Rosa Kadın Derneği’ne yönelik Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı’nın yürüttüğü soruşturma kapsamında 23 Mayıs’ta 11 kişi ile birlikte tutuklanan Demokratik Bölgeler Partisi’nin (DBP) eski Eş Genel Başkanı Mehmet Arslan hakkında ‘örgüt üyesi olmak’ iddiasıyla 7 buçuk yıldan 15 yıla kadar hapis istemiyle iddianame hazırlandı. İddianame, Arslan’ın Diyarbakır 11. Ağır Ceza Mahkemesi’nde tutuksuz yargılandığı dava dosyasıyla birleştirilmesi talebiyle gönderildi. Deniz Tekin'in Gazete Duvar'da yer alan haberine göre, iddianamede, Arslan’ın DBP Eş Genel Başkanı olduğu 2019 yılında katıldığı 15 ayrı yürüyüş, basın açıklaması, toplantı, kayyım protestosu, basına verdiği demeçler ve sosyal medya hesabında yaptığı paylaşım suç unsuru olarak gösterildi. KIŞKIRTICI BULUNAN SLOGAN: KADIN KATLİAMLARI POLİTİKTİR İddianame ayrıca, Arslan hakkında mahkeme kararıyla yapılan fiziki takip sonucunda, Rosa (Gül) Kadın Derneği içerisinde faaliyet yürüttüğü, dernek faaliyetleri ile ilgili aynı dosyada şüpheli olan kişilerle birlikte hareket ettiği savunuldu. İddianamede yer alan “A53T61MCTS21SS92” rumuzlu gizli tanığın ifadesinde Arslan için “Bu şahıs Rosa isimli derneğin gayrı resmi üyelerinden birisidir. Derneğe resmi olarak üye olmadığı için gayrı resmi olarak üye olmuştur. Bu örgüt mensubu DBP ile Rosa Derneği arasındaki irtibatı sağlamaktadır” iddialarında bulundu. Rosa Kadın Derneği’nin KHK ile kapatılan TJA’nın faaliyetlerini sürdürmek için kurulduğu ileri sürüldü. Dernek binasında yapılan aramada el konulan “Erkek ve devlet şiddetine karşı kalk ve kendini organize et” Kürtçe pankart ile “Kadın katliamları politiktir TJA” sloganı için savcı, “Derneğin bölge halkını devlete karşı kışkırtarak bölgede PKK/KCK terör örgütü lehine kargaşa ortamı oluşturmak istediği ele geçirilen materyallerden anlaşılmaktadır” değerlendirmesini yaptı. DERNEĞİ BİR KEZ ZİYARET ETTİ Arslan, tutuklanmadan önce poliste verdiği ve iddianameye yansıyan ifadesinde, katıldığı basın açıklaması ve yaptığı açıklamaların suç olmadığını belirterek, “Ben bunlara DBP Eş Başkanı olarak katıldım ve katılmak için kimseden emir almadım” dedi. Hakkındaki gizli tanık ifadesinin asılsız olduğunu ifade eden Arslan, özetle “Rosa Kadın Derneği yeri belli olan, telefonu belli olan ve mail adresi belli olan legal bir dernektir. Benim bir kadın derneğine resmi veya gayrı resmi üyeliğim olamaz. Ben bu derneği sadece bir kere ziyarette bulundum. Ziyaretimin amacı dernek açılışını tebrik etmek ve kutlamak içindi. Bunun dışında benim bu derneği ziyaretim olmamıştır. Bu dernekte bir faaliyetim yoktur Bir parti ile bir dernek arasındaki irtibatı sağlayacak kişi o partinin genel başkanı olmayacağını düşünüyorum” ifadesine yer verildi. SAVCI: KÜRDİSTAN İTHAMLARINDA BULUNULDU Savcı, Diyarbakır’da 7 Ocak 2019’da bir araya gelen yedi Kürt siyasi parti, hareket ve oluşumunun, 2019’da yapılan Yerel Seçimlerde HDP çatısı altında girme kararı alarak ve yayınladığı deklarasyonda geçen “Kürdistan” ismi için “Ülkemizin Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerinde –sözde- ‘Kürdistan’ bölgesi olduğu yönünde ithamlarda bulunulduğu tespit edilmiştir” yorumunda bulundu. Arslan’ın bu açıklamaya katılması da suç sayıldı. LEYLA GÜVEN İÇİN ‘SÖZDE’ EŞBAŞKAN İddianamede, Abdullah Öcalan üzerindeki tecridin kaldırılması için cezaevlerindeki tutuklu ve hükümlülerle birlikte süresiz ve dönüşümsüz açlık grevi eylemine giren Leyla Güven için “Yasal kuruluşu olmayan –sözde- DTK (Demokratik Toplum Kongresi) Eş Başkanı” ifadesi kullanıldı. Arslan’ın Türkiye’nin Kuzey Suriye’ye yönelik 9 Ekim 2019 başlattığı askeri operasyona ilişkin Yeniyaşam Gazetesi muhabiri ile telefonda verdiği demecin suç unsuru olarak gösterildiği iddianamede, “şüphelinin PKK/KCK terör örgütü adına konuşmalar yaparak Türkiye Cumhuriyeti Devletini basın yayın kuruluşlarını da kullanmak suretiyle ulusal ve uluslararası arenada küçük düşürmeye yönelik konuşmalar yaptığı tape kayıtlarında anlaşılmaktadır” iddiasında bulunuldu. DEMİRTAŞ’A SELAM GÖNDERMEK DE SUÇ Arslan’ın, Edirne Yüksek Güvenlikli F Tipi Cezaevi’nde tutuklu olan HDP’nin bir önceki Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş’ı 31 Ekim 2019’da ziyaret edecek olan Avukat Doğan E. ile yaptığı telefon görüşmesinde söylediği “Çok çok selam söyle Selahattin arkadaşa, diğer göreceğin arkadaşlara” sözleri suç delili gösterildi. İddianame bu konuşma için şu değerlendirme yapıldı: “Şüphelinin yaptığı görüşmede Doğan isimli şahsın Edirne’ye gittiğini, orada silahlı terör örgütüne üye olma suçundan tutuklu bulunan Selahattin DEMİRTAŞ, Abdullah ZEYDAN ve Sebahat TUNCEL isimli şahısları ziyaret edebileceğini, şüphelinin ise bu durumu sevinçle karşıladığını ve şahısları sahiplendiği, tape kayıtlarından anlaşılmaktadır.” İddianamenin sonuç ve değerlendirme bölümünde, Arslan’ın PKK ve KCK’nin talimatları doğrultusunda, internet üzerinden yapılan çağrılar sonucunda gerçekleştirilen birçok eylem, miting ve basın açıklaması katıldığı savunularak, bu şekilde PKK ve KCK ile “organik bağ”kurduğu, emir ve talimatlar doğrultusunda hareket ederek, üzerine atılı suçu işlediği iddia edildi. Öte yandan aynı soruşturma kapsamında Arslan ile birlikte tutuklanan 11 şüpheliye benzer suçlamalarda bulunulduğu öğrenildi.