CHP, kurlarda yaşanan dalgalanma sürecinde, dövize ilişkin kararlardan haberdar olarak döviz alıp satan siyasetçi ya da bürokratların araştırılmasını talep etti.

CHP, son dönemde dövizdeki hızlı yükseliş ve düşüş süreçlerinde yüklü miktarda alım-satım yapanların incelenmesi, bunlar arasında bakanlar, Cumhurbaşkanlığı bürokrasisi ve Cumhurbaşkanı'na yakın isimlerin bulunup bulunmadığının araştırılması için TBMM’de komisyon kurulmasını istedi.

CHP Grup Başkanvekilleri Engin Altay, Özgür Özel ve Engin Özkoç tarafından hazırlanan araştırma önergesi TBMM Başkanlığı’na sunuldu. Ekonominin zaman zaman günlük yüzde 10-15’lere varan oranlar arasında seyreden döviz kuru dalgalanmalarıyla sarsıldığına dikkat çekilen önergede, “Tek adam rejiminin yarattığı ekonomik krizin temelini oluşturduğu Türk Lirası’nın değerindeki bu dalgalanmaları Cumhurbaşkanı ve etrafındakilerin açıklamaları, Cumhurbaşkanının ve Merkez Bankası’nın çeşitli kararları tetiklemektedir” denildi.

Döviz kurundaki en büyük dalgalanmaların Merkez Bankası’nın faiz kararları, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın konuşmaları ve Merkez Bankası’nın döviz kurlarına doğrudan müdahalelileri öncesinde ve sonrasında yaşandığını belirten CHP önergesinde, “Örneğin Merkez Bankası'nın faiz kararı öncesi iktidar çevresinden piyasaya ‘Türk lirası çok değer kaybediyor, Merkez Bankası bu ay faiz indirmeyecek’ söylentileri yayılarak döviz kuru düşürülüyor, faiz indirildiğinde de döviz kurları hızla yukarı doğru tırmanıyor. Bir süre sonra Merkez Bankası piyasalara müdahale ederek döviz kurlarını bir miktar aşağı doğru çektikten sonra müdahaleyi bırakıyor ve kur yeni bir rekora doğru tırmanıyor” ifadelerine yer verdi.

‘VURGUN YAPMAK İÇİN ZEMİN OLUŞTURUYOR'

Önergede, “Döviz kurlarında yaşanan bu hareketler, faiz kararlarının ne yönde olacağı, Cumhurbaşkanı'nın ne tür bir konuşma yapacağı, Merkez Bankası'nın hangi noktada döviz kuruna müdahale edip hangi noktada müdahaleyi keseceğini bilenler açısından döviz piyasalarında vurgun yapmak için pozisyon almalarına uygun bir zemin oluşturmaktadır” ifadelerine yer veren CHP şunları kaydetti:

'EN AZ YÜZDE 130 KAZANÇ ELDE EDİLDİ'

Merkez Bankası’nın 23 Eylül 2021 tarihindeki ilk faiz indirimi kararını açıklamasından iki saat önce 8,68 lira olan dolar kuru, o günden bu yana yüzde 130’dan fazla artmıştır. Dolayısıyla bu süreci önceden bilenler, kurun aşağı ve yukarı dalgalandığı günlerde yüksek kurdan satıp düşük kurdan alım yapmasalar bile en az yüzde 130’lik bir kazanç elde etmiş gözüküyorlar. Kurun aşağı ve yukarı dalgalandığı günlerde yüksek kurdan satış, düşük kurdan alış yapanların ise kazançlarının bu oranın da birkaç katı olabileceği hesaplanıyor.

'İÇERİDEN BİLGİ SIZMASI VAR MI?'

Merkez Bankası Kanunu'nun 4’üncü maddesindeki ‘Banka, fiyat istikrarını sağlamak için uygulayacağı para politikasını ve kullanacağı para politikası araçlarını doğrudan kendisi belirler’ hükmüne rağmen, tüm para politikası kararlarının Cumhurbaşkanı tarafından dayatılarak alındığı bilinmektedir. Dolayısıyla kimse, bugünkü para politikası kararlarının “Bağımsız Merkez Bankası” tarafından alındığını ve kimse tarafından önceden bilinmediğini iddia edemez. Nitekim Türk lirasındaki çok yüksek değer kaybı nedeniyle ‘aklıselim’ gereğince Merkez Bankası'nın faiz indirmeme olasılığının yüksek olduğu son faiz indirimi kararından önce Hazine ve Maliye Bakanı'nın kardeşinin, ‘faizin 100 baz puan düşeceğini’ açıklamış olması, bu kararların ve piyasaları etkileyen Cumhurbaşkanı konuşmalarının birileri tarafından önceden bilindiği iddialarını doğrulamaktadır.

'SİYASİLER VE BÜROKRASİ ALIM-SATIM YAPTI MI?'

Türkiye, Merkez Bankası'nın 128 milyar dolarının karanlık odalarda satıldığı sürece benzer bir süreçten geçmektedir. Dövizdeki büyük dalgalanmalardan birinin gerçekleştiği 20 Aralık 2021 ve sonrasında yaşananların, bütün boyutlarıyla ortaya konulması, milletin kör kuruşunu korumakla yükümlü TBMM için bir zorunluluktur. Bu nedenle son altı aylık dönemde piyasalardan, bankacılık sisteminden ve döviz bürolarından kimlerin yüklü miktarlarda döviz alıp sattığı, bu işlemlere taraf olanlar arasında bakanlar, Cumhurbaşkanlığı bürokrasisi, Merkez Bankası üst yönetimi, Cumhurbaşkanı'na yakın isimler ve bunların yakılarındaki isimlerin olup olmadığı, bu alış satışların hangi kurlardan yapıldığının araştırılması gerekmektedir. Bu konuların araştırılması için Anayasa’nın 98 ve İçtüzüğün 104 ve 105 inci maddeleri kapsamında bir Meclis araştırması açılması konusunda gereğini arz ederiz.