CHP Genel Başkan Yardımcısı ve İzmir Milletvekili Zeynep Altıok, akademisyenlerin ihracına tepki gösterdi.

"Ankara Üniversitesi’nin 5 fakültesi fiilen çöktü" diyen Altıok, "Bilime, düşünceye, üretmeye, sanata tahammülü olmayanların 'Yeni Türkiye'sinde iktidar partisi gibi düşünmeyen, iktidar partisinin arzu ettiği bitmiş ve tükenmiş bir gelecek için çalışmayan, rant, rüşvet, yolsuzluk zincirleri içerisinde zenginlikle yaşamayan, saltanat sürmeyen, 'kindar ve dindar' olmayan, düşmanlık üretmeyen, toplumun bölünmesine karşı çıkan, barış huzur ve istikrar isteyen herkes mi terörist" diye sordu.

Referandum'da 'hayır' için kampanya yürütenlere yapılan saldırılara da dikkat çeken Altıok, "Hayır" diyenlere yönelik en az 20 saldırı gerçekleşti. "Hayır" kampanyası yürüten en az 44 kişi gözaltına alındı, 3 kişi tutuklandı. Madem bir referandum var iki seçenekten biri olan HAYIR tercihini dillendirmek neden suç?" dedi.

İzmir Milletvekili Zeynep Altıok Akatlı, kamudan ve akademiden gerçekleştirilen ihraçlar ve 'Hayır' diyenlere yönelik saldırılara dair Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde basın açıklaması gerçekleştirdi.

Altıok, "OHAL KHK’sı ile 4 bin 464 kamu çalışanı kamudaki görevlerinden ihraç edildi. Böylelikle OHAL ilanından bugüne hakkında soruşturma yürütülen kamu çalışanı sayısı 139 bin 820’ye, kesin olarak ihraç edilen kamu çalışanı sayısı da 102 bin 143’e yükselmiş oldu.

FAKÜLTELER FİİLEN ÇÖKTÜ

Süreç darbe girişimiyle mücadeleden, iktidarın kendileri gibi düşünmeyenlere yönelik darbesine dönüştü. Bunun en ağır bedelini de ülkemizin aydınları, eğitimcileri, bilim insanları, akademisyenler ödüyor. Ağırlıklı olarak eğitimciler olmak üzere KESK üyesi devlet memurlarının en az 3 bin 200’ü sorgusuz sualsiz, belgesiz delilsiz, potansiyel terörist ilan edilerek kamudaki görevlerinden ihraç edildi.

Bu süreçte üniversitelerden toplam 4 bin 811 akademiysen ihraç edilirken, bunların 241’i Barış imzacısı akademisyenlerden oluştu. Her biri birbirinden nitelikli, akademiye değer katan, ilerici, aydınlanmacı, çağdaş, barışçı akademisyenler açık bir siyasi tasfiyeyle karşı karşıya. Ankara Üniversitesi’nin 5 fakültesi fiilen çöktü. SBF, DTCF, İLEF, EBF ve AÜHF’de neredeyse bölümlerin kapısına kilit vurulacak boyutta tasfiye söz konusu.

Aklın, bilimin, özgür düşüncenin temsilcisi çok değerli akademisyenle birlikte sanat da iktidarın OHAL darbesinden nasibini aldı. Dünyaca tanınmış orkestra şefi İbrahim Yazıcı ve Bursa Devlet Senfoni Orkestrası Keman Sanatçısı Filiz Özsoy da tek kalemde, gerekçesiz şekilde ihraç edildi. Tüm bu ihraçların dayanak noktası ise sosyal medya içerikleri veya ihbar mekanizmaları.

Bilime, düşünceye, üretmeye, sanata tahammülü olmayanların "Yeni Türkiye"sinde iktidar partisi gibi düşünmeyen, iktidar partisinin arzu ettiği bitmiş ve tükenmiş bir gelecek için çalışmayan, rant, rüşvet, yolsuzluk zincirleri içerisinde zenginlikle yaşamayan, saltanat sürmeyen, "kindar ve dindar" olmayan, düşmanlık üretmeyen, toplumun bölünmesine karşı çıkan, barış huzur ve istikrar isteyen herkes mi terörist?" diye konuştu.

HAYIR DİYENLERE SALDIRI

Anayasa değişikliği paketinin görüşülmeye başlandığı günden bugüne geçen sürede, 'Hayır' diyenlere yönelik en az 20 saldırı gerçekleştiğini ifade eden Altıok, "Hayır kampanyası yürüten en az 44 kişi gözaltına alındı, 3 kişi tutuklandı. Madem bir referandum var iki seçenekten biri olan HAYIR tercihini dillendirmek neden suç?" diye sordu.

"AKP iktidarı Türkiye’yi kendi siyasi ideolojisinin sınırları içine hapsetti" diyen Altıok şöyle devam etti:

"Bu mantıkla devam ederlerse çağırınca durmayan taksiciyi, soğuk çay getiren garsonu, ceza yazan trafik polisini, vergi soran memuru, kim bilir belki canlarını acıtan diş hekimlerini bile terörist ilan edecekler. En sonunda da Saray’ın elitleri dışında kalan basit bir düzenlemede bile en ufak fikir ayrılığına düştükleri tüm AKP’lileri de terörist ilan edecekler.

Bilime dayalı eğitimin olmadığı yerde demokrasiyi çoğunluğun hükümdarlığı zannetmeleri de doğal. Öyle bir hal ki kendilerine oy vermeyen %49'un tamamı terörist! Herkes PKK'lı, DHKP-C’li, FETÖ'cü hatta “yetmez ama evet” bu beş benzemezin tümüne birden üye. Bir tek IŞİD’li demeye kıyamıyorlar. Öyle benimsemişler kimseye yar edemiyorlar. Herkes kendileri gibi düşünceden, akıldan, muhakemeden uzak sanıyorlar, kimse sormaz sanıyorlar.

Sadece düşüncelerini ifade ettikleri için, sendikalı olup itirazlarını eylemlerle dile getirdikleri için, barış istedikleri için, direnme ve protesto haklarını kullandıkları için, toplumu aydınlattıkları için ya da kısaca ‘hayır’ dedikleri için işinden, ekmeğinden, geleceğinden edilen tüm kamu emekçilerinin, tüm aydınlanma savaşçılarının yanındayız. Her biri adalete kavuşana kadar işlerine dönene kadar direnç ve kararlılıkla mücadelelerine sahip çıkacağız.

Ömürlerini adadıkları mesleklerini onlara AKP bahşetmedi ki tek bir adamın hıncı ve hırsı uğruna onun iktidarının koruyucuları dilediği zaman ellerinden alsın. Onlar dönecek, tıpkı 12 Eylül’ün 1402’lik aydınları, akademisyenler nasıl üniversitelerine geri döndüyse bugün ihraç edilen akademisyenler de geri dönecekler. Bu hukuksuz kararların altında imzaları olanlar da hukuk çerçevesinde bunun bedelini ödeyecekler.