CHP'nin Cumhurbaşkanı adayı Muharrem İnce, Diyarbakır'da konuşuyor.

İnce, Erdoğan'ı yuhalayan kalabalığa "Yapmayın, ben Türkiye'de siyaseti uzlaştıracağım" karşılığını verdi. Kalabalığın konuşmanın devamında Erdoğan'ı yuhalamaya devam etmesi üzerine İnce "Lütfen yapmayın, böyle yaparsanız ben derdimi anlatamam" yanıtını verdi.

Cahit Sıtkı Tarancı’nın 'Kardeş kavgası son bulsun’ dizeleri ile kalabalığa seslenen İnce, “Merhaba Diyarbakır… Cahit Sıtkı Tarancı’nın hemşehrileri, Ziya Gökalp’in torunları, Ahmet Arif’in kardeşleri… Ne diyordu Cahit Sıtkı Tarancı; ‘Memleket isterim… Gök mavi, dal yeşil, toprak sarı olsun… Olursa bir şikayet ölümden olsun… Kardeş kavgası son bulsun’ diyordu Cahit Sıtkı" dedi.

Muharrem İnce'nin konuşmasından satır başları şöyle:

Ne diyordu Ahmet Arif; ‘Haberin var mı taş duvar… Demir kapı kör pencere, yastığım ranzam zincirim… Uğruna ölümlere gidip geldiğim zulamdaki mahsun resim haberin var mı… Görüşmecim yeşil soğan göndermiş… Karanfil kokuyor cigaram… Dağlarına bahar gelmiş memleketimin’ diyordu…

İşte ben 15 yaşında Yalova’da liseye giderken… Diyarbakırlı Ahmet Arif’in ‘hasretinden prangalar eskittim’ şiir kitabını o yaşımda ezberlemiştim. Yani 15 yaşında ezberlediğim şiiri, bir Diyarbakırlının yazdığı şiiri 40 yıl sonra, Diyarbakırlılara cumhurbaşkanı adayı olarak okudum.

Ben buraya sizi kandırmaya, aldatmaya gelmedim, Ramazan şerbeti içmeye geldim. Türkiye'nin çok ciddi sorunları var. 55 milyar dolarlık cari açık var. Gençlerin yüzde 20'si işsiz. Türkiye kuşatılmış durumda. Şu anda Türkiye'yi yönetenler Ankara'dan yönetmiyor Brüksel'den yönetiyor, Washington'dan yönetiyor.

Başından beri söyledim 3 B: bir barışacağız, iki büyüyeceğiz, üç bölüşeceğiz.

Fabrikalar açacağız. Kıraathanelerde bedava kekle zaman dolmaz. Çay beleş, gündüz kekle geçiştirdin; akşam evine gittin, yemek ne olacak?

Tarıma dayalı sanayiyi geliştireceğiz. Meraları atıl olmaktan kurtaracağız.

Benim derdim gençler.

Sesi yükseltebilirseniz yükseltin. Çok kalabalık burası, sonunu göremiyorum.

Sanayimizin yüzde 25’i atıl. Onu işlevsel hale getireceğiz, refahımız artacak, zenginleşeceğiz. Büyüyeceğiz.

Bu kardeşiniz ilkeli bir siyasetçidir. Zaman zaman kendi partisiyle de ters düşmüştür. 4 Mayıs’ta cumhurbaşkanı adayı oldum, altı oku çıkardım. Artık, sadece CHP’lilerin değil 81 milyonun cumhurbaşkanı olacağım. Ve altı oku takmadım, artık bayrak taktım. Sonra, Sayın Akşener’e gittim, kutladım, başarılar diledim. Sayın Karamollaoğlu’na gittim,  kutladım, başarılar diledim. Demirtaş’a gittim, başarılar diledim. Sayın Erdoğan’a gittim başarılar diledim.

(Yuhalamalar üzerine) Hayır hayır, ben Türkiye’de siyaseti uzlaştıracağım.

Dört adayı da ziyaret ettim, sonra rakiplerimin hesaplarına para da yatırdım. Amacım siyaseti yumuşatmak. Gönüller arasında köprü kurmak, milleti barıştırmak, 81 milyonu bir şemsiye altında toplamak.

4 adayı da ziyaret ettikten sonra Hakkari’ye gittim ve orada dedim ki: Sevgili Hakkarililer, size sayın Akşener, Karamollaoğlu, Demirtaş ve Erdoğan’ın selamları var, dedim. Dördünün de selamını ilettim.

