Cumhurbaşkanlığı'nın İnsan Hakları Derneği (İHD) İstanbul Şubesi’ne bu ay iki kere telefon ettiği ve bu aramalarda insan hakları savunucularının taleplerinin neler olduğunu sorduğu öğrenildi.

Aramaları "seçim yatırımı" olarak değerlendirdiğini söyleyen İHD Eş Genel Başkanı Eren Keskin, “Bizi aramaları yerine altına imza attıkları uluslararası sözleşmeleri yerine getirsinler” dedi.

'UZUN ZAMANDIR RANDEVU DAHİ ALAMIYORUZ'

Mezopotamya Ajansı'ndan Ergin Çağlar'ın haberine göre Keskin, “Böyle bir arama girişiminde bulunmalarının nedeni seçimin yaklaşıyor olmasıdır. Bizim devlet yetkilileriyle her zaman görüştüğümüz olmuştur ama çok uzun zamandır devlet yetkililerinden randevu dahi alamıyoruz. Bize randevu vermeyenlerin telefon açmaları çok garip. Bizi arayıp taleplerimizi dinlemeleri gerekmiyor. Bizi aramaları yerine altına imza attıkları uluslararası sözleşmeleri yerine getirsinler. Devlet bu sözleşmenin altına imza atarak taahhütte bulunmuş ama uygulamıyorlar. Biz Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin, Birleşmiş Milletler Sözleşmesi’nin uygulanmasını istiyoruz” ifadelerinde bulundu.

‘CUMARTESİ ANNELERİNE NEDEN İZİN VERİLMİYOR?’

Cumartesi Anneleri’nin eylemlerinin engellendiğini de hatırlatan Keskin, “Bu coğrafyanın en meşru eylemi hatta dünyada bile tanınmış bu eylemi herkes bilir ki sessiz bir eylemdir. Orada hiç kimseye hakaret edilmez, slogan dahi atılmaz. Bunu herkes bilmesine rağmen bu eyleme 5 yıldır izin vermiyorlar. Neden izin vermiyorlar? Çünkü Cumartesi Anneleri yaptıkları eylemlerle özellikle 90’lı dönemlerdeki kirli savaş politikalarını sorguluyorlar. Bakın Cumhurbaşkanı Erdoğan çözüm sürecinde bizzat anneleri yanına çağırdı. Özellikle Berfo anneyi çağırıp taleplerini dinledi. İktidar bugün o eski politikaları hatırlatan bütün gösterileri, açıklamaları ve etkinleri yasaklamış durumda. O dönemde kaybedilen insanların baş aktörü kimdi? Mehmet Ağar’dı. Peki Mehmet Ağar şimdi nerede? İktidarın yanında. İşte Cumartesi Anneleri’ne o yüzden izin vermiyorlar. Yani hak arama taleplerinin bu kadar yoğun bastırıldığı, sivil toplumun bu kadar çaresiz hale getirildiği ben başka bir süreç hatırlamıyorum” şekline konuştu.