Son bir ay içerisinde olup biteni takip ederseniz, memleketin siyasi rotasının yönünü belirlemek için navigasyon kullanmaya gerek yok.

Pandemi nedeni ile ortaya çıkan o kadar çok sorun var ki bunları konuşmaya siyasi iktidar fırsat vermiyor.

Bu sorunlar milyonlarca yurttaşı ilgilendiren sorunlar. Bir siyasi iktidarın çözmesi gereken sorunlar.

İşsizlik büyüyor,

Kent yoksulları çoğalıyor,

Ekolojik sorunlar büyüyor,

Mülteciler çaresizlikleri ile baş, başa bırakılmışlar,

Küçük esnaf geleceğini göremiyor,

Öğrenciler mutsuz, sınavlar tartışmalı…

Gelir dağılımındaki adaletsizlik tüm dünyada olduğu gibi pandemili günlerde daha da büyüyor.

Halkların Demokratik Partisi’nin kazandığı belediyelere AKP’li kayyumlar atanıyor.

Tarım zor durumda ve buna bağlı gıda krizi büyümeye aday.

Cumhuriyet Halk Partili belediye başkanlarına yapılan engellemeler ayyuka çıkmış durumda.

Dış borçlar büyüyor. Bütçe açığı tavan yaptı.

Enflasyon, pahalılık TÜİK verileriyle izah edilemez hale geldi.

Sağlık politikalarının geleceği ‘sağlık turizmine’havale edilerek halk sağlığı askıya alınmış durumda.

Sağlık çalışanlarının çalışma koşulları, yaşam hakları ve gelecekleri tartışmalı.

Savaş politikaları devam ediyor.

Bu sorunlar muhalefetin gündeme getirmesi gereken sorunlar.

Fakat istenilen düzeyde gündem olamıyor.

Gündemi siyasi iktidar belirliyor.

Olmayan darbe tartışması yapılıyor ve CHP’ye fatura ediliyor.

Camilerde yapılan müzikli yayınlardan provokasyon kokusu yayılıyor. İzmir üzerinden ne hedefleniyor?

Şimdilerde zaten demokratik olmayan seçim sistemini iktidar yeniden kendi lehine düzenlemek istiyor.

Herkesin bildiği konuları tekrarlamış oldum. CHP yöneticileri de bu sorunları ve gidişatı görüyorlar. Gelinen noktada pandemi nedeni ile ortalığa dökülen sorunlar ortada iken nasıl oluyor da gündemi hala AKP belirliyor? CHP bu soruya yanıt bulmalıdır. Şu ana kadar sürdürülen muhalefet biçimi gözden geçirilmelidir.

Sağlıkta, eğitimde, çalışma yaşamında, ekonomide, yargıda, medyada, parlamentoda, demokratik kriterler yok edilmiştir.

Gerçek gündemi belirleme hakkını artık CHP kullanmalıdır. Şu ana kadar izlediği siyasi çizgi ile halkın gündemi oluşmuyor.

Hak, hukuk adalet yürüyüşü ile bir ay gündemi belirlediği günlere yeniden dönmelidir.

Siyaset bilimciler, toplum bilimciler başta olmak üzere konuyla ilgili düşünce üreten kim varsa bir araya getirilmeli ve bir mücadele programı ortaya çıkarılmalıdır.

İktidarın ortaya attığı gündemle asla ilgilenilmemelidir.

Meşru mücadele alanlarını genişletecek eylemler tasarlanmalıdır.

Havuz medyasına karşı halkla iletişim kurulacak, o kadar çok kanal var ki; istenirse yapılabilir.

Artık talep etme, yakınma zamanı değil itiraz etme zamanıdır.

Denge siyaseti değil, mücadele siyaseti gereklidir.

Halkın beklentisi budur.

Aksi halde umut ölür.

Bu sorumluluk bütün muhalefetin omuzlarındadır.

Ama birinci derecede CHP’ye çağrıdır bu.

Umudu öldürmeye izin vermeyin.