Cumartesi Anneleri/İnsanları, kayıpların akıbetini sormak ve faillerin yargılanması talebiyle 670. kez Galatasaray Meydanı’nda bir araya geldi.

Eylemde, üzerine kırmızı karanfiller bırakılan “Failler belli kayıplar nerede” pankartı açılarak kayıpların fotoğraflarının bulunduğu dövizler taşındı. Oturma eylemine çok sayıda yurttaş katıldı.

Bu haftaki eylemde, 1995 yılında Batman’ın Kozluk ilçesine bağlı Zediya Mezrası’ndaki evinden alınarak kaybedilen Mehmet Şirin Maltu’nun akıbeti soruldu.

Kayıp yakınları hak arayışında bu sabah hayatını kaybeden Abdurrahim Demir'in abisi Mehmet Demiri andı, mücadele sözü verdi.

‘ARTIK ZALİMLERİZİ ORTAYA ÇIKARIN’

Eylemde ilk olarak gözaltında kaybedilen Murat Yıldız'ın annesi Hanife Yıldız söz aldı. Susturma ve katliamın sorunlara çözüm olamayacağını anlatan Yıldız, "Çözüm barış ve kardeşliktedir. ‘Türkiye’de işkence yok’ diyorlar. Bir anneye, bir abiye, bir kardeşe, bir eşe bundan iyi işkence mi olur. Bizi ne kadar öldürebileceksiniz. Burayı çözmeden başka ülkelerde barış arıyorlar. Siz belki meydanlarda insanları kandırıyorsunuz ama bizi kandıramazsınız. 22 yıldır adalet arıyoruz, artık zalimlerinizi ortaya çıkarın” dedi.

‘SADECE KEMİKLERİMİZİ İSTİYORUZ’

Yıldız’ın ardından söz alan gözaltında kaybedilen Mehmet Şirin Maltu’nun ablası Perihan Maltu, "Kardeşim 17 yaşında evden gözaltına alındığında ailesi olarak buna şahit olduk. Kardeşimin bir mezarı yok. Biz kardeşimin kemiklerini istiyoruz. Buradayız, burada olmaya devam edeceğiz. Sadece kemiklerimizi istiyoruz” şeklinde konuştu.

‘BİZ İNSANLIK DIŞI MUAMELENİN VE İŞKENCENİN TANIKLARIYIZ’

Konuşmaların ardından hazırlanan basın açıklamasını yine gözaltında kaybedilen Hayrettin Eren’in kardeşi İkbal Eren okudu.

Gözaltında kaybedilen Abdurrahim Demir'in abisi Mehmet Demir'in bu sabah hayatını kaybettiğini söyleyen Eren, “22 yıldır ısrarla söylüyoruz: Gözaltında kaybetmelere karşı Türkiye’deki resmi hoşgörü pratiği, sadece insanlığa karşı işlenmiş ağır bir suçu cezasız bırakmakla kalmıyor, kaybedilen kişilerin ailelerini de işkenceye, insanlık dışı muameleye tabi tutuyor. Biz Demir Ailesinin yaşadığı belirsizlik ve kesintisiz ıstırabın, maruz kaldıkları işkence ve insanlık dışı muamelenin tanıklarıyız. Mehmet Demir’i ve Kesriye Demir’i mücadelemizde yaşatacağız" dedi.

Eren, kayıp ailelerine yaşatılan bu işkencenin, şiddet ve savaş eksenli politikaların bir sonucu olduğunu söyledi.

ŞİRİN MALTU DOSYASI

Açıklamasının devamında 31 Ocak 1995 tarihinde Batman'ın Kozluk ilçesinde ev baskınıyla gözaltına alınan 17 yaşındaki Mehmet Şirin Maltu'nun dosyasını aktaran Eren, "Kimlik kontrolü yapan askerler, Mehmet Şirin Maltu’yu dışarı çıkardılar. Sabah 04.00’e kadar köydeki bütün evlerden açık alanda işkence gören Mehmet Şirin Maltu’nun çığlıkları duyuldu. Ardından, Şirin'i alıp götürdüler. Aile, baskına katılan Bekirhan ve Kozluk Jandarma Karakolu’na başvurdu ama onlara çocuklarının gözaltında olmadığı söylendi.

Eren, savcılığa başvuran aileye soruşturma başlatmak için aile dışından iki şahit göstermeleri istendiğine değinerek, “Olaya tanık olanlar ağır baskı ortamında şahitlik yapamadı" diye konuştu.

Kaynak: Evrensel