Deniz Poyraz’ın katili Onur Gencer’in duruşmada kullandığı ifadeler ve özgüveninin saldırının örgütlü olduğu yönündeki iddiaları güçlendirdiğini ifade eden avukat İmdat Ataş, ellerinde buna dair deliller bulunduğunu kaydetti. 

Halkların Demokratik Partisi (HDP) İzmir İl Örgütü binasına yönelik silahlı saldırı düzenleyen ve Deniz Poyraz’ı katleden Onur Gencer hakkında açılan davanın 2’nci duruşması dün görüldü. Davaya onlarca baronun yanı sıra, siyasi partiler, kadın ve insan hakları örgütleri de yoğun katılım gösterdi. Duruşmaya katılım sağlayan kurumların davaya katılım talepleri oldu fakat bu talepler mahkeme heyeti tarafından reddedildi. Duruşmada katil Onur Gencer’in savunması da alındı. Gencer ilk duruşmada olduğu gibi aile ve katılımcıları tahrik eden cümleler kurarak, “pişman değilim” dedi. Yine “çok kanlı, bol leşli” tabirini kullanan katil Gencer, katliamı intikam amacıyla yaptığını belirtti.

Davada, müşteki avukatlarının savunmalarında Gencer’in olay günü emniyette makam odasında kaldığı anlaşılırken, olay yeri incelemelerine dair de şüpheler ortaya çıktı. Olay yeri inceleme sırasında çekilen videoların parçalı olduğunu belirten avukatlar, video zamanları arasında da atlamalar olduğunu belirtti. “Delil karartma” şüphesinin bulunduğunun altını çizen avukatlar, tanıkların da şüpheli konuştuğunu saptadı. Bir sonraki duruşma 29 Nisan tarihine ertelendi.

Dava avukatlarında İmdat Ataş, duruşmada yaşanan gelişmeleri Mezopotamya Ajansı'ndan Tolga Güney- Berivan Altan'a değerlendirdi.

SALONDAKİLERİ TAHRİK ETTİ

Sanık Gencer’in duruşmada ifade ettiği söylemlerini önceden öngördüklerini ifade eden Ataş, sanığın kullandığı dilin salondakilerin tepkisine neden olduğunu söyledi. Gencer’in “5 dakika sonra gitseydim daha fazla kişiyi öldürme zevkini yaşayacaktım” dediğini aktaran Ataş, “Bu da aileyi ve duruşmaya katılma taleplerini iletenleri rahatsız etti. Haklı olarak tepkiler oldu. Bunun dışında uzun, özellikli bir savunma yapmadı. Kendi kin ve öfke duygularını, milliyetçi hezeyanlarını yansıtan kısa bir savunma yaptı” dedi.

YENİ DELİLLER VAR 

Katliamın örgütlü bir saldırı olduğunu vurgulayan Ataş, bu durumu bir anda ortaya çıkarmanın kolay olmadığını söyledi. Ataş, bunun hem geçmiş deneyimlerden hem de Türkiye’deki bu tür olayların arka planlarından bildiklerini dile getirdi. Ellerinde olayın örgütlülüğüne dair deliller olduğunu belirten Ataş, “Bunu yargılamanın ilerleyen safhalarında derinleştirebilirsek bazı ipuçlarına ulaşabileceğimizi düşünüyoruz. Bu duruşmada daha önceki ifadesinde olmadığı şekliyle Suriye’de bir suikaste uğradığından bahsetti. Bu da yeni çıkan bir bilgi. Örneğin taksicinin tanık ifadesinde ortaya çıkan çelişkiler, tereddütler yargılamanın ileriki aşamasında daha net ortaya çıkacaktır. En azından böyle bir çabamız olacaktır” ifadelerini kullandı.

ÖRGÜTLÜ BİR SALDIRI 

Suikaste uğradığını söylemesinin başka türlü ilişkileri olduğunu gösterdiğini kaydeden Ataş, şöyle devam etti: “Bizim zaten buna dair önsezimiz var. Oradan geldikten sonraki hareketleri, ilişkileri, ziyaretleri, para trafiği, harcamaları, silah arama trafiği bunların hepsi aslında orada kurduğu ilişkilerin burada örgütlenmesi anlamına geliyor. Yine duruşmada sarf ettiği sözler, arkasında birilerinin olduğunu gösteriyor. Biz böyle değerlendiriyoruz. Umuyoruz ki yargılamanın sonunda ortaya çıkacak.”

KATILIM TALEPLERİ

“Mahkemenin üzerinde baskı olduğunu düşünüyoruz” diyen Ataş, başından beri duruşmada gerilim olduğunu ve yoğun güvenlik önlemleri alındığının altını çizdi. İlk duruşma sonrası başlatılan soruşturmanın bu duruşmaya yansıdığını vurgulayan Ataş, “Katılma taleplerinin reddine gelince. Bunlar ceza muhakemesi kanununda aslında dar yorumlanan, bu tür toplumsal davalarda örneklerini gördüğümüz katılma taleplerinin kabul edildiği istisnai davalar var. Bu istisnalardan olması istendi. Ama olmadı. Ama bu kararlara karşı itiraz hakkı kullanılacaktır. Şu aşamada genel yargı uygulamasının bir pratiğini gördük” diye belirtti.