Deniz Poyraz davasının avukatı Türkan Aslan Ağaç, olayın üstünün örtülmeye çalışıldığını belirterek, "Adil bir yargılamadan söz etmek mümkün değil. Heyetin üzerinde büyük bir baskı olduğu kanaatindeyiz" dedi.

Halkların Demokratik Partisi (HDP) İzmir il binasına yönelik 17 Haziran 2021’de silahlı saldırı düzenleyen ve parti çalışanı Deniz Poyraz’ı katleden Onur Gencer’in yargılandığı davanın 3’üncü duruşması dün görüldü. Mahkeme heyetinin ilk duruşmalarda sergilediği tavırları, bu duruşmada da sürdü. Sanık Gencer’i çapraz sorguya almak için 300’ü aşkın soru hazırlayan avukatlar sorgulamanın böyle yapılamayacağına yönelik tepkiler gösterdi. Avukatların Gencer’in duruşma salonuna getirilmesi yönündeki talepleri de reddedildi.

TÜM TALEPLER REDDEDİLDİ

Yine davaya 600’ü aşkın avukatın yetki belgesi sunmasına rağmen mahkeme heyeti, bu avukatların isimlerinin kayda geçirilmesi ve sanığa soru sorma taleplerini reddetti. Heyet verdiği ara kararla sadece katılımcıların avukatlığını üstlenen 5 avukatın sanığa soru sorabileceği yönünde karar aldı. Bu kararların alınmasına tepki gösteren avukatlar ise mahkeme heyetinin bağımsız ve tarafsız bir yargılama yapamayacağını ifade ederek heyetin çekilme ve hakimlerin reddi talebinde bulundu. Fakat bu kararda mahkeme heyeti tarafından reddedildi.

HDP VE HEYETE TEHDİTLER

Berivan Altan - Tolga Güney'ın Mezopotamya Ajansı'nda yer alan haberine göre, duruşmada söz alan sanık Gencer ise HDP hakkında açılan kapatma davasını gerekçe göstererek tahrik indirimi talep etti. Yine Deniz Poyraz’ın ailesi ve HDP’ye hakaretler savuran sanık Gencer’e yönelik herhangi bir engelleme yapılmazken, Gencer son olarak mahkeme heyetini de tehdit etti.

Tüm bu gelişmelerin yaşandığı davanın 4’üncü duruşması ise 18 Temmuz'a ertelendi. 

‘SANIK KAÇIRILDI’

Dava avukatlarından Türkan Aslan Ağaç, davanın 3’üncü duruşmasına dair değerlendirmelerde bulundu. Duruşmadan bir gün önce gece 12’ye kadar Ulusal Yargı Ağı Bilişim Sistemi (UYAP) üzerinden talepler, gelen ve giden evrakları kontrol ettiklerini söyleyen Ağaç, ancak o gelen ve giden evraklar içerisinde sanığın duruşmaya SEGBİS ile bağlanma durumunu görmediklerini aktardı. Duruşma salonuna girdiklerinde sanığın salonda olmadığını gördüklerini kaydeden Ağaç, “Böyle olunca da sanığın duruşmadan kaçırıldığı noktasında bir kanaatimiz oluştu. Soruşturma aşaması bilindiği üzere çok kötü yürütüldü. Maddi gerçekliğin ortaya çıkarılması noktasından hareket edilmedi. Aksine var olan gerçekliğin üstünün örtülmesi ve delillerin karartılması noktasından bir süreç yaşatıldı. O sürecin aynısı mahkeme aşamasıyla da sürdürülmeye çalışılıyor. Bizim itiraz ettiğimiz durum bu” dedi.

YETKİ KISITLANDI

Mahkemenin genel bir mahkeme olmasına rağmen Ceza Muhakeme Kanunu (CMK) usulüne uymak zorunda olduğunu dile getiren Ağaç, ancak mahkeme heyetinin CMK’daki usulü hiçe sayan bir yaklaşımda bulunduğunu belirtti. Dava için yetkilendirilen avukatların isimlerini tutanağa geçirmek için ara karar kurulmadığını anımsatan Ağaç, “Aksine geçirmeme üzerine bir ara karar kuruldu. Avukatların soru sorma hakkını ellerinden alındı. Soru sorma işi sadece 5 avukat ile sınırlandırdı. Bu dahi mahkemenin maddi gerçekliği ortaya çıkarma konusunda bir çaba içerisine girmeyeceğini gösterdi. CMK’da bu duruma ilişkin aksi bir düzenleme söz konusu değil. Anayasa’nın 13’üncü maddesi ‘olağanüstü koşullarda bile hakkın özüne dokumazsınız’ diyor. Mahkeme ara kararlarında hukuktan uzaklaştığı kanaatindeyim” diye belirtti.

‘BAĞIMSIZLIĞINI KAYBETTİ’

Tanıkların mahkeme huzurunda dinlenilmesi taleplerinin de olduğunu ifade eden Ağaç, 29 Aralık’tan önce vermiş oldukları dilekçelerine henüz yanıt verilmediğini aktardı. Aksine dosyadaki tanıkların ifadesinin alınması için farklı illere talimat yazıldığını söyleyen Ağaç, şöyle devam etti: “Böyle olunca onlara soru sorma imkanımız elimizden alınmış oldu. Talimat mahkemeleri de dosya içeriğini bilmediği için onlara soru sormuyor. Böylelikle bir paragraftan oluşan ifadelerle olayın üstü örtülmeye çalışılıyor. O nedenle adil bir yargılamadan söz etmek mümkün değil. Mahkemenin bağımsızlığı ve tarafsızlığından da söz edilemeyeceği ve heyetin üzerinde büyük bir baskı olduğu kanaatindeyiz. Özellikle mahkemenin bugün almış olduğu ara kararlar o baskının sonucudur. Sonuç itibariyle bu duruşmada yaşanan mahkemenin tavrından kaynaklı heyetten çekilme talebinde bulunduk. Ancak heyet çekilme talebimizi arkasından gelen ret talebimizi reddetti.”

ÜLKÜCÜ VURGUSU

Duruşmada sanık için yaptığı ülkücü vurgusuna da değinen Ağaç, “Sanığın sosyal medya hesaplarına baktığımızda zaten kendisini ülkücü olarak da tanımlıyor. Aynı zamanda HTS kayıtlarını incelediğimizde, görüştüğü insanların ezici bir çoğunluğu o camiadan olan insanlar. Belki bugüne kadar kamuoyunda telaffuz etmediğimiz bir husustu ama duruşmanın geldiği nokta itibariyle bunu söylemek durumundayız. Bu ülkede ülkücülerin de suç işleme özgürlüğü yok. Kimse bunu hak olarak onlara göremez. Eğer hukuk devletiysek hiç kimsenin suç işleme özgürlüğünün olmadığını herkesin iyi bilmesi gerekiyor. Bunu mahkemenin de diğer kurumlarında çok iyi bilmesi gerekiyor. Ülkücü vurgusunu bu duruşmada yapmak durumunda kaldık” diye konuştu.