CHP Genel Başkan Yardımcısı Sezgin Tanrıkulu, çocukların cinsel istismar ve saldırılardan korunması için alınması gereken tedbirlerin belirlenmesi için meclis araştırması açılmasını istedi.

Tanrıkulu’nun Anayasa’nın 98’inci, İçtüzüğün 104 ve 105’inci maddeleri gereğince istediği araştırmanın gerekçesinde, Adalet Bakanlığı’nın verilerine göre çocukların cinsel istismarına ilişkin açılan dava sayısının 2006’da 2414 olduğu, bu sayının 2011’de 16.827’ye yükseldiğine dikkat çekildi.

2006’dan 2011’e artışın yüzde 697 olduğu vurgulandı.

ÇOCUK TANIMINA RAĞMEN…       

Bu verilere 15-18 yaş aralığındaki çocukların dahil olmadığı da belirtildi.

Bunun nedeni olarak da 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 6. maddesinde ve uluslararası sözleşmelerde çocuk tanımının “18 yaşını doldurmamış kişi” olduğu, fakat 103. maddede sadece 15 yaşından küçük olanlara karşı işlenen cinsel saldırı ve istismar suçlarının düzenlendiği ifade edildi.

“Nitekim TCK’nın 102. maddesinde ayrıca düzenlenen tecavüz suçu nedeniyle açılan davaların sayısı 2006 yılında 4419 iken, 2011 yılında 10.726’ya; TCK’nın 105. maddesinde düzenlen cinsel taciz suçu nedeniyle açılan davaların sayısı ise 2006’da 6244 iken, 2011 yılında 12.729’a yükselmiştir.

“Bu tür suçların yüzde 70’inin çocuklara yönelik olduğu bilinmektedir. Çocuklara yönelik birçok cinsel saldırı vakasının çeşitli nedenlerle yargıya taşınmadığı ve saklandığı da başka bir acı gerçektir.

“Dolayısıyla ülkemizde on binlerce çocuğumuz her geçen gün artan şekilde cinsel saldırı suçlarına maruz kalmaktadır. Ortada çok büyük bir toplumsal sorun ve insan hakları ihlali bulunmaktadır.”

DEVLETİN SORUMLULUĞU    

Araştırma talebinde Anayasa’nın 41. maddesinde, devlete her türlü istismara ve şiddete karşı çocukları koruyucu tedbirleri alma görevi verildiği de hatırlatıldı.

“Fakat anayasamızdaki bu hükme ve taraf olduğumuz ‘Avrupa Konseyi Çocukların Cinsel Sömürü ve İstismara Karşı Korunması Sözleşmesi’ndeki gerekliliklere rağmen hükümet, çocukların cinsel istismardan korunması için gereken çabayı göstermediği gibi, cezaevlerinde, ıslahevlerinde, yetiştirme yurtlarında devletin koruması altında olan çocuklarımızı bile bu tür saldırılardan koruyamamaktadır.” (Bianet)