CHP Sözcüsü Bülent Tezcan, CHP MYK toplantısının ardından açıklamalarda bulundu.

ABD’nin YPG’ye ağır silah vermesini eleştiren Tezcan, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın 15-16 Mayıs’ta yapmayı planladığı ABD ziyaretini gözden geçirmesi gerektiğini savundu.

Tezcan, “ABD YPG'ye ağır silahlar vereceğini ilan etmiş ve karar vermiştir. Bu Türkiye için kabul edilebilir bir şey değil. YPG'ye ağır silahlar verilmesi demek hem bölge güvenliğinin hem de Türkiye'nin bütünlüğünün tehdit altına alınması demektir. Cumhurbaşkanlığı makamı ve hükümet olmak üzere Türkiye'nin zayıf bir pozisyonda olması düşünülemez. Bu nedenle sayın Cumhurbaşkanı'nın, kararın arkasından ABD ziyaretini ciddi olarak bir kere daha gözden geçirmesi ve yeniden değerlendirmesi gerekir diye düşünüyoruz” ifadelerini kullandı.

Tezcan'ın açıklamalarından satır başları;

Yapının kurucularını baş başa bıraktık. Yeni bir cemaat, siyaset ittifakının Türkiye için hayırlı sonuçlar yaratacağını düşünmüyoruz.

DANIŞTAY YIL DÖNÜMÜ

Bugün Danıştay'ın kuruluş yıl dönümünün kutlamaları vardı. Çok ilginç bir tabloyla karşı karşıya kaldık. Danıştay Başkanı'nın yaptığı konuşma yüksek yargının hangi noktaya geldiğini göstermesi açısından çok çarpıcıdır. 149 yıllık bir geçmişi olan Danıştay'ın başkanı bugün ne yazık ki bu anayasa değişikliğini değerlendirirken kuvvetler ayrılığının anayasa değişikliğinde ifade edildiğini söyleyebilecek duruma gelmiştir. Bunu söyleyebilmek için hukukçu olmak değil ama bugün Danıştay Başkanı olmak gerekir.

KHK İLE İHRAÇ EDİLEN NURİYE GÜLMEN İLE SEMİH ÖZAKÇ’NIN AÇLIK GREVİ

OHAL KHK'ları bir hukuk devleti olmanın gereği gibi yutturmaya çalışan yüksek yargı anlayışı bir tarafta devam ederken, işlerinden ihraç edilip haklarını arama imkanı bulamayan kamu görevlilerinin her türlü demokratik yolu deneyerek haklarını arama mücadelesi sürdürdüklerini biliyoruz. Açlık grevinde 2 kamu görevlisi, Nuriye Gülmen ile Semih Özakça Ankara'da kritik eşiğe doğru hızla sürükleniyor. Protestosunu açlık grevi ile yürütenlere hükümet ciddi ve vahşet derecesinde diye ifade edebileceğimiz bir ilgisizlik içerisindedir. Aileler hükümet yetkililerinin kendileri ile konuşmasını istiyorlar ama bugüne kadar canını ortaya koyan evlatlarının derdini hükümet yetkilisine yüz yüze anlatmak için talep ettikleri randevuyu alamıyorlar. Öldükleri zaman mı hatırlayacaksınız. Genel başkanımız Numan Kurtulmuş ve Binali Yıldırım'a iletmiştir. Biz de bir kere daha hükümeti bu noktada sorumlu davranmaya davet ediyoruz.

CUMHURBAŞKANI ERDOĞN’IN ABD ZİYARETİ

Türkiye 15 yıllık AK Parti iktidarı döneminde dış politikası iflas etmiş bir noktaya sürüklenmiş. Devletin dış işleri birikimini yok eden anlayış, Türkiye'yi tüm uluslararası ilişkilerde çaresiz, rotası bozuk bir gemi durumuna düşürmüştür. Bugün Cumhurbaşkanı'nın ABD ziyareti öncesi, tam da bu çürümüşlüğün çarpıcı neticeleri ile karşı karşıya kaldık. ABD'ye gönderilen ön inceleme heyeti, dış işleri kadrolarından oluşturulmadı. Genelkurmay Başkanı ve MİT'in içinde yer aldığı bir ön inceleme heyeti gönderilerek orada neyin mesajının dahi verileceği belli olmayan bir çarpık sürecin içine girilmiştir.

ABD'YE YPG TEPKİSİ

Henüz ön heyet oradayken ABD YPG'ye ağır silahlar vereceğini ilan etmiş ve karar vermiştir. Bu Türkiye için kabul edilebilir bir şey değil. Bölgede söylediği bütün temel argümanlara karşı NATO müttefikimiz olan ABD'nin çok ciddi bir problemidir. Böyle bir tablo kuşkusuz hepimizin şiddetle reddedeceği bir tablodur. YPG'ye ağır silahlar verilmesi demek hem bölge güvenliğinin hem de Türkiye'nin bütünlüğünün tehdit altına alınması demektir. Cumhurbaşkanlığı makamı ve hükümet olmak üzere Türkiye'nin zayıf bir pozisyonda olması düşünülemez. Bu nedenle sayın Cumhurbaşkanı'nın, kararın arkasından ABD ziyaretini ciddi olarak bir kere daha gözden geçirmesi ve yeniden değerlendirmesi gerekir diye düşünüyoruz.

Bu bilinçli olarak milletin gönlünden kurucu önderi silme çabasının bir parçasıdır. Tarihçi görüntüsü altındaki sahtekarlar özellikle belli yayın kuruluşlarına kendi maharet ve yetenekleri ile çıkarılmıyorlar.