı sorunu WhatsApp diyaloğunu içeren mesajlaşmaya dair yaptığı paylaşımı alıntıladı. Paylaşımda evin hasarlı olmasına ve içinde oturulmamasına karşın ev sahibinin kirasını talep ettiği, kiracısının itirazına karşın halen içeride eşyasının bulunmasını gerekçe gösterdiği görülüyor.

Independent Türkçe’de yer alan habere göre, Avukat Yankı Büyüksezer, “Depremde hasar gören ancak yıkılmayan binalarda kiracı olanlar eşyaları içeride kaldığı sürece kira ödemek zorundalar mı? Bu durumda sözleşme iptali olur mu” sorusuna şöyle yanıt verdi:

“Borçlar Kanunu'ndaki mevcut düzenlemelerle önce ana hatları çizmemiz lazım. 301. madde, ev sahibinin sözleşme süresi boyunca konutu kullanıma hazır tutmakla mükellef olduğunu belirtir. Kiracı, kirayı öder evi düzgün kullanır, mal sahibi de oranın kullanılabilir olmasından sorumludur. Sözleşmeyi kuran ana unsur budur. İki tarafa da görev yüklenilir. Şimdi ortada sağlam bir ev var mı, bu ev kullanılabilir durumda mı, kullanılabilir olup olmadığına karar veren kim? İşte tüm bu soruların cevabı ne yazık ki konu özeline göre belirlenecektir, yani her soru için mutlak bir cevap verilemez.”

"BİNA AZ HASARLI YANİ OTURULACAK DURUMDA İSE KİRACI, KİRASINI ÖDEMEK ZORUNDA MI?"

Büyüksezer, “Bina az hasarlı yani oturulacak durumda ise kiracı, kirasını ödemek zorunda mı” sorusu üzerine de şunları söyledi:

“Ev ne şekilde hasar gördü? Malum bunun tespitini bakanlık yapıp sitesinde duyuruyor. Diyelim ev az hasarlı olarak belirlenmiş. İtirazı herkes yapabilir, kiracı itiraz etti veya etmedi. Yani sonuç değişmedi. O zaman az hasarlı bina ile ilgili artık kiracının 'ben depremden korkuyorum, bu eve güvenmiyorum' deme hakkı kanunen olmuyor. Az hasarlı evde kiracı sözleşme bitimine kadar o evin kira parasını ödemek zorunda. Kanunlarımız ne yazık ki 'psikolojik etkileri' kollayan bir pozisyonda değil ki bunun da beklenmesi zor olurdu. Tabi ortada kullanıma hazır bir evin varlığından bahsediyoruz, orta veya ağır hasarlı evler için bunu söyleyemeyiz.”

FESİH DURUMU

Büyüksezer, “Aynı kanunun 331. maddesi taraflara olağanüstü fesih imkanı tanır. Yani sözleşme taraflardan biri için çekilmez hale gelmişse ve artık sürdürülemez noktadaysa o halde sözleşmenin feshi imkanı vardır. Ancak bu yine mahkeme eliyle yani dava yoluyla olacaktır ki burada da fesih için öngörülen süreler vardır. Yani depremzede kiracı 'derhal ben çıkıyorum, bu bölgede daha oturamam' dese bile bir süre geçmesi lazım. Sonrasında da dava yolu ile sözleşmeyi sonlandırması lazım. Aynısı mal sahibi için de geçerli” dedi. Büyüksezer, “Diyelim mal sahibi kiracıydı evi yıkıldı, kendisinin ise kirada evi var. Kiracıya 'hemen çık ben oraya taşınacağım' diyemez yine fesih sürelerine uymalı ve karşılıklı anlaşma olmazsa yine mahkeme kanalı ile sözleşmeyi feshetmek zorunda. Kanunlarımızda hemen derhal gibi ifadeler mevcut değil. Yine diyorum bu konuştuğumuz durumlar ne yazık ki kanunda belirlenen ve her duruma uyarlanmış kurallar. Deprem gibi hele bu çapta bir deprem için dahi özel kurallar yok” ifadelerini kullandı.

DEPOZİTO

Büyüksezer, kiracı depozitosunu talep etmesi durumuyla ilgili de, “Sözleşme başında alınan güvence bedeli yani eski adı ile depozito ise bu konulardan bağımsız olup kiracının eve verdiği zararlara ilişkindir. Artık ev sahibinin ‘kiracı evime zarar vermiş’ deme imkanı da olmayacak zira ev hasar almışsa bunun kiracıdan kaynaklanmadığı muhakkak. Sadece güvence bedeli kiracının ev sahibine, kiradan kaynaklı borcu varsa o noktada kullanılabilinir ancak bu durum da yoksa ev sahibi güvence bedelini de iade etmek zorunda” bilgisini aktardı.