HDP Mersin Milletvekili Adayı Dengir Mir Mehmet Fırat, AKP'yi birlikte kurdukları Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'ın, bugün kendisini maalesef bir hastaya dönüştüren boyutta korku içerisinde olduğunu söyledi. Bu korkunun "Tek başına iktidarını kaybetmekten değil, aynı zamanda kendisi ve ailesinin bulaştığı yolsuzlukların ortaya çıkması sonucu yargılanmasından da kaynaklandığını" belirten Fırat, herkese "Ruh sağlığı bozuk bir kişinin yönetimi altında kalmak istemiyorsanız, bunun önüne mutlaka geçmemiz lazım" sözleriyle seslendi.

Cumhurbaşkanı’nın bu hale gelmesinin kendisi için bir utanç vesilesi olduğunu kaydeden Fırat, Erdoğan'ın aklını başına toplayarak, son dönemde yaptıklarından bir an önce vazgeçmesi gerektiğini kaydetti. Fırat, "Eğer beraber çalışıyor olsaydık, zaten bunu ben ona yaptırmazdım. Fakat şu anda etrafında bir avuç yalaka, saray soytarısı var ve o ne yaparsa yapsın, 'Efendim siz haklısınız' diyorlar" dediğini ifade etti.

Genel seçimlere kısa bir süre kalan AKP'nin seçim kampanyasını yürüten Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'ı ve 13 yıllık iktidarına darbe vurmaya hazırlanan HDP'ye dair duyduğu korkuyu değerlendiren eski çalışma arkadaşı HDP Mersin Milletvekili adayı Dengir Mir Mehmet Fırat, Erdoğan'ın, Cumhurbaşkanı seçilip TBMM çatısı altında okuduğu Anayasal metne sadık kalmadığını, tarafsızlığını yitirdiğini söyledi.

Kamuoyu araştırmalarında kararsız seçmenlerin yüzde 15'i bulduğuna, bunun büyük çoğunluğunun da AKP seçmeni olduğunu dile getiren Fırat halkın yüzde 75'inin, cumhurbaşkanının seçim çalışmalarını tasvip etmediğini, AKP'li seçmenlerde ise bu oranın yüzde 50'nin üstünde olduğunu belirtti.

'MADEM MEYDANLARA ÇIKIP OY İSTEYECEKTİN, BAŞBAKANLIĞA DEVAM ETSEYDİN’    

"Cumhurbaşkanı'nın bu duruma düşmesini istemezdim" diyen Fırat, bunun nedeni ise şu sözlerle açıkladı: "Çünkü ne olursa olsun, 5 yıl için bu Cumhurbaşkanlığı yetkisi kendisine verilmiş. Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı'nın saygınlığına gölge düşürülmesini bir yurttaş olarak kabul edemem. Çünkü benim Cumhurbaşkanım, yalan söylemeyen, dürüst, yemininin gereğini yerine getiren tarafsız bir Cumhurbaşkanı olmalı. Çünkü o, 77 milyonu temsil ediyor. Her ne kadar kendisi, 'Ben AKP'yi kurdum, genel başkanlığını yaptım, tarafsız olamam' diyorsa da o zaman yapması gereken, Başbakanlığa devam etmesiydi. Bunda bir problem olmaz. O zaman tabii ki meydanlara çıkacak ve oy isteyebilirdi."

'KÂBEMİZ TAKSİM’DİR YALANINA SIĞINDILAR’     

Halkın cumhurunun, din, inanç, örf ve adetlere göre yalan söylememesi, iftira etmemesi, milleti birbirine düşman hale getirecek söylemlerden kaçınması gerektiğini vurgulayan Fırat, "Fakat bunların hepsini yapıyor, durmadan yalan söylüyor. Mesela en güzel yalanlarından birini hatırlatayım. Hemen her konuşmasında, 'HDP Genel Başkanı  (ismini de söylemiyor) 'Bizim Kâbe'miz Taksim'dir demiş' diyor. Selahattin Başkan ise çıktığı her mitingde, her toplantıda 'Ağzımdan böyle bir şey çıkmadı. Nerede söylemişsem ispat edin, özür dileyeyim' diyor. Fakat Cumhurbaşkanı ise meydanlarda halka veya muhtarları, sanayicileri, emlakçıları sarayında toplayıp, bu yalanları söylüyor" diye konuştu.

'ETRAFINI BİR AVUÇ SARAY SOYTARISI, YALAKA SARMIŞ’     

Dengir, bu sözlerle yüklendiği Cumhurbaşkanı Erdoğan'ı, eski bir dostu ve bu cumhuriyetin bir vatandaşı olarak bir kez daha uyardığını da söyledi.

Cumhurbaşkanlığı makamının bu hale gelmesinin kendisi için bir utanç vesilesi olduğunu kaydeden Fırat, Erdoğan'ın aklını başına toplayarak, bu yaptıklarından bir an önce vazgeçmesi gerektiğini kaydetti. Fırat, "Eğer beraber çalışıyor olsaydık, zaten bunu ben ona yaptırmazdım. Fakat şu anda etrafında bir avuç yalaka, saray soytarısı var ve o ne yaparsa yapsın, 'Efendim siz haklısınız' diyorlar" dediğini ifade etti.

