Cumartesi Anneleri/İnsanları, kayıpların akıbetini sormak ve faillerin yargılanması talebiyle 632'inci kez Galatasaray Meydanı’nda bir araya geldi.

Cumartesi Anneleri, bu haftaki eylemlerinde, 4 Mayıs 1992 tarihinde İstanbul'da gözaltına alınarak kaybedilen üniversite öğrencileri Hüsamettin Yaman ile Soner Gül'ün akıbetini sordu.

"Failleri belli, kayıplar nerede?" pankartı açan ve kayıplarının fotoğraflarını taşıyan annelerin eylemine CHP Milletvekili Sezgin Tanrıkulu, kayıp yakınları ve çok sayıda yurttaş katıldı.

‘KANIMIZIN SON DAMLASINA KADAR MÜCADELE EDECEĞİZ’

Gözaltında kaybedilen Kenan Bilgin'in ağabeyi İrfan Bilgin, yaptığı konuşmada 632 haftadır adalet için buluştuklarını dile getirdi.

 Kenan Bilgin dosyasının zamanaşımına uğradığına dair kendilerine haber verildiğini aktaran Bilgin, "Kenan Bilgin dosyasının kapatılmasına gerek duyulmuştur" dendiğini belirtti.

Gözaltında kaybedilenlerin dosyasında tanıkların ve mevcut delillerin olmasına rağmen dosyaların kapanmasına tepki gösteren Bilgin, "Demek ki bu dosyalara bakmıyorlar. 20 yıl sonra ailelerini arayıp kapattıklarını söylüyorlar" dedi. Mücadele etmekten asla vazgeçmeyeceklerinin altını çizen Bilgin, şu şekilde devam etti: "Biz bitti demeden bu dava bitmez. Kanımızın son damlasına, son nefesimize kadar mücadele edeceğiz."

Dersim Mazgirt Belediye Başkanı Tekin Türkel’in gönderdiği mektup okundu.

Türkel mektubunda, “Berfo Ananın da söylediği gibi benim evladım her an gelebilir diye kapılarını açık tutan anneler.  Bu çeşme başta 12 Eylül darbesi olmak üzere tüm darbelere karşı olduğumuzun ifadesidir. Bu çeşme zulme ve zulüm edenlere karşı direnmektir. Bu çeşme çığlıkları gökyüzünü yararken sesleri duyulmayanların sesine ses katmaktır. Bu çeşme iktidarların Cumartesi Annelerinin sesine kulak vererek onların gözyaşlarının dinmesi ve bir daha hiçbir annenin ağlamamasına ve faili meçhul cinayetlerin aydınlatılmasına bir talepti.”

‘ÇEYREK ASIR GEÇTİ, ŞİDDET HALA DEVAM EDİYOR’

Ardından 1992 yılında gözaltında kaybedilen Hüsamettin Yaman’ın ağabeyi Feyyaz Yaman konuştu. Kardeşi Hüsamettin Yaman ile Soner Gül'ün üniversite öğrencisi olduğunu hatırlatan Yaman,  “Hüsamettin kaybettiklerinde 22 yaşındaydı. Üzerinden tam 25 sene geçti.  Soner’le beraber ikisini yok ettiler.  Tam çeyrek asır geçti. Bu coğrafya ölümlerin toprağı oldu. Birçok insan kimliğinden dolayı katledildi, yok edildi. Hukuka aykırı olarak. Bu şiddet hala da devam ediyor” dedi.

Yaman son olarak şunları söyledi:

“Kardeşimin ve Soner’in yok edilişi, diğer kayıplar gibi adalet duygumuzu da yok etti. Onun için vicdanlar huzursuz. Bu mekan bu duyguların bellek ve hafıza mekanı olacak. Burayı kazıyamayacakları. Tıpkı Taksim meydanını,  Sur içlerini, Nusaybinlerini kapatamayıp, örtemeyecekleri gibi bu mekanı da kazıyamayacaklar.  Onlar şiddetten ve ölümden yanalar. Öldürdüler öldürdükçe de ölüyorlar. Biz yaşamdan yanayız"

'YASA DIŞI İNFAZLAR DEVAM EDİYOR’

Daha sonra CHP Milletvekili Sezgin Tanrıkulu söz aldı. Takvim yapraklarının ölümleri anmaya yetmediğini söyleyen Tanrıkulu,  “Yasa dışı infazlar hala devam ediyor.  Yeni ölüm haberleri alıyoruz. Daha dün Silopi’de iki çocuk katledildi. Hükümetten bir tek özür gelmedi. Böyle bir ülkede yaşıyoruz. Söylenecek söz yok aslında. Bugün Deniz, Hüseyin ve Yusuf idam edilişinin 45. yılı onların anısı önünde  de saygı ile eğiliyorum. Ölümlerin olmadığı yaşamın ve barışın olduğu bir dünya ve Türkiye umuduyla…”

‘BU DAVA BİZİM İÇİN KAPANMAYACAK’

632. haftanın basın açıklamasını okuyan Ümit Efe, “Çeyrek asırdır akıbetleri gizlenen, failleri korunan Mehmet Soner Gül ve Hüsamettin Yaman’ı unutmadık!” demek için buluştuklarını söyledi.  Efe, “Hüsamettin ve Soner'in akıbetlerini gizleyen ve faillerini koruyan tüm iktidarlar bu insanlığa karşı işlenmiş suçun ortağıdır .Türkiye Cumhuriyeti Devleti, Hüsamettin Yaman ve Soner Gül’ün akıbetlerini ve bulundukları yeri açıklığa kavuşturmak yükümlülüğünü yerine getirmedi. Bu suçu gerçekleştiren ya da suça göz yuman tüm fail ve sorumluların cezalandırılmasını sağlama yükümlülüğünü yerine getirmedi. Yaman ve Gül Ailelerinin adalete ve hakikate ulaşma haklarını engelledi. Mehmet Soner Gül ve Hüsamettin Yaman dosyalarındaki cezasızlık son buluncaya kadar bu dava bizim için kapanmayacak” dedi.

(Kaynak: Evrensel)