Halkların Demokratik Partisi (HDP) Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, partisinin Siirt İl Örgütü tarafından Orhan Doğan Parkı'nda verilen iftar yemeğine katıldı.

Demirtaş konuşmasına herkesin Kadir Gecesi'ni kutlayarak başladı.

VALİ'YE YANIT

Siirt Valiliği'nin, yapılmak istenen iftar yemeğine ilişkin yaptığı 'müdahale ederiz' tehdidine değinen  Demirtaş, Vali'ye "Biz partililerimizle nerede, nasıl iftar açacağımızı sana mı soracağız? Senin dışında bugüne kadar hiçbir kentte açtığımız iftar yemeklerinde tehdit edilmedik. Partimizi seversiniz sevmezsiniz, bu kentte devlet memurusunuz, sayılı günleriniz var. Senin maaşın halkın vergilerinden karşılanır. Halk ve milli iradeye saygı duyacaksın. Bugün halkın iradesi HDP buraya getirmiştir, şimdi sen parlamentonun 3. partisiyle inatlaşmaya girersen halk sana saygı göstermez. Parklar da meydanlar da halkın malıdır. Senin görevin düzeni sağlamak. İftar açmak gösteri ve yürüyüş değildir" sözleriyle ağır eleştirilerde bulundu.

Demirtaş, Vali'ye yönelik sözlerine şunları ekledi: "Burada bir AKP iftarı olsa, Vali efendi en başta oturacak. Böyle bir şeyi kabul edemeyeceğiz. Halkın iradesine saygı göstermeyene biz de saygı göstermeyiz. Halkın iradesine saygı göstereceksin kardeşim. Saray'daki zattan başlayarak, sistem zaten başta kokmuş. Asıl hukuk tanımayan 'Anayasayı askıya aldım, Anayasa yoktur. Model, sistem değişmiştir' diyen Saray'daki zattır. Ona karşı bir soruşturma açacak bir hakim ve savcı var mı, yok!"

Demirtaş'ın konuşmasından satır başları ise şöyle:

DANIŞTAY YASASI

"3 gün önce yüksek yargı yasa tasarısı konuşuldu. Artık Anayasa ve Danıştay, Saray'a bağlı. Bu görüşmelerin konuşulduğu anda Atatürk Havaalanı'nda barbarca bir katliam yaşandı. 40'tan fazla insan yaşamını yitirdi. Memleketin en büyük havaalanını havaya uçurmuşlar. Parlamento bir ara bile vermedi. Bu yasayı çıkarmanın peşine düşmüşler. Balık baştan kokmuş. Hükümet Saray'a bakıyor. Başbakan desen sıfatı başkanın taşeron işçisi gibi ne zaman işten atılacak diye düşünüyor. Basın artık Saray'a bakıyor. Üniversite rektörler Saray'a bakıyor.

"Vatan dediğimiz şey nedir? Üzerinde bazı ortak değerlerle yaşadığımız o topraklardır, bu kadar. Ama beyefendi diyor ki illa kanla sulanması lazım. Anadolu ve Fars toprakları, bu topraklar kadar kanla sulanmış başka topraklar yoktur. Bu topraklarda yıllardan bu yana halen kan akıyor. Saray'daki zat halen bu topraklardaki kanı görmüyor. Bizlerin, birbirimize saygı duyarak huzur ve güven içinde yaşamamız yeterli. Kan akmasına gerek yok. Yok ama birilerinin iktidarı için kanın akması lazım. Her gün cenazelerin gelmesi lazım. Yoksa cenazenin gelmediği gün bu beyefendi rahatsızdır.

"Kimin kanını kimin için döküyorsun. Burası bizim de vatanımız. Kürdün kanını döküp burayı 'vatan yapacağım' dersen, yanlış yaparsın. Vatan istiyorsan Kürt'ün elini tutacaksın. Kürt'ü öldürerek burayı vatan yapamasın. Bu işin içerisinden kanla çıkılmaz. Bugün ben kan çıksın diye konuşsam, savcılar beni müebbetle cezaevine atar. Şu anda diğer 3 partinin de iç politikaları kan üzerinedir.

'BOYUN EĞMEYECEĞİZ!' 

"Bunlara boyun eğmeyin kardeşlerim. Bu zulme mecbur değiliz. Burada halkın iradesi var. Bu halkın iradesine, taleplerine saygı duyacaksın. Silahla, tankla topla halkın iradesine karşı durursan, barışı sağlayamazsın. Korku imparatorluğu yaratamazsın. Çünkü kimsenin Allah'tan başka korkusu yoktur. Çizgisi belli olmayan fırıldak bir partiden değiliz bunlar gibi. Dün Putin'e mektup yazan biz değiliz. Bunlar bize boyun eğdirmeye çalışıyorlar. Bunlar bize boyun eğmeyi alçaklığı dayatıyorlar.  

MAVİ MARMARA

"Mavi Marmara'da yaşamını yitirenler arasındaki gençlerden biri Siirt'liydi. 'Ben görevde oldukça bu terör devleti hesap verecek' diyordu. 'Bunlar çocukları öldürmeyi iyi biliyor' diyordu. Bunları söyleye söyleye 4 seçimde oy aldı. Gazze'ye abluka kalkacaktı. 'Bu halk ablukadan kurtulmadan görüşmeler mümkün değil' diyordu. Halkı böyle kaldırdın. Biz de şimdi sana sorarız, bu insanları niye yarı yolda bıraktın.

