Dokuz Eylül Üniversitesi (DEÜ) Deprem Araştırma Merkezi Müdürü Prof. Dr. Hasan Sözbilir, Yunanistan'ın Girit Adası'ndaki 6.4 büyüklüğündeki depremin ardından meydana gelen mini tsunamiyi değerlendirdi.

Sözbilir, "Geçmiş yıllarda baktığımızda kıyılarımızda tsunami olduğunu biliyoruz. Olası bir mega depremde kıyılarımızda tsunami yeniden görülebilir" ifadelerini kullandı.

Yunanistan'ın Girit kıyılarında, en büyüğü 6.4 olmak üzere meydana gelen depremlerin ardından adada mini bir tsunami gerçekleştiği açıklanırken, Dokuz Eylül Üniversitesi (DEÜ) Deprem Araştırma Merkezi Müdürü Prof. Dr. Hasan Sözbilir, 7.0 büyüklüğünü aşan depremlerde oluşacak olan tsunaminin, Türkiye kıyılarında da hissedileceğini söyledi.

Sözbilir, "Bölgede, geçmişte 8.0 büyüklüğünü geçen mega depremlerin tsunami yarattığını biliyoruz. Belki depremler Türkiye'nin dışında ancak tsunami bizi de etkileyecektir. 6.4 büyüklüğündeki bir deprem bizim kıyılarımızda tsunamiye neden olmasa bile 7.0'yi aşmaya başladığında tsunami tehlikesi olacaktır. 8.0'i  geçen olası bir depremde, bizim Akdeniz ve Ege kıyılarının İzmir'e kadar olan kesimleri tsunamiden etkilenebilir" dedi.

‘DENİZİN GİDECEĞİ MESAFE ÖLÇÜLMELİ, TOPLANMA ALANLARI YAPILMALI’

Kıyılarında da tsunaminin gerçekleştiğinin altını çizen Sözbilir, "Tarihsel kayıtlara baktığımızda güney ve batı kıyılarımız ile Marmara Denizi'nde 7.0 şiddetini geçen depremlerde tsunami olduğunu görüyoruz. Daha önce kıyılarımızda tsunami olması, 8.0 büyüklüğüne yakın bir depremde bu kıyılarda yeniden tsunami olacağını bize gösteriyor. Tsunami etkisinden kurtulmak için modellemeler yapılıyor. Sanal ortamda oluşturulan depremlerle olası bir tsunaminin vereceği zarar ve denizin gideceği mesafe ölçülebiliyor. İnsanlar sahildeyken tsunami alarmı verildiğinde oluşturulan toplanma alanları, can kaybını en az seviyeye indirecektir. Riskli olan bölgelerimizde de bu tarz toplanma alanları yapılmasında fayda var" ifadelerini kullandı.

‘SOKAĞA ÇIKMA YASAĞINDA DEPREM OLURSA NE YAPACAĞIMIZIN CEVABINI BİLMİYORUZ’

Türkiye'nin deprem bölgesi olması nedeniyle özellikle sokağa kısıtlaması olan günler için çalışmalar yapılması gerektiğine vurgu yapan Sözbilir, şunları söyledi:

"Koronavirüs döneminde dışarıya çıkmamaya gayret ediyoruz ve hafta sonları da sokağa çıkma kısıtlamaları uygulanıyor. Ancak deprem olursa dışarı çıkmamız gerekiyor. Burada birbirinden oldukça zıt bir durum var. Deprem olduğunda ne yapacağımızın cevabını bilmiyoruz."

'BİLİM KURULU ÇALIŞMA YAPMALI, HER AN YIKICI BİR DEPREMLE KARŞILAŞABİLİRİZ’

"O konuda çalışma yapılması gerekiyor. Sağlık Bakanlığı'nın bünyesindeki Bilim Kurulu'nun bu konuda da çalışma yapmasının doğru olacağını düşünüyorum. Çünkü deprem ülkesiyiz ve her an yıkıcı bir depremle karşılaşabiliriz. Evin içindeyken neler yapılması gerektiğiyle ilgili vatandaşların bilinçlendirilmesi gerektiğini düşünüyorum.”

HIRVATİSTAN BUNU YAŞADI

Mart ayında koronavirüsle mücadele eden ülkelerden olan Hırvatistan’da deprem olmuş, halk salgın ortamında deprem telaşıyla sokaklara dökülmüştü. Hırvat yetkililer, elektrik ve su kesintilerinin kesildiği deprem sonrası panikle sokağa çıkan halka sosyal mesafeyi koruma uyarısı yapmıştı.

Salgınla mücadele edilip, virüsün yayılmaması için sokaklardaki sosyal temas sokağa çıkma yasakları ve karantinayla azaltılmaya çalışılırken, hastalıkla mücadele günlerinde deprem ve tsunami gibi felaketlerin önlem alınmadığı için çok sayıda can kaybına neden olabileceği endişesi en korkulan senaryolardan biri.

Kaynak: Hürriyet