Birçok insan performans sanatını anlamakta zorlanır. Ya da onu, başta tiyatro olmak üzere diğer sanat dalları ile karıştırır.

 20.yy’a kadar kökleri uzanan ve insan hayatında çok da eski olmayan performans sanatı, çok sarsıcı bir şekilde toplumun nabzını tuttu.

1960’lı yıllarda kavramsallaşan bu sanat, kendini günümüze bazı fotoğraflar ile bırakabildi. Malum performans sanatı metine bağlı değil ve tekrarı yok. Günümüze kalan fotoğraflardan biri de Kübalı performans sanatçısı Ana Mendieta’nın “Tecavüz Sahnesi” olarak adlandırdığı performans sanatının fotoğraflarıdır.

Peter Pan Operasyonu-1

PETER PAN OPERASYONU

Ana Mendieta 1948 yılında Havana’da doğdu. Fidel Castro ve arkadaşlarının Küba Devrimi’ni yapmasının ardından, 1961 yılında Amerika Birleşik Devletleri’ne geçti.

Amerika Birleşik Devletleri’ne geçişi CIA’nın operasyonu ile oldu. CİA, Küba Devrimi’nden sonra devrim karşıtı ailelerin çocuklarını ABD’ye getirebilmek için Fidel Castro ve devrim hükümetinin, devrim karşıtı ailelerin çocuklarını zorla alacağı ve aldıktan sonra Sovyetler Birliği’ndeki çalışma kamplarına göndereceği söylentisini yaydı.

CİA, Vatikan ile birlikte 1960 ve 1962 yılları arasında “Peter Pan Operasyonu” nu düzenledi. Operasyon ile birlikte 14 bin çocuk Amerika’ya getirildi.

Mendieta’nın ailesi devrim karşıtı faaliyetlerde bulunmuştu. Babası İgnacio avukattı ve 1933 yılında Batista’nın darbesinin ardından iki yıl başkanlık yapan Carlos Mendieta’nın yeğeniydi.

Annesi Raquel ise kimyagerdi. Mendieta ve kız kardeşi operasyon sonrasında toplama kampında kaldı. Katolik Kilisesi’nin gönüllü aile bulma çalışması ile Iowa eyaletinde bir ailenin yanına, kız kardeşi ile yerleşti. 1966 yılında annesi Raquel ile bir araya geldi. Babası Ignacio ile de 1979 yılında bir araya gelebildi. Babası ile geç bir araya gelebilmesinin nedeni ise babasının 1961 yılında, ABD’nin desteklediği Domuzlar Körfezi Çıkarması’na katılmasıydı.

Başarısız çıkarmada babası yakalandı ve 18 yıl Küba’da hapishanede kaldı. Mendieta, kardeşi ile birlikte İowa’da ırkçı saldırı ve tacize maruz kaldı. Siyah olmamalarına rağmen “nigger” diye çağrıldılar. Mendieta ilerleyen yıllarda, bu ayrımcılıktan kaynaklı kendini “beyaz olmayan” (non-white) olarak tanımladı.

Ana Mendieta

“BEYAZLARDAN OLUŞAN JÜRİ”

Mendieta yaşamı boyunca, eserlerinde konu olarak kimlik, aitlik ve cinsiyeti temel olarak vurguladı. Bu vurguları yaparken toprak, beden, doğa gibi malzemeleri kullandı.

Tabi biz fazla konu dışına sapmadan, en sarsıcı görülen ve Mendieta’nın hayatında dönüm noktası olarak değerlendirilen, “Tecazvüz Sahnesi” adını verdiği performansının gelişiminde yaşanan olaya bakalım. Mendieta bu performansına karar vermeden önce öğrencisi olduğu Iowa Üniversitesi’ndeyken, 20 yaşında olan Sarah Ann Ottens, 13 Mart 1973’de cinsel istismar uğradı ve öldürüldü. Ottens’in cansız bedenini o akşam sinemadan dönen Brenda Simpson ve George Proctor buldu. Proctor ve Simpson, Simpson’un odasına doğru giderken, 429 numaralı odanın kapısının aralık olduğunu fark ettiler. Bunun üzerine odaya baktıklarında Ottens, temiz bir çarşafın üzerinde, yüz üstü pozisyonda hareketsiz duruyordu. Belden aşağısı çıplaktı, kıyafetleri sağa sola dağılmıştı. Göğsünde, yüzünde ve boynunda morluklar vardı. Cansız bedeninin yanında duran süpürge sapı ile bu morluklar oluşmuştu. Proctor, Ottens’in nabzını bileğinden kontrol etti ve cansız olduğunu anladı. Hemen kampüs polisini aradı. Kampüs polisi de şehir ve eyalet yetkililerini olay yerine getirdi. Banyo musluğunda, damlamış kan ve parmak izi buldular.