'AİLESİNİN DE BULAŞTIĞI YOLSUZLUKLARDAN YARGILANMAKTAN KORKUYOR’       

Fırat, çok iyi tanıdığını söylediği Erdoğan'ın şu an büyük bir korku içerisinde olduğunu da söyledi. Öyle ki bu korkuyu mimiklerinden bile anlayabildiğini söyleyen Fırat, bu korkunun nedenini ise şu sözlerle açıkladı:

"Tek korkusu, iktidarı kaybetmek değil. İktidarı kaybettikten sonra, özellikle yolsuzluklardan, kendi ailesinin de bulaştığı yolsuzlukların ortaya çıkmasından ve yargılanmaktan korkuyor. Onun için de şimdi 'kefen edebiyatını' çıkardılar. İdam insanlık suçudur, idama karşıyız. İkincisi, hırsızlığın karşılığı ne idam ne de ömür boyu hapistir. Belli bir hapis süresi vardır, dolayısıyla kefen edebiyatı yapmanıza gerek yok."

'MAALESEF CUMHURBAŞKANIMIZ ŞU AN HASTA’    

Erdoğan'ın, yaşadığı ağır korku nedeniyle ruh sağlığı ve psikolojisinin bozuk olduğunu aktaran Fırat, Erdoğan'a bu korkuyu ise bugün "paralel" dediği insanların aşıladığını iade etti.

Yaklaşık 10 yıl önce resmi bir temas için Erdoğan ile birlikte Kıbrıs'ı ziyaret ettiklerini ve Cuma namazı için camiye gittiklerini paylaşan Fırat, o günden bu güne Erdoğan'ın büründüğü korkuyu "Yanımızda birkaç devlet memuru, 2 de koruma polisi vardı. Zırhlı arabası yoktu. Camiden birlikte çıkıp bütün Girne'yi dolaştık. O zaman korkusu yoktu. Ama şu anda 500 kişilik yakın koruması var, 750 kişi de sarayın çevresini sarmış vaziyette. Bir yere gittiğinde de Türkiye'nin her yerinden ek polisler geliyor. Böylesine bir korku, insanı mutlaka hasta eder ve şu anda da maalesef cumhurbaşkanımız hasta. Eğer dua ile iyi olabilecekse, hepinizden ricam, psikolojik sağlığına kavuşsun diye O'nun için hep birlikte dua edelim. Ama psikolojik hastalıklar genellikle bu şekilde iyi olmaz. Ancak psikiyatriye gitmek lazım" sözleriyle dile getirdi.

'BİR SABAH BAKMIŞIZ Kİ SURİYE TOPRAKLARINDA SAVAŞA GİRMİŞİZ’   

Anlattığı tüm bu nedenlerden dolayı 7 Haziran seçimlerinin çok önemli olduğunu vurgulayan Dengir Fırat, Türkiye halklarına şu önemli uyarılarda bulundu:

"7 Haziran'dan sonra eğer ülkede böyle ruh sağlığı bozuk bir kişinin yönetimi altında kalmak istemiyorsanız, bunun önüne mutlaka geçmemiz lazım. Çünkü ruh sağlığı bozuk olan insanın ne yapacağı belli olmaz. Bir gün sabah kalkarız ki Türkiye, Suriye topraklarına girmiş ve savaş başlamış. Bu bir şaka falan değil, samimi olarak söylüyorum. Allah korusun, Türkiye Ortadoğu bataklığına girerse, bir daha çıkmamız da mümkün değil. On binlerce şehide, yüz binlerce gaziye hazır olmamız gerekir. O bakımdan 7 Haziran seçimini, milletvekili seçimi olarak algılamayın. 7 Haziran seçimi, Türkiye'de bundan sonraki rejimin ne olacağının seçimidir".

‘HDP MECLİS’E GİREMEZSE ÖNÜMÜZ ÇOK KARANLIK’         

Kurucuları arasında yer aldığı AKP'den isterse ayrılmayabileceğini "Yerimiz çok iyi, keyfimiz gırla, boş ver. Devlet elimizde, hazineden de vurgun vururuz" sözleriyle anlatan Fırat, ama buna rağmen istifa etme gereği duyduğunu söyledi.

Şimdi ise bu büyük tehlikeleri gördüğü için HDP saflarında siyasete dönme gereği hissettiğini söyleyen Fırat, HDP'ye dair duyduğu inancı ise "Ben inanıyorum ki 8 Haziran sabahı, Türkiye'nin ufkunda bir güneş doğacak ve karanlığı yok edecek. Ama bu olmazsa ne olacak? Onun da cevabını vereyim. HDP bir siyasi parti, siyasetini meclis dışında yapmaya devam edecek. Fakat HDP Meclis'e giremezse önümüz çok karanlık ve önümüzde uçurumlar var. Hangi uçurumdan düşeceğimizi de hep beraber yaşayarak göreceğiz. Seçilemezsek bize bir şey olmaz, gider evimizde torunlarımızı severiz. Ama Türkiye halkları bu büyük tehlikenin farkında olarak tercihini yapmasını umuyor ve diliyoruz" sözleriyle dile getirdi.

Türkiye'de bugün yaşanan siyasi krize dair değindiklerinin yanı sıra büyük bir ekonomik kriz için de uyarıda bulunan Fırat, buna karşı AKP'nin çok sıkı tedbirler alınacağını, halkı büyük zamlar beklediğini ve ekonominin daha da daralacağı uyarılarında bulundu. (DİHA)