Halkların Demokratik Partisi (HDP) İzmir İl Örgütü'ne yönelik Onur Gencer tarafından gerçekleştirilen silahlı saldırı ve parti üyesi Deniz Poyraz'ın katledilmesine ilişkin açılan davanın beşinci duruşması başladı.

İzmir Adliyesi 6'ıncı Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen duruşma öncesi HDP'nin çağrısıyla adliye binası önünde basın açıklaması düzenlendi.

“Katillerden hesap soracağız, faşizm yenilecek biz kazanacağız” yazılı pankart taşınan açıklamada, sık sık “Deniz Poyraz isyanımızdır” sloganları atıldı.

Açıklamaya HDP Parti Sözcüsü Ebru Günay, HDP İstanbul Milletvekili Oya Ersoy, HDP İzmir Milletvekilleri Serpil Kemalbay ve Murat Çepni ile CHP Milletvekili Sezgin Tanrıkulu da katıldı.

AVUKATLARIN SALONA GİRİŞİ ENGELLENMEK İSTENDİ

Poyraz ailesi, HDP vekilleri ve yöneticileri duruşmada hazır bulunurken, Türkiye'nin pek çok yerinden gelen avukat, STÖ temsilcisi, baro yöneticileri ve insan hakları savunucuları izleyici sıralarında yer almak üzere duruşma salonuna girdi.

Mahkeme başkanınca önceki celselerde alınan ara kararı yenileyerek yetki belgesi ile katılan vekilleri bölümünde yer alan avukatların izleyici bölümüne geçmelerini istedi.

Duvar’dan Cihan Başakçıoğlu’nun haberine göre, katılan vekilleri Avukat Kanunu madde 56 gereği ara kararın hukuka aykırı olduğunu dile getirdi.

Salona girişler esnasında avukatlar ve kolluk kuvvetleri arasında tartışma yaşanırken, aralarında baro başkanlarının da yer aldığı avukatların salona girişi engellenmek istendi.

Katılanlar vekilleri mahsus alandan ayrılmayacaklarını belirterek duruşma salonunda kalmaya devam etti. Salonda arbede yaşanması sebebiyle duruşmaya ara verilirken, salona biber gazı sıkıldı. Gerginlik sürüyor.

'ENİNDE SONUNDA KATİLLER HESAP VERECEK'

Adliye önünde konuşan Günay, beş duruşmadır neler yaşandığını kamuoyunun bildiğini belirterek, “İlk günden beri, Deniz’in katledildiği andan itibaren katillerin nasıl korunduğunu faillerin nasıl gizlendiği ve IŞİD artığı çetelerin nasıl bu suikasti düzenlediklerini ve hakikatlerin nasıl gizlenmeye çalışıldığını tüm Türkiye, başta da kadınlar yakından takip etti. Katilin duruşmadaki tavırları herkesin malumu ama hakikatin ortaya çıkması için mücadele etmesi gereken temel işi bu olan mahkeme heyetinin tavrı da ortada” dedi.

Geçen duruşmada avukatların yargılamada asıl önemli olan soru sorma aşamasına geçtiğini ancak hem katilin tavrı hem de mahkeme heyetinin tavrının hakikatin ortaya çıkmasını engellemeye yönelik olduğunu söyleyen Günay, “Katilin arkasındaki gerçeğin ortaya çıkmaması için engelleyici bir tutum sergilediler. Bizler bütün katliam dosyalarında kadınların, Kürtlerin, HDP’lilerin katledildiği dosyalarında, 10 Ekim, Suruç katliam dosyalarında mahkeme heyetlerinin tutumunu, iktidarın tutumunu biliyoruz. Bu tutum cezasızlık, gerçeklerin açığa çıkmasını engelleme, failleri korumanın, hesap sormamanın tutumudur. Bizler bunun yabancısı değiliz, Buna karşı mücadele etmeye kararlıyız. Bu tutumumuzdan asla geri durmayacağız. Bugün belki gerçek manada bir yargılama gerçekleştirilemeyecek ama bizlerin, kadınların mücadelesi, kadınların özgürlük ve adalet arayışı, bu topraklardaki barış mücadelesi bu katillerden mutlaka hesap soracaktır. Eninde sonunda katiller başta kadınlara, halka, gönlünü demokrasiye yatışmış barış mücadelesi herkese bunun hesabını verecektir. Bunu mücadelemizle ısrarımızla direnişimizle gerçekleştireceğiz” diye konuştu.

