CHP Genel Başkan Yardımcısı, parti sözcüsü Selin Sayek Böke, başkanlık sistemi ile ülkede tam bir "faşist düzen" hedeflendiğini ve buna karşı mücadele hattının oluşturulması gerektiğini svundu. Böke, "Başkanlıkla bir tek adam rejimi, tam bir faşist düzen hedefleniyor. Planlanan anayasa değişikliği metninde ne yazarsa yazsın sonuçta tek adam rejimini inşa edecek bir yol haritası çıkacak karşımıza. Türk tipi diye tarif ettikleri başkanlık bir tek adam rejimi, bir faşist düzen. Aylardır Türkiye bir faşizmi yaşıyor" dedi. 

Diyarbakır Belediye eş başkanları Gültan Kışanak ve Fırat Anlı'nın gözaltına alınmasını eleştiren CHP Sözcüsü Böke, "Belediyelere kayyım ataması tartışması gündeme geldiğinde 'seçilmiş olanlar ancak seçimle gidebilirler' dedik. Seçilmişler bir hata yapmışlarsa zaten bir hukuki süreç başlatılabilir. Bu adımın atılış biçimi ve zamanlaması dikkate alınmalı" ifadesini kullandı.

Selin Sayek Böke'nin BirGün gazetesinden Sebahat Karakoyun'a verdiği söyleşi şöyle: 

Başkanlık sistemi için TBMM’de düğmeye basılacak. Öngörünüz ne sürece ilişkin?

Türkiye siyaseti son dönemde Erdoğan’ın kafasının içindeki planı anlamaya kilitlendi. Başkanlıkla bir tek adam rejimi, tam bir faşist düzen hedefleniyor. Planlanan anayasa değişikliği metninde ne yazarsa yazsın sonuçta tek adam rejimini inşa edecek bir yol haritası çıkacak karşımıza. 

Fiilen bir başkanlık inşa edildiğini kendileri de itiraf ediyorlar. Türk tipi diye tarif ettikleri başkanlık bir tek adam rejimi, bir faşist düzen. Aylardır Türkiye bir faşizmi yaşıyor. Aydın hapse atılıyor, öğretmen meslekten çkarılıyor, akademisyen imzası nedeniyle hedef oluyor, esnaf açlığa mahkum ediliyor, KOBİ borç alamaz hale getiriliyor, vatandaş işsiz kalıyor... Hedefledikleri, günlük hayatımızda yaşadıklarımızın daha derinleşmesine neden olacak bir süreç.

Bahçeli neden durup dururken başkanlık sistemini gündeme getirdi sizce?

Türkiye'de milliyetçilik üzerinden siyaset yaptığını idda eden bir partinin, ülkenin birlik beraberliğini zedeleyecek bir sürece destek veriyor olması çok şaşırtıcı. Büyük bir soru işareti. 7 Hazian'da seçmenine "birlik beraberlik istiyorum, başkanlık istemiyorum" diyen bir parti şimdi nasıl birden "fiili durum var, hukuku buna uyduralım"diyecek kadar hukuksuz davranabilir.

"YENİ BİR SİYASET YAPMA BİÇİMİ GEREKLİ”

Bu durumdan çıkış için önerileriniz neler?

Türkiye'nin yeni bir siyaset yapma biçimine ihtiyaç var. Faşizmin, korkunun bu kadar çok günlük hayata yayıldığı bir dönemde birey üzerinden siyasetin inşa edilmesi gerekliliği ortaya çıkıyor. Bireylerin bir araya geleceği zeminleri yok sayan bir ortam varsa her birey kendi günlük hayatında verdiği özgürlük mücadelesiyle gücünü hissetmeli.

Bize düşen o cesareti tetiklemek. Bir kadın giyimi nedeniyle otobüste dayak yedikten sonra toplumsal baskıyı bilmesine rağmen ayağa kalkıp "ben bu konuyu Türkiye'nin meselesi haline getireceğim'' diyorsa o siyaseti inşa ediyor demektir. Bize düşen onu desteklemek "yanındayız, gerektiğinde önündeyiz" demek. Toplumsal muhalefetin öncülüğü bir siyasi partiden beklenilmeli elbette ancak o siyasi parti ya da partilerin anında ve arkasında varlık gösterme cesaretini de herkesin ortaya koyması gereken bir dönemden geçiyoruz. Aksi takdirde mücadele kazanılamaz. Bir olma zamanı kısacası.

"ÇARE DAHA ÇOK DEMOKRASİ

Kürt sorunu, dokunulmazlıklar, mini anayasa paketi görüşmeleri gibi konularda karşı propaganda endişesiyle politika belirlediğiniz eleştirilerine yanıtınız nedir?

Türkiye'de faşist rejimin inşa edilmesini kendine hedef edinmiş olan bir tek adam var. O tek adam mümkün olan her şeyi araçsallaştırıyor. Biz bunun panzehirinin daha çok demokrasi olduğu bilinciyle hareket ediyoruz. Türkiye'de demokrasi inşa edilecekse bunun ilk adımı mutlaka yargı bağımsızlığı olmalı. Kürt sorunun çözümünün terör ve şiddetle beslenen bir yöne sapması demokratikleşme derinleştirilebilirse engellenebilir.

"SEÇİLMİŞLER SEÇİMLE GİDEER”

Diyarbakır Eş Belediye Başkanları Gültan Kışanak ve Fırat Anlı'nın gözaltına alınmasına ilişkin neler söylemek istersiniz?

Sorulacak çok soru var. Gültan Kışanak TBMM'de Darbe Komisyonu'nda ifade verip geri döndükten sonra gözaltına alınıyor. Başkanlık sistemine giden bir yol haritasını inşa aracı olarak mı bu adım atılıyor? CHP başından beri Türkiye'de bu sorunun çözümü ancak ve ancak parlamentoda gerçekleşebilir, demokrasi varsa gerçekleşebilir, seçilmişler yetkilerini kulanarak işlerini yapabilirlerse gerçekleşebilir diyor.

Belediyelere kayyım ataması tartışması gündeme geldiğinde "seçilmiş olanlar ancak seçimle gidebilirler" dedik. Seçilmişler bir hata yapmışlarsa zaten bir hukuki süreç başlatılabilir. Bu adımın atılış biçimi ve zamanlaması dikkate alınmalı.

"ÜLKEYİ YOK ETMEYİ GÖZE ALMIŞ BİR İKTİDAR”

Giderek tırmanan gerilim, iktidar çevrelerinden yapılan silahlanma açıklamaları... Nereye varır sonu?

Faşist düzenler kendilerini ancak korkuyla, savaşla, terörle sürdürebilir. Türkiye'de bunu her boyutuyla yaşıyoruz. İçeride de dışarıda da sürekli bir terör, korku, savaş endişesi ve maalesef o endişeyi gerçeğe çevirebilecek, fütursuzca hedefi için ülkeyi yok etmeyi göze almış bir iktidarla karşı karşıyayız. İnfaz yetkisini doğrudan vatandaşa teslim etme çabası içindeki bir iktidarla karşı karşıyayız. İktidarın attığı her adım tek adam rejiminin inşası için bir araç.