Radikal gazetesinin 16 Eylül 2012 günü ‘16'lık anne, doğuma haftalar kala öldü’başlıklı haberinin (Linki burada) veriliş şekli ve diline bir bakın lütfen.

 

Size de tuhaf gelen bir şeyler yok mu?  

 

Okuyunca benim tüylerim diken diken oldu.

 

Haberin başlığında belirtilen ‘16’lık anne’ yine haberin içinde geçen ’16 yaşındaki anne adayı’ gibi tanımlamalar sanki 16 yaşında bir çocuktan değil de 26 yaşında erişkin bir kadından bahsediliyor gibi, gayet sıradan bir haber gibi verilmiş. Haberin genelinde çocuk yaşta zorla evlendirmeye dair eleştirel tek bir laf olmadığı gibi bir de çocuğun kocasına ve doktorlara mikrofon tutulmuş. Bu arada koca 26 yaşında yani çocuktan 10 yaş büyük. Bu zaten TCK’ya göre bir suç var. Hatta kız çocuğu 15 yaşında evlendirilmiş. Bu durumun da ‘ailelerinin rızası’ ile olduğu gayet ‘light’ bir şekilde belirtilmiş. Haberi yazan kişinin bu haberi yazarken ya kafası iyiymiş ya da aşırı optimistmiş ya da benim haberin içeriğine duyduğum öfkeyi bu haberin dili kesmedi.

 

Haberde mikrofon tutulan eşin söylemleri de çok ilginç. Meğer beyefendinin kızın yaşından haberi yokmuş. Aynı köyde yaşadığın ve muhtemelen akraban olan kızın yaşını nasıl bilmezsin? Yok ailesi söylememişmiş.

 

Haber kaynağının ve haberi yazan kişinin belli olmadığı haberde ayrıca doktorlarla görüşülmüş. Doktorlar zorla ve erken yaşta evliliğin çocuklar üzerindeki olumsuz fiziksel ve zihinsel etkilerini anlatacaklarına, anne adaylarına çağrıda bulunuyorlar. Diyorlar ki ‘’Bizler anne adaylarından şunu istiyoruz, gebeliğinizi hissettiğiniz andan itibaren mutlaka doktor kontrolünde gebeliğinizi takip edin. Hayatını kaybeden anne adayının gebeliğinin doktor kontrollerinde olmadığını yakınlarından öğrendik."

 

İnanmayacaksınız ama bu doktorlar, kadın.

 

Bir de haberde özellikle dini nikâh vurgusu yapılmakta. Peki, resmi nikâhı görmeden dini nikâh kıyan imama neden mikrofon tutulmadı? TCK’ya göre o da suç. Nikahı kıyan imam hakkında burada suç duyurusu var ama imamlara dava/soruşturma açacak cesareti bu sistem göster(e)miyor.

 

Çocuk yaşta evliliklere dikkat çekmek için artık ‘Çocuk Gelin’ tanımlaması kullanılıyor. Bu tanımlamayı feministler, kadın örgütleri eleştirel bir bakış geliştirilsin diye literatüre soktu. Ancak görülüyor ki olgunun normalleştirmesine yaramış. Ne yazık ki biz kadınların sırtlayacağı çok iş var. Tüm kavramların içi böyle boşaltılıyor. ‘Barış’, ‘Demokrasi’, ‘Toplumsal Cinsiyet’ gibi ifadeleri biz feministler ve sistemin eril, milliyetçi tutumlarına muhalif kesimler inadına kullandıkça iktidarlar ve onların yerleştiği kurumlar bu ifadelerin içini itina ile boşaltıyor.