Eski Diyanet İşleri Başkanı Prof. Ali Bardakoğlu, 12 kişinin öldüğü Paris'teki Charlie Hebdo katliamına ilişkin olarak açıklamalar yaptı.

Saldırı için bazı çevrelerce "provokasyon" nitelemesi yapılması konusunda ise Prof. Bardakoğlu, "Olayı 'ötekinin oyunu ve provokasyonu' olarak görmeye başlarsak, kendi mahallemizde olup biteni sağlıklı biçimde anlayamayız ve analiz edemeyiz" diye konuştu. Bardakoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:

" Bugün İslam dünyasında şiddet ve terör ile cihat/dini duyarlılık arasındaki farkı ayırt edemeyecek kadar iç dünyası öfke ve nefretle dolu binlerce gencimiz mevcut. Tabii onların bu ruh halinin birçok sebebi vardır. Ama birçok bölgede verilen dini eğitim ve bilgi de bu şiddeti meşrulaştıracak bir dizi argümanla dolu."

Bardakoğlu'nun Paris katliamına ilişkin görüşlerini "Terör ve İslam" başlığıyla Hürriyet'teki köşesine taşıyan (9 Ocak 2015) Taha Akyol'un yazısının ilgili bölümü şöyle:

...
Elbette ekonomik, sosyal , kültürel faktörler söz konusudur. Bu faktörler birçok toplumda var, fakat din adına şiddet en çok Müslümanlarda! Din algısında sorunlar olduğu açık.

Eski Diyanet İşleri Başkanı Prof. Ali Bardakoğlu hocamızla görüştüm. Bu katliamı kınamanın "sıradan ve yetersiz" bir davranış olduğunu söyledi. "Provokasyon" nitelemesi konusunda ise Prof. Bardakoğlu'nun söyledikleri şöyle:

"Olayı 'ötekinin oyunu ve provokasyonu' olarak görmeye başlarsak, kendi mahallemizde olup biteni sağlıklı biçimde anlayamayız ve analiz edemeyiz. Halbuki bugün İslam coğrafyasının değişik muhitlerinde verilen dini eğitimin, İslam adına üretilen dini bilginin bu tür nefret ve şiddetleri besleyip beslemediğini soğukkanlı şekilde araştırmamız gerekiyor. Kapımızın önünü görüp gözetmek, bir kirlenme varsa onu temizlemek zorundayız."

Diyanet İşleri Başkanı Prof. Mehmet Görmez de Selefiyeci, bağnaz ve şiddet yanlısı davranışların İslamofobi'ye yol açtığını söylemişti, haklı olarak.

Fakat Din Şûrası'nın ortak bildirisinde maalesef bu görüşe yer verilmedi! İslamofobi sadece Batı'nın İslam düşmanlığı yapmasından ibaret gibi gösterildi. Böyle bir anlayışın Müslümanlarda bir "kendini gözden geçirme" tavrına yol açmayacağı, sorunların da sürüp gideceği açık.

Din eğitimi sorunu

Bütün sorun, muhterem hocamız Bardakoğlu'nun şu satırlarında özetlenmiştir:

"Bugün İslam dünyasında şiddet ve terör ile cihat/dini duyarlılık arasındaki farkı ayırt edemeyecek kadar iç dünyası öfke ve nefretle dolu binlerce gencimiz mevcut. Tabii onların bu ruh halinin birçok sebebi vardır. Ama birçok bölgede verilen dini eğitim ve bilgi de bu şiddeti meşrulaştıracak bir dizi argümanla dolu."

Demek ki:

İslam toplumlarında on binlerce gencin içini "öfke ve nefretle dolduran" birçok siyasi , ekonomik, sosyal sebepler vardır. Bilhassa Filistin sorunu ve sömürgecilikten kaynaklanan ezilmişlik psikolojisinin yarattığı tepkiler...

Pakistan'da, Afganistan'da ve Ortadoğu 'da Selefi medreseleri gibi "bazı sorunlu yerlerdeki dini eğitim ve bilgi de bu şiddeti meşrulaştıracak bir dizi argümanla doludur". Bu yüzden terörü dine bulayarak icra ediyorlar. Cihadizm denilen şiddet cinneti yaygınlaşıyor.

Ve yine Bardakoğlu'nun belirttiği gibi "Batılılar bu tür olaylardan Müslüman'a, ondan da İslam'a intikal edip arada bir sebep-sonuç ilişkisi kurmaya çalışıyorlar" ve bu da "İslamofobi'yi körüklüyor".

İslam adına şiddet ve taassup kusanlar, çağımızda İslam'ı karanlık bir çıkmaz sokağa sürüklüyorlar.

İslam'a en büyük zararı bunlar veriyor.