Olay yeri araştırması “aşırı dozda uyuşturucu” varsayımı ile gevşek bir incelemeye tabi tutuldu. Medyanın olaya bastırması ile birlikte ilk tutuklama 19 Eylül 1973’de meydana geldi. Mahkeme jürisi, saç ve parmak izleri örneği alınan, 19 yaşındaki James Wendell Hall’u tutukladı. Hall, Mayıs ayından bu yana baş şüpheliydi. Hall, Jacksonville doğumlu, kampüs futbol takımının yükselen yıldızıydı. Jüri, iki haftalık bir duruşmada Hall’u ikinci derece cinayetten mahkûm etti. Duruşmanın ardından “James Hall Savunma Fonu” ve “Adaletten Endişeli Yurttaşlar” adlı iki grup kampüste broşürler dağıttı.

Broşürlerde Hall’un ırkçı tutumlardan kaynaklı, tamamı beyazlardan oluşan bir jüri tarafından ceza aldığı vurgulandı. 23 Mayıs 1974’te ki mahkemede, musluktaki parmak izleri ve Hall’un ayakkabısından çıkan saç telinin, Ottens’in DNA’sı ile uyması atılı suçlara delil oluşturdu. Mahkeme Hall’a 50 yıl, Fort Madison Yüksek Güvenlikli Hapishanesi’nde, hapis cezası verdi. Hall, 1977’de hapishaneye girdi fakat 1983 yılında delillerin “ikinci derece delil” olmasından kaynaklı temyiz mahkemesinde kefalet cezası ile serbest kaldı. Daha sonra Hall, 1992 yılında Iowa, Cedar Rapids’de, Susan Hajek’i öldürmekten suçlu bulundu ve ömür boyu hapis cezası alarak tekrar hapishaneye gönderildi. Hajek, yatak odasında bulundu. Buranın hemen bitişiğindeki çocuk odasında ise Hajek’in 8 aylık bebeği, boğulmuş halde ölü olarak bulundu.

Tecavüzün Sahnesi

“TECAVÜZÜN SAHNESİ”

Ana Mendieta, bu olaydan önce kardeşinin alkolik ve tacizci sevgilisi tarafından dövüldüğüne şahit olmuştu.

Ottens’in ölümü ise o dönem ikinci dalga feministlerle diyaloğu olan Mendieta’yı harekete geçirdi. Mendieta olayın yaşanmasından kısa bir süre sonra çalışmalarına başladı.

Çevresine ilk olarak bazı kişilerin öğrencileri korkuttuğu söylentisi yaydı. Mendieta daha sonra ise kampüs dışında olan Moffit Caddesi’ndeki bir dairede, belirlemiş olduğu saatte insanların gelmesi için davetiyeler gönderdi.  İnsanlar geldiklerinde apartman dairesinin kapısını aralık buldular ve içeri girdiler. İçeri girdiklerinde ise Mendieta, masaya bağlı bir halde, kırık tabakların etrafında, gövdesi masaya dayalı, pantolonu ayak bileklerine kadar çekilmiş, sırtından ayaklarına kadar kanlı bir halde durdu. Bu görüntü herkes için çok sarsıcıydı. Mendieta, 1977’de bu performansı ile ilgili bir röportajda “Hepsi oturdu ve bunun hakkında konuşmaya başladı.” dedi.  Devamında “Hareket etmedim. Yaklaşık bir saat aynı pozisyonda kaldım. Onları gerçekten sarstı.” dedi.

Performansı insanları korkuttu. Mendieta, başına bir şey gelmediğini söylediğinde insanları rahatladı. Bu performansın kısa filmi ve birkaç adet fotoğrafı çekildi. Daha sonra bu medyalar, daireye gelmeyen insanlara gösterildi. Onlar da daireye gelmemelerine rağmen gördüklerinden rahatsız oldu.

Ana Mendieta 2

MENDİETA’NIN ÖLÜMÜ

Mendieta’nın sergilediği bu performans büyük yankı uyandırdı. Daha sonra kendisi, New York’ta 8 Eylül 1985 sabahı şüpheli bir şekilde öldü. Mendieta 34. Katta bulunan dairesinden düşmüştü. Kocası Carl Andre, New York Polis Departmanı’na çelişkili ifadeler verdi ve kısa bir süre sonra tutuklandı. Andre, 1988 yılında ise yüzünde sıyrıklar görülmesine rağmen, suçlamalardan beraat etti. Mendieta’nın sanatı için kendini öldürdüğü söylendi ve bu durum Mendiata’nın ölümünün bir “intihar” olduğu iddiasını desteklemek için kullanıldı.

Carl Andre-1