"Şu anda ne diyorlar Bakanların, 'İsrail bizim dostumuz, müttefikimizdir'. Bunu yıllardır söyleseydiniz. Ama bu iki yüzlüğü her gün her yerde anlatacağız. İsrail üzerinden oy toplandınız. Milletin uyanması lazım. Bunların çıkarları, rantları için satmayacağı hiçbir şey yoktur. Arkadaşlarını sata sata buraya gelmiştir. Bütün bu değerlere ihanet ederek buraya gelmiştir. Kimse buna güvenerek yola çıkmasın. Güven veren bir siyaset değildir. Mısır meselesinde de öyle. Mursi darbeyle devrildiğinde destek verdi. Bugünlerde neden Mursi'den desteğini çektin. Şimdi adam müebbet hapis cezası aldı. Meydanlarda Rabia diye diye oy devşirip Mursi'yi kullandı.

RUSYA VE SURİYE

"Rusya meselesinde öyle, Esat ve Suriye meselesinde öyledir. Türkiye toplumunun, bize böyle çarkçı biri lazım değildir demesi lazım. Bu adamın sadece bana zararı yok, bu zatın kutuplaştırması yüzünden kan gövdeyi götürecek. Bu politikalar yüzünden. Bunu seçmişsiniz ama sorgulamanız lazım. Bizim seçmenler bizi de sorgulamasa partisine ihanet eder. AKP seçmeni kime oy verdiğini iyi görmeli. DAİŞ ve Ahrar uş-Şam'ı besleyip Suriye'de herkesin başına bela ettiler. Benim ve partilerimin peşine düşen savcılar bunların peşine düşsün.

HAVALİMANI KATLİAMI

"Bunlar dünyanın en tecavüzcülerine 'öfkeli çocuklar' dedi. Atatürk Havaalanı'nda insanların cenazesi daha morgda iken bu zatlar köprü açılısında balon uçuruyordu. Oysa 'Milli Yas' ilan eden sizsiz. Havaalanında parçalanmış cenazeler umurlarında değil, onlar konfetiler patlatıyor. Başbakan bayramda da gülüyor. Ya bunlarda hiç mi utanma yok. Bunlara oy verenler neden bunlardan hesap sormuyor. Biz savaş dursun diyen bir siyasi partiyiz. Her insan ana, baba evladıdır dedik. Biz ölü ve diri arasında ayrım yapmadık. Bizim için bir Kürt'ün ve bir Türk'ün arasında ayrım yoktur. Bu ayrımı yapan aşağılık bir şeydir. Bunu yapanlar ölümlerden neden rahatsız değil. Bugün polisin annesi rahatsız. Kürt'ün anası eli yüreğinde, çocuğu dağa çıkmış. Siyasetin işi anaların acısını yarıştırmak değil. Kürt'ün ve Türk'ün anası bizden bunu bekliyor. Eğer bunu sağlayamazsak bu annelerin vebali hepimizin üzerindedir. Savaşa teslim olmamamız lazım. Ama cenazeler üzerinden siyasete yapanları asla kabul etmeyeceğiz. Biz böyle bir alçaklığı kabul etmeyeceğiz. Biz her cenazeye saygı duyulmasını isteriz.

'KİN KUSMADIK, İNTİKAM DEMEDİK'

"Bize silahların sustuğu 2 buçuk yıl boyunca, müzakerelerin yapıldığı dönemde de siyaset yaptırmadılar. Barış dönemlerinde partilerimiz kapatıldı. Milletvekili seçimlerine patlamalarla girdik. Benim makam odama girip kullandığım eşyaları tekmelediler, arşivlerimizi yaktılar. Kürt diye mevsimlik işçinin çadırı yakıldı. Biz böyle bir ortamda siyaset yapmaya çalıştık. Bu dönemde ne barikat ne hendek vardı. Bizlere bunları yaptılar. Ama biz kürsüde kin kusmadık, intikam demedik. Mersin'de miting yapacağım gün, il örgütümüz havaya uçuruldu. Dedim ki, bugün AKP'lilerin yüzüne gülün. Biz ne faşist, ne ilkesiziz. Bunlar sizde bolca var. Onun için de ülke bu halde.

"Devlet yurttaşları arasında ayrım yapıyor. Devlet dediğiniz yurttaşlarının arasında ayrım yapmaz. Bunlar kurulduğu günden bu yana devleti egemenliklerine geçirerek ayırımcılık yapıyor. Yaşadığımız zahmetlerin altında yatan temel adaletsizliktir.

'BURASI VATANIMIZ KÜRDİSTAN, BİZE SAYGI DUYACAKSIN'

"Biz insanların ayrışmasını kabul edemeyiz. Bin beş yüz yıldır İslam var, ama ondan önce de inançlar vardı. İnsanların ilk yeryüzüne geldiği toprakları tekleştirmeyiz. Başka başka inançları, dinleri sorgulayamayız. Bunlar siyasi partinin işi değildir. Bunları asla kabul etmeyeceğiz. Bu vatanın öz sahibiyiz. Burası vatanımız Kürdistan, bize saygı duyacaksın. Bu vatanın kurallarını ben koyacağım diyemez, kendi dilini, milli değerlerini başka halklara dayatamazsın. Ben bir Kürt olarak, Türk milletinin diliyle konuşuyorum. Kürtlerin geçmişi tarihi var. Biz saygı istiyoruz. Tüm inanç ve kimliklerin vatanımızda birlikte yaşamaları için bir formül sunuyoruz. Biz halkımızın, tüm halkların kurtuluşunu bundan görüyoruz."

Kaynak: DİHA