DEMİRTAŞ’I ZİYARET ETMESİ

Erdoğan, bu videoyu alıp Demirtaş bölümünü kesmiş. Sürekli yuhalarsanız ben derdimi anlatamam, televizyonu izleyenler beni yuhalıyorsunuz sanır. Olay şu, ben dört adayın da selamı var diyorum. Erdoğan sadece Demirtaş kısmını alıyor, bak bak Demirtaş'a da gitmiş diyor. Saklı gizlim yok, Erdoğan'dan izin alacak halim de yok.

DOKUNULMAZLIK

Dokunulmazlık konusu geldi gündeme. Benim mensubu bulunduğum partinin yönetimi dedi ki, biz kaldırılmasına evet diyeceğiz. Ben dedim ki, yanlış yapıyorsunuz. Televizyonlara çıktım, ben parti yönetiminibn tavrını doğru bulmuyorum, 'hayır' oyu vereceğim dedim. Bugün olsa yine aynısını yaparım. Siyaseti ilkeli yapacağız, kimseye yaranmak gibi bir derdim yok.

ÇÖZÜM YERİ TBMM

Kürtler onore edilmek istiyor, Türklerin de kaygıları var. Türklerin kaygılarını gidereceğiz, Kürtleri de onore edeceğiz. Yalan yok, gizli kapaklı görüşme yok. Çözüm yeri TBMM.

‘BEN OY DEĞİL, SORUNU ÇÖZMEK İSTİYORUM’

Cumhurbaşkanı olduğumda TRT'nin kanallarından birini bu işe ayıracağım. Zaten bir işe yaradığı yok, bari bir işe yarar. Tartışacak insanlar, ne istiyor. Dil meselesini tartışacaklar. İçinizde muhafazakar var, esnaf var, solcu var; anlaştığınız bir yer dil meselesi, kendi aranızda anlaşamadığınız yerler de var. Anlaştığınız yerlere beni de yazın, anlaşamadıklarınızı da çözeceğiz. Ben oy değil, sorunu çözmek istiyorum.

Erdoğan oy istiyor, onun derdi oy; benim derdim çözüm, barış, uzlaşma, huzur. Dil konusunu nasıl çözeceğiz. Dil ve din... Muhafazakarlar din kültürü ve ahlak bilgisi yetmez, ben daha fazlasını istiyorum diyor. Hay hay muhafazakar kardeşim, seçmeli olarak kaç saat istiyorsan görüşeceğiz. Bir diğeri de diyor ki, siz bana hakaret ediyorsunuz, ben zorunlu olanı da almak istemiyorum. Hay hay, sen de alma.

İNCE BAŞKAN SLOGANLARI

Bakıştık bunları bırakalım. Diyarbakır 'dan da sesleniyorum sayın Erdoğan'a: Bugün Bursa'da 15.30'da konuşacaktın. Toplayamadın milleti 18.00'a aldın. Şimdi çevreden insan topluyorlar. Ben o meydanda iftardan önce zımbazıp miting yaptım.

Erdoğan 3 proje söyledi: Bir kıraathane, iki stadyum, üç park. Be mübarek sen belediye başkanı mısın cumhurbaşkanı mısın? Gelin kıraathaneye 'iskambil yok' diyor. İskambil yoksa gelmiyor millet. Ustayım diyor du meğerse kek ustasıymış. Kek yemek isteyen Erdoğan'a oy versin, iş isteyen aş isteyen bana oy versin.

Erdoğan, kilosu 4 bin 500 liraya beyaz çay içiyor. Ben siyah cay içiyorum. Ben sizin gibi bakkaldan aldığımız yumurtaları yiyorum. Erdoğan, 7 yıldızlı sarayında iftar yapıyor. Erdoğan, beyaz Türk, ben bu ülkenin zencisiyim.

Ankara'da sarayı var yetmedi. İstanbul'da 5 sarayı var. Yetmedi. Marmaris'te yazlık yaptırıyor. Allah'ın izni, milletin isteğiyle Cumhurbaşkanı olduğumda o yazlık sarayı engelli çocuklara vereceğim.

‘BÜTÜN DİYARBAKIRLILARI, MİTİNGE ÇAĞIRIYORUZ’

CHP Milletvekili Sezgin Tanrıkulu ve Diyarbakır İl Başkanı Mehmet Sayın, dün bir basın toplantısı düzenledi. Tanrıkulu, “Bütün Diyarbakırlıları, mitinge çağırıyoruz” dedi. Sayın ise, İnce’nin Demirtaş’ı cezaevinde ziyaret etmesi ile Diyarbakır halkının sempatisini kazandığını söyleyerek, “Muharrem Bey’in gelecek olması insanlarımızda heyecan yarattı” dedi.