Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi önünde binlerin katılımıyla düzenlenen protesto eyleminde konuşan HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, "Şimdiye kadar hep erken seçim gördük, bundan sonra erken seçim yok. Belediyeler iade edilene kadar direniş var" dedi.
 
Demirtaş, “Teröre destek veren arıyorsanız Ankara'ya bakın, İstanbul'a bakın. Topbaş'a bakın Gökçek'e bakın teröre destek için. Gülen cemaatine İstanbul'un Ankara'nın yarısını verenlere bakın. Müfettişler kaç gündür şuradan çıkmadılar. Bir kuruşun buradan çıktığını ispatlayın görelim. Bunların hepsi yalandır. Böyle bir şey yok” diye konuştu.
 
Gözaltına alınan Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi eşbaşkanları Gültan Kışanak ve Fırat Anlı'nın serbest bırakılması için binlerce yurttaş dün olduğu gibi bugün de yine belediye önünde toplandı. Açıklama saatinden saatler önce kent halkının önüne akın ettiği belediye binası yüzlerce polis ve çok sayıda zırhlı araçla çevrelendi.
 
Yurttaşların sayısı her geçen dakika artarken, Demokratik Toplum Kongresi (DTK) Eşbaşkanı Leyla Güven, Halkların Demokratik Partisi (HDP) Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) Eş Genel Başkanı Kamuran Yüksek ve Halkların Demokratik Kongresi (HDK) Eş Sözcüsü Ertuğrul Kürkçü belediyeye geldi.
 
Araçlarıyla belediye binasına geçen siyasetçiler, polis tarafından tahrip edilerek aranan belediye binasında inceleme yaptı. Burada belediye yetkilileri ile görüşme gerçekleştiren siyasetçiler, daha sonra dışarı çıkarak, toplanan halkın yanına geçti.
 
Belediye karşısındaki caddede toplanan binlerce yurttaş, "Direne direne kazanacağız" ve "Baskılar bizi yıldıramaz" sloganları attı. HDP milletvekilleri ile DBP'li belediye eşbaşkanları da alana geldi. Polisin zaman zaman müdahale edileceği yönündeki anons yapmasına yurttaşlar sloganlarla karşılık verdi.
 
Burada halka hitaben konuşmalar gerçekleştirildi. DBP Eş Genel Başkanı Kamuran Yüksek'in ardından HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş söz aldı. Demirtaş'ın konuşmasından satır başları şöyle:
 
"Bu hukuksuzluğun başladığı ilk dakikadan bu yana sahiplenmenizden dolayı partimiz adına hepinize teşekkür ediyorum. Öncelikle iki günden bu yana Kürdistan'ın hiçbir şehrinde internet yok. Muhalif televizyonlara el konulmuş, gasp edilmiş durumda. Basın emekçisi arkadaşlar çekim yapıyorlar ama merkezleri sarayın korkusundan burada olup bitenleri yayınlayamayacak.
 
Ama biz ev ev dolaşacağız. Gerekirse gece sabaha kadar dolaşacağız. İnsanlarımızın ellerine sarılacağız. Çünkü en etkinli iletişim yolu gözdür göz. Birbirimize bakacağız. Medya kanalları kapatıldıysa ağzımızı tutacak halleri yok. Ev ev çalışıp bu zorbalığı duyuracağız.
 
Bu yaşananları sıradan bir durum gibi kabul etmeyeceğiz. Hiç kimsenin adalet karşısında suç işleme özgürlüğü yok. İster cumhurbaşkanı olsun ister sıradan yurttaş. Fark etmez. Hiçbirimizin suç işleme özgürlüğü yok ama adil yargılama olmalı ki karşımızda, bizler de gönül rahatlığıyla yargılanmayı kabul edelim. Bizim karşı olduğumuz yargılanma değil, ortada yargı diye bir şey yok. AKP'nin hukuk komisyonu beni niye yargılıyor. Böyle bir savcıya ifade vermek zorunda mıyız? Sarayın perspektifi ile hareket eden savcılara karşıyız biz.
 
Belediye eşbaşkanlarımız gerçekten hırsızlık yapmışsa önce biz cezalandırırız. Yine şunu açık söyleyeyim. Belediye başkanlarımız, Kışanak ve Anlı başta olmak üzere her dönem imkanlarını barış için seferber ettiler. Kimse belediyelerimizi silaha, teröre, şiddete destek veriyor diye suçlayamaz.
 
Teröre destek veren arıyorsanız Ankara'ya bakın, İstanbul'a bakın. Topbaş'a bakın Gökçek'e bakın teröre destek için. Gülen cemaatine İstanbul'un Ankara'nın yarısını verenlere bakın. Müfettişler kaç gündür şuradan çıkmadılar. Bir kuruşun buradan çıktığını ispatlayın görelim. Bunların hepsi yalandır. Böyle bir şey yok.
 
Şimdiye kadar hep erken seçim gördük, bundan sonra erken seçim yok. Belediyeler iade edilene kadar direniş var.." (Kaynak: DİHA)