CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Ardahan Milletvekili Öztürk Yılmaz, Türkiye'nin İdlib'de hiç beklemediği bir tuzağa çekilebileceğini belirterek, Türkiye'nin birlikte hareket ettiği Tahruri Şam'ın en büyük düşmanının Esad, İran ve Rusya olduğunu söyledi. Yılmaz, "Örgüt, Türkiye'yi provoke etmek suretiyle Rusya ve İran'la karşı karşıya getirebilir" dedi.

TBMM'de düzenlediği basın toplantısında Türkiye'nin dış politikasına ilişkin değerlendirmelerde bulunan Yılmaz, ABD ile Türkiye arasında yaşanan vize krizini ve İdlib'e operasyonu değerlendirdi.

Yılmaz, "ABD’nin Türkiye ile ilişkilerinde hiç bu kadar gerginlik olmamıştı. İstanbul Başkonsolosluğu’nda bir yetkiliyle ilgili başlayan kriz görünümün daha derin bir durumu vardır, bu kriz halidir ama bunun öncesi sonrası vardır. FETÖ dosyası, Zarraf dosyası, Halk Bankası dosyası, S400 füze savunma sistemlerinin alınmasıyla ilgili Rusya ile yakınlaşma ve konsolosluktaki çalışanla ilgili süreç… ABD’nin PYD’yi silahlandırma kararı, sonra Erdoğan’ın korumalarıyla yaşanan diyaloglar, ABD Büyükelçisinin giderayak yaptığı açıklamalar bardağı taşıran ise başkonsoloslukta çalışanla ilgili yargı kararı beklenmeden havuz medyasına sızdırılan olay. İlişkiler açısından kriz aşamasıdır iyi yönetilmezse devamı provokatif adımlarla gelebilir endişesi taşıyoruz” diye konuştu.

ABD'nin vize kararını doğru bulmadıklarını ifade edenYılmaz, şöyle devam etti:

“Hem oradan atılan adımlar hem karşı adımlar krizi yumuşatmak değil daha krize yol açacak şekilde görüyoruz. ABD’nin tüm Türkleri cezalandırabilecek vize kararını doğru bulmuyoruz. Türkiye tarafından atılan adım da keşke olmasaydı iki ülke yetkililerinin ortamı daha fazla germeden oturup bu sorunları çözmesi gerekiyor. Türkiye’nin yönüyle ilgili algı oluşacak Türkiye’nin Rusya tarafına geçerek NATO’dan uzaklaştığı konuşulacak, hem ABD hem AB ile ilişkilerini iyice sıkıntıya sokacak. Her iki tarafa da çağrımız tansiyonu düşürelim, sorunu diyalog kanalıyla aşabileceğimiz bir yol haritası üzerinde çalışalım.”

İDLİB FIRAT KALKANINDAN FARKLI

Türk Silahlı Kuvvetleri’nin (TSK) Suriye’nin İdlib kentine operasyon düzenlemesine değinen Öztürk, şunları söyledi:

"Keşif uçuşlarının tamamlandığı söyleniyor, bizim sınırlarımızın cihatçı bir grup tarafından işgal edilmesini asla kabul etmiyoruz. Cihatçıların güney sınırlarımızdan uzaklaştırılması önemli ama İdlib,  Fırat Kalkanı'ndan daha farklı, Türkiye hiç beklemediği şekilde tuzağa çekilebilir, askerimizin güvenliği en önemli husustur. Ne tür riskler olabilir? Bu alan El Kaide'nin devamı olan cihatçı grupların oluşturduğu, sayısı 20 bini bulan bir alan. TSK gözlem yapacak, Esad'ın, İran'ın, Rusya'nın bulunduğu alanlara saldırı yapılmasını önleyecek. Eğer işler iyi giderse Tahruri Şam'la bu işleri yönetebilir, ama Tahruri Şam'ın TSK'ya yönelik harekette bulunması durumunda, çatışma yaşanabilir. Tahruri Şam'ın en büyük düşmanı Esad, İran ve Rusya'dır. Türkiye'yi provoke etmek suretiyle Rusya ve İran'la karşı karşıya getirebilir. Eğer Amerika ile ilişkiler böyle devam ederse, Türkiye ile ilgili yeni algı oluşturulabilir, Türkiye Nusracıları himaye ediyor denilebilir."

Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad'ı devirmek isteyen grupların İdlib'de toplandığını söyleyen Yılmaz, "Önceliğimiz El Nusra'nın uzaklaştırılmasıdır. Cihatçı grupla sınır olmamız gerekir, ama güllük gülistanlık bir coğrafya değil, 3 milyona yakın nüfus var. Esad'ı devirmek için gelen gruplar İdlib'e yığılmıştır, İdlib ateş topu gibidir. Askerimizin, ülkemizin güvenliği açısından bu uyarıları yapmamız gerekir. İdlib'in merkezinin El Nusra'cılar kontrol ediyor. TSK bunlarla anlaşıp Rusya, İran'a dönük saldırı düzenlemesini engellemek durumunda. Tahruri Şam Türkiye'yi yanına alabilmek için provoke edebilir. Fırat Kalkanı operasyonundan çok daha risklidir. Türkiye'nin kolayca gidişine ses çıkartılmıyorsa terör örgütleri Türkiye'yi bir kalkan gibi görüyorlar. Bu kırılgan zemindir, arazide istihbaratın çok iyi alınması lazım. Türkiye'yi hem Nusra'cılarla çatışmaya ya da diğer aktörlerle çatışmaya sürükleyecek bir durum vardır” diye konuştu.