'JİNA MAHSİNİ'Yİ KATLEDEN ZİHNİYET İLE DENİZ POYRAZ'I KATLEDEN AYNI ZİHNİYETTİR'

Siyasi iktidarın asıl fail olduğunu ifade eden Günay, şöyle devam etti;

“Her gün ekranların karşısına geçip partimizi ve kadınları hedef gösterenler bu katliamın arkasındaki karanlık güçlerdir. Bu karanlık güçler işin ucu kendilerine ulaşmasın diye olayın üstünü örtmeye ve hakikati karartmaya çalışıyorlar. Jina Mahsini’yi katleden zihniyet ile Deniz Poyraz’ı katleden aynı zihniyettir. Bugün biz kadınlar için daha acı bir gün. Yine aynı katliamcı zihniyetle kadın ve Kürt düşmanı zihniyetin katlettiği Nagihan Akarsel arkadaşımızın doğduğu topraklarda defin edileceği gün. Deniz’in katilleri ortaya çıksaydı, hesap vermiş olsaydı gerekli tedbirler alınmış olsaydı bugün Nagihan arkadaşımız bir suikastle yaşamını yitirmeyecekti. Bu iktidar örgütlenen kadından korkuyor, özgürleşmek için mücadele eden kadından korkuyor bunun için tam bir kadın kırım politikasıyla saldırıyor. Jina Mahsini’yi katleden zihniyet ile Nagihan Akarsel ve Deniz Poyraz’ı katleden zihniyet aynı zihniyettir. Erkek akıl ve Kürt ve kadın düşmanı akıldır. Bu akıldan mücadelemizle hesap soracağız, bu topraklara Deniz’in mücadelesini yürüttüğü sözünü verdiğimiz barışı getirecek soracağız. Barışı eşitliği getirerek bu hesabı soracağız. Deniz’”e sözümüzdür bu topraklara barışı ve özgürlüğü mutlaka getireceğiz. Nagihan’a ve İran’a saçını bayraklaştıran kadınlara sözümüzdür biz bu topraklara barışı ve kadın renginin hayata geçmesi elimizden geleni yapacağız”

Günay, son olarak katiller kadınlara, halklara hesap verene kadar mücadeleyi sürdüreceklerini söyledi.

CHP'Lİ TANRIKULU'NDAN HAKİM VE SAVCILARA: BU SUÇA ORTAK OLMAYIN

Günay'ın ardından konuşan CHP'li Sezgin Tanrıkulu ise katliamın üzerinden 16 ay geçtiğini ve 5 duruşma yapıldığını belirtti.

Katliamla ilgili soruşturma sürecinde detaylı inceleme yapılmadığını ifade eden Tanrıkulu, “Cinayetin gerçekleştiği anda mücadele edilmedi kendisiyle. Katliamdan sonra kahraman muamelesi gördü. Tweet attığınız için günlerce gözaltında kalıyorsunuz. Bu kişi 24 saat gözaltında tutulmadı arkasındaki hiç bir ilişkiyi araştırmadılar. Olay yerindeki dijital evraklar babasına teslim edildi. Bu cinayet sonuçta bu siyasal iktidarın yarattığı nefret söylemi kutuplaşma üzerine işlenmiştir. İktidar bu cinayetin ortağıdır. Biz onlardan hesap soracağız siyaseten hesap soracağız” ifadelerini kullandı.

Yargılamayı yapan hakim ve savcılara seslenen Tanrıkulu, “Bu suça ortak olmayın azami özen gösterin, sanığı ve arkasındaki güçleri korumayın. Hiç olmazsa adalet gerçekleşecekmiş izlenimi yaratın ama onu bile yapmıyorsunuz. Bugün beşinci duruşmadır, heyet değişti başkan değişti. Sanığa aylardır bir kahraman muamalesi yapılıyor. Görevini yerine getirmiş insan muamelesi yapılıyor. bunları izliyor ve görüyoruz. Hafızamıza kaydediyoruz. Bunların tümünden hesap soracağız ama adil ve hukuk kuralları içinde hesap soracağız. Bu cinayetleri de unutmayacağız” dedi.

KBG: ERKEK ADALET DEĞİL, GERÇEK ADALET İŞLETİLENE DEK DAVANIN TAKİPÇİSİ OLACAĞIZ'

Konuşmaların ardından Kadınlar Birlikte Güçlü'nün çağrısıyla bir araya gelen kadınlar da bir açıklama yaptı. Kadınlar adına konuşan Zilan Kubat, katiller hesap verene kadar kadınların mücadeleyi sürdüreceğini vurgulayarak, “Tüm bu baskı ve faşist uygulamalara karşı bizler yine meydanlarda alanlarda, “erkek adalet değil gerçek adalet” çağrımızı yükselteceğiz. Bugün yine buradan haykırıyoruz; Deniz'in düşlediği dünyayı hep birlikte kuracağız. Yoldaşımız, kızkardeşimiz Deniz’in mücadelesi kadınların omuzlarında yükselecek. Deniz gibi mücadelesinden korktuğunuz her kadının sesi nefesi mücadelemizle büyüyecek ve güçlenecek. Hayatlarını çaldığınız her bir nefes için bizler bin katıp haykıracağız isyanımızı. Bu saldırının tüm sorumluları yargı önünde hesap verene dek, erkek adalet değil gerçek adalet işletilene dek bu davanın takipçisi olacağız” ifadelerini kullandı.