Henüz CHS (Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi) rejimine memleketçe alışamamışken, ufukta Yarı Başkanlık sisteminin belirtileri göründü bile. Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sisteminin yürürlüğe girmesinden bu yana yalnızca 29 yasa ile 13 uluslararası anlaşma TBMM'den geçebilmiş. Sistem çoktan tıkandı. Fakat sistemin mimarlarının bir B veya C planı olmadığı için, ne yapacaklarını şaşırmış ve işi oluruna bırakmış durumdalar. Vaziyet Macbeth’deki şu sözleri hatırlatıyor; “kana batmış haldeyim / o kadar ileri gittim ki / geri dönmek en az ileri gitmek kadar yorucu”.

Ak Parti’de uzun süre önemli görevler üstlenmiş olan ve yakın zamanda bir kamu bankasına yönetici yapılmasıyla gündeme gelen eski bir bakan (Faruk Çelik) birdenbire siyasete yeni bir teklif sunuverdi: “Seçimde %40 oy, cumhurbaşkanı seçilmek için yeterli sayılsın.” Bunun üzerine, Cumhurbaşkanı Erdoğan Salı günü gerçekleştirdiği TBMM’ye hitabının akabinde medya mensuplarının sorularını yanıtlarken, bu konuya değindi ve alenen yeşil ışık yaktı. Topu meclise attı ve şimdilik “biz ön hazırlığımızı yaparız” demekle yetindi. Emekli amirallerden Atilla Kıyat’ın bir tweet’inde, “Seçim barajını %10’a çıkaran Kenan Evren’le, bugün seçilme barajını %40’a düşürmeye kalkan kişi arasında hiçbir fark yoktur. Sonları da benzeyebilir” diye yazması da kelimenin tam anlamıyla ‘kıyameti kopardı’. Bu %40 oranı boşuna dillendirilmiyor şüphesiz. MHP seçmeninin Erdoğan’a güveni ve desteği %84’ten %36’ya kadar geriledi. Konda’nın Genel Müdürü Bekir Ağırdır; Ak Partinin, çekirdek oyunun en düşük noktasında!” olduğunu söylüyor ve şöyle devam ediyor; “Gençlerin yarısı mevcut aktörlerle Türkiye’nin sorunlarının çözülemeyeceğini düşünüyor. Toplumun %40’a yakını da bu konuda hemfikir! Bugün Başkanlık sistemi sorulsa, Ak Partililer de hayır der”. Toplumsal Etki Araştırmaları Merkezi (TEAM) ise, 1 Ekim tarihli “Seçmen blokları zayıflıyor” başlıklı raporunda; “6 farklı anket şirketinin verilerinin ortalaması ele alındığında Cumhur İttifakı’nın oy oranının %50’nin altına düşerek %47,8 seviyesine gerilediğini” belirtti. Üstelik “Ak Parti’deki gerileme ile aynı oranda olmasa da Cumhurbaşkanı Erdoğan’a olan bağlılığın hızlı bir şekilde düşüş gösterdiğini” belirtti. ADA Araştırma sonuçlarına göre, “Erdoğan’ın potansiyel oyu %39,1 iken Ak Partinin ise %37,5’de kalacağı” açıklandı... Öte yandan sistemi ekonomi de oldukça zorluyor... Açılımında “Adalet” ve “Kalkınma” kelimelerinin geçtiği parti, ülkeyi ihyaya değil imhaya doğru sürüklüyor...

Pazartesi günü iş dünyası tarafından heyecanla beklenen YEP bizzat Damat Bakan Albayrak tarafından coşkuyla açıklandı. Sayın Bakan bu sefer hiç “bakın burası çok önemli” cümleciğini kullanmadı, özenle kaçındı. Prompter’ı pederi kadar maharetle kullanamadığı gözlendi. Kendi hazırladığı ve hazırlattığı programı “şahane” olarak nitelemekten geri durmazken, bu programın ve dengelenme döneminin başarısının yüksek lisans ve doktora tezlerine konu teşkil edebilecek düzeyde muhteşem ve kusursuz olduğunun altını çizdi. Oysa geçen sene %2,3 tahmin edilen büyümenin ancak %0,5 gerçekleşeceği ve bütçe açığının öngörülen GSMH’nin %1,8’inden %2,9’una sıçradığı kabul edilerek aynı zamanda işsizliğin %12,1 hedeflenirken %12,9’a yükseldiği gerçeği de ifade ediliyor. Sayılar telaffuz edilmeyerek anlatım ve hitabet ile yetinilse, belki daha iyi olurdu Berat Albayrak için. 2020 yılı için büyüme hedefinin %5 olarak konulacağını zaten Sayın Cumhurbaşkanımız Erdoğan beyan ve dikte etmişti, bu düşünce de aynen programda yer aldı. Ayrıca büyüme 2020-2022 yılları arasında her üç yılda da hiç sıkıntıya uğramaksızın dümdüz %5 olarak gerçekleşecek. Buna karşın enflasyon 2020’de %8,5, 2021’de %6, 2020’de %4,9 olmak üzere habire geriye gidecek, dış güçleri kıskandıracak. Raporda ve sunumda açıklıkla belirtilmemekle birlikte, ifade edilen her meblağ dolara çevrildiği için bölüp çarpıp bulunabilen bir başka gerçek daha var, hükümetimiz tarafından dolar kuru 2020 yılı için 6 olarak alınıyor. Berat Bey gerçekten güzel bir uykudan uyanıp rüyasını ebeveynine anlatan haşarı, mahmur ve sevimli bir çocuk edasıyla konuştu. Belki duruma ve şahsa böyle bakabilirsek, daha fazla sempati duyabiliriz kendisine. Albayrak’ın konuşmasının hemen ardından, elektriğe bir zam daha geldi, %15 (daha doğrusu %14,9). Böylelikle son bir yılda elektriğin fiyatı %60 artmış oldu. Evet, son bir yılda; elektriğe %60, doğalgaza %52, akaryakıta %35, gıdaya %50, tekel ürünlerine %60, beyaz ete %40, süte %50 zam geldi. Açıklanan enflasyonlarda ise enflasyon oranı %10’a endekslenmiş durumda. Bugün yıllık TÜFE %9,26 olarak açıklandı. Boşuna demiyorlar, “emir demiri keser”...

*

Memlekette etik değerlerden yoksunluk kesif bir yağ lekesi gibi yayıladursun, elit ve entelektüel arenanın zincirsiz zihinleri kendilerine yapay ama parlak bir vaha yaratmanın hayali ile halen umut dolular. Siyasetimizin yankı odalarında sergilenen loş bir gölge dansı izlenirken, kimilerine zindan ve kimilerince huzur adası olan bu topraklarda, apolitiklik ve agnostiklik apoletlerini takan ve bilgi çağının ipek pelerinlerini giyen Y ve Z kuşağının çocukları için, kendi kaderlerini çizme vakti